Belediye flaması bulutların üzerine taşındı

Belediye flaması bulutların üzerine taşındı

Kale Dağcılık ve Doğa Sporları Kulüp üyeleri, Kırıkkale Belediyesi flamasını Ordu-Giresun İllerinin en yüksek zirvesi olan 3.107 m.lik Karagöl Dağı zirvesine ulaştırmayı başardı.

DÖRT SAATTE ULAŞILDI

Tırmanışa, Ordu Dağcılık İl Temsilcisi Özgür Yüksel ve Ordu Dağcılık Kulüp üyesi Yılmaz Seferoğlu rehberlik yaptı. Üzerinde Aygır Gölü ile birlikte 4 buzul gölü nüde barındıran Karagöl Dağı, Doğu Karadeniz Bölgesinin Kaçkar ve Verçenik zirvelerinden sonraki en önemli zirveleri arasında yer aldığını açıklayan Haber Kale Dağcılık adına-Metin Atun, “Dört mevsimin bir arada yaşandığı Karagöl Dağı zirvesine ancak dört saat sonra ulaşılabildi. Bulut içinde kalan dağın eteklerinde kış ve bahar yaşanırken zirvede yaz ve sonbahar mevsiminin bütün sıcaklığı iliklerimize kadar hissediliyordu. Kale dağcılıktan 17 sporcunun ( Tahsin Öden, Bahadır Soylu, Ahmet Yıldırım, Yüksel Pekince, Haydar Çiğci, Kübra Pazar, Ömer Pazar, İbrahim Kırbaş, Nail Güloğlu, Ali Osman Coşkun, Gökhan Pesek, Elif Nur Pekince ) katıldığı faaliyete rehberle birlikte toplam 19 sporcu katıldı. Ancak zirveye 15 sporcu ulaşabildi. İlk defa katılan Umut Güloğlu, Volkan Yılmaz, Yalçın Duran ile grubun iki bayan sporcusundan zirveye ulaşabilen tek bayan sporcusu Kübra Pazar oldu.”dedi.

ZORLU TIRMANIŞ

Zorlu zirve tırmanışı 2.200 metrerakımlı İnboynu Yaylasından sisler içinde başlandığını açıklayan Atun,  “2.640 metre yükseklikteki Aygır Gölü’ne gelindiğinde dağı kaplayan sisler de yavaş yavaş açılmaya başlamıştı. Aygır gölünde kısa bir mola veren ekibimiz bir açılıp bir kapanan bulutlarla birlikte yükselmeye başladık. Tamamen büyük siyah kayalardan oluşan zeminin bazı bölümlerini, kaya tırmanışı yaparak geçebildik. Tırmanışın gölden sonraki bölümü zorlaşınca ekibimizden dört sporcu kendilerini daha fazla riske atmadan geri dönme kararı aldı. Geriye kalan 15 sporcu kayalar arasından sızıp giden sislerle birlikte ağır ve emin adımlarla yükselmeye devam etti. Yükseldikçe manzara bir başka güzelleşiyor, ekibimizi ayrı bir heyecan kaplıyordu. Her taraf kar beyaz güzelliğinde ve temizliğinde bembeyaz bulutlarla kaplıydı. Sanki dağlar arasında bir pamuk yığını arasında uçuyor gibiydik. Tam karşımızda duran ve Ordu’nun doğal rehberi Serdar Şimşek’ten öğrendiğimize göre Ordu ilinin en yüksek zirvesi olan 3.005 metre yüksekliğindeki Gönderiç Tepesi beyaz bulutların arasından çıkmak için adeta savaş veriyordu. Ancak bulutlar onu saklamak için uzun süre direndi. Zirveye ulaştığımızda ise, Gönderiç tepesi beyazlarla kaplı bir saksının içinde siyah bir çiçek gibi bulutları yırtarcasına bütün haşmetiyle karşımızda duruyordu. Onun bu asil duruşu bütün ekibimizi mest etmeye yetmişti. O an tüm yorgunluğumuzu unuttuk. Onun azameti karşısında eğildik kaldık. Yüce Rabbimizin azamet tecellisini üzerinde muhafaza eden Gönderiç tepesi karşısında saygıyla eğilmekten başka yapacak bir şeyimizde kalmamıştı.”diye konuştu.

MUHTEŞEM ZİRVE

Sözlerine devam eden Atun, “Saatlerimiz 14.10 sularını gösterirken geriye dönen dört kişi dışında ki ekibin tamamı zirveye ulaşmayı başarmıştı. Bugünkü zirvenin kahramanları, tırmanışa ilk defa katılan Baba-kız Kübra Pazar, Ömer Pazar ile Yalçın Duran ve Volkan Yılmaz ile birlikte genç dağcımız Umut Güloğlu oldu.Bulutların üzerindeki zirvede Ordu ve Kırıkkale İllerinin dostluklarını pekiştirmek adına her iki belediyenin de flamaları, Türk Bayrağı ile birlikte açıldı.   Bu tırmanış, aynı zamanda Kırıkkale Belediye flamasının, bulutların üzerindeki zirveye taşındığı dağcılık faaliyeti olarak tarihe geçmişti. Zirvenin doyumsuz güzelliği tüm ekibi etkilemişti. Zamanımızın çok az olmasına karşın her zaman bir saat durduğumuz zirve de bu defa, 90 dakika sonunda ayrılabildik. Geldiğimiz parkurun zor olması nedeniyle inişi, uzun fakat daha kolay olan kuzey doğu parkurundan yapmayı planladık. Saatlerimiz 15.30 sularını gösterirken zirveden ayrıldık. Önce yine siyah kayalardan oluşmuş dik parkuru geçtikten sonra dağın doğu sırtından tekrar kuzey yönüne dönerek inişimize devam ettik. İniş süresince dağın 400 metrelik kuzey-doğu duvarı bütün heybetiyle tam karşımızda duruyordu. Bu büyük duvarın diplerinde az olsa kıştan kalma kar yığınları kışın burada nasıl fırtınaların koptuğunun habercisi gibiydi. Aygır Gölü’ne çok az kalmıştı. Ekibimizin zirveyi tamamlayan tek bayan sporcusu Kübra’nın babası Kübra’nın yürümekte çok sıkıntılı olduğunu bildirince gölün kenarında mola verdik. Soğuk göl suyu masajı Kübra için iyi gelmişti. Kendine biraz gelince tekrar inişe geçtik. Bu moladan az öncede rehberlerimiz ayrılmıştı. Çünkü onların bugün Ordu’ya inmesi gerekiyordu.”

İNİŞE GEÇTİLER

Atun, Aygır gölünden sonra dik ama kayalık olmayan parkurdan inişe geçtik. Güzel bir kahvaltıdan sonra saat 09.15 sularında ayrıldık. Çünkü göreceğimiz ve gezeceğimiz çok yerler vardı. Önce Cumartesi fasulye turşusunda olduğu otantik bir ortamda müthiş bir kahvaltı yaptığımız Çambaşı Çay evine uğradık. Burada kısa bir çay molası ve yöresel yiyeceklerden alış-veriş yaptıktan sonra manzarası güzel bir bölgede fotoğraf çekmek üzere harekete geçmek üzere iken, bu konuşmalarımıza misafir olan Çambaşı Çay Evi yetkilisi ve yörenin doğal rehberi Serdar Şimşek Ordu’nun en vahşi kanyonlarından birisi olan Ablakkaş bölgesinde ki Geçilmez Kanyonu’nu da göstermeyi ihmal etmedi. Bu ürkütücü bir o kadar güzel kanyonun seyir noktasından ayrıldıktan sonra Çambaşının dönemeçli yollarına tekrar düştük. İki hanenin bulunduğu güzel bir seyir noktasında tekrar fotoğraf çekmek için durunca bu yörenin taze fasulyesini de almayı unutmadık.  Ordu İline vardığımızda saatlerimiz 13.00 sularını gösteriyordu. Hemen programımızda yer alan Ordu’nun meşhur Boz tepesine çıkmak için teleferiğe bindik. Deniz seviyesinden başlayan teleferik yolculuğu 400 rakımlı Boztepe’de son buluyordu. Boztepe’de paraşütle atlayanları seyrettikten sonra, deniz manzaralı simit eşliğinde çay içmeyi de unutmadık. Boztepe’den ayrılıp deniz kenarına indiğimizde saatlerimiz 15.00 sularını gösteriyordu. Kırıkkale’ye ise ancak 15.30 sularında hareket edebildik. Böylece heyecan ve macera dolu bir faaliyetimizi daha burada son buluyordu. Bu faaliyetinin gerçekleşmesinde emeği geçen başta rehberlerimiz Özgür Yüksel ve Yılmaz Seferoğlu’na, yörenin doğal rehberi Serdar Şimşek Bey’e sporcularımıza ve Kırıkkale Belediyemize de teşekkürlerimizi iletiriz.”