OKUMAK HAYAT KAYNAĞIDIR
26 Mart ? 1 Nisan tarihleri arasında kutlanan Kütüphaneler Haftası nedeniyle İl Kültür Merkezi?nde program düzenlendi. Programda, Okumak hayatın kendisidir adlı tiyatro sahnelendi. İl Kütüphane Müdürlüğünün 2011 yılında yaptığı çalışmaların slaytları izlendi. Programda konuşma yapan İl Kütüphane Müdürü Zeliha Atay, okumanın hayat kaynağı olduğunu söyledi. Atay, ?Bilgi toplumuna dönüşmeyen bir toplumun küreselleşen dünyaya ayak uydurması mümkün değildir. Küreselleşme her ne kadar ekonomik, sosyal, teknolojik, kültürel, politik ve çevre dengesi açılarından bütünleşmenin bir gereği olsa da; dünyanın birleşik hale gelmesi ve dünyanın tekdüze dinamiklerden oluşması anlamına gelmez. Tekdüze olmuş toplumlar sorgulamaz, yeni bilgilere ulaşma çabasına girmez ve sorunlara başka perspektiflerden bakamaz? diye konuştu.
OKUMA KÜLTÜRÜ GELİŞMELİ
Okuma kültürünün her insanda olması gerektiğini söyleyen Atay, ?Tekdüzelikten kurtulmanın ilk şartı toplumun çoğullaşmasından geçer. Toplumların çoğullaşması; içlerinde konulara farklı yaklaşabilen ve sorgulayabilen, insanları barındırmasıyla mümkün olur. Hızla değişen dünyadaki yeniliklere ayak uydurabilmek için bilgi toplumuna dönüşmek, dönüşen toplumu ise çoğullaştırmak gereklidir. Bu da ancak ve ancak bilgi ile mümkün olur. Bilgi toplumları çoğullaştırır, toplum bireylerine sorgulama ve farklı açılardan bakabilme yetilerini kazandırır, toplumun çok kültürlü olmasını sağlar. Çoğullaşmanın sağlanmasındaki en önemli süreç bilgi akışını sağlamak ve bireylere okuma kültürünü benimsetmek, okuma alışkanlığını kazandırmaktır. Okuma kültürü, insanlık tarihinin en önemli adımı olan "Yazının Bulunuşu" ile ortaya çıkmıştır? dedi.
DÜZENLİ OKUMA İÇİN NELER YAPILMALI
Okuma kültürünün düzenli olması için bireylerin önemli çalışması gerektiğini bildiren Atay, ?Okuma kültürü; "bireyin okuma eylemini bir gereksinim olarak algılaması sonucu sürekli, düzenli ve eleştirel bir biçimde gerçekleştirmesi" olarak tanımlanabilir. Benzer bir yaklaşımla kütüphane kullanma alışkanlığı; "bireyin zihinsel gelişimini karşılamak amacıyla kütüphaneleri düzenli olarak kullanması anlamına gelir. Okuma alışkanlığı; kişinin duygu, düşünce ve hayal dünyasını zenginleştirmenin yanında, ifade gücünü ve iletişim becerisini geliştirici bir etkiye de sahiptir. Kuşkusuzdur ki; halka bu alışkanlığı kazandırmada en önemli rol kütüphanelere düşmektedir. Kütüphaneler yüzyıllar boyunca ortak bilgilerimizi korumanın en önemli mekânları olmuştur. Kütüphaneler; eğitimin hatta yaşam boyu öğrenme ve entelektüel gelişimin temel kurumlarıdır?
GELİŞEN TEKNOLOJİYE AYAK UYDURMALIYIZ
?Gelişen teknoloji ile birlikte kütüphane materyalleri de buna paralel olarak değişmektedir. Artık kütüphanelerde kitapların yanı sıra bilgiye erişimi sağlayan her tür materyal bulunmaktadır. Eğitim sadece okul eğitimi ile sınırlı olmamalı, hayat boyu devam etmelidir. Eğitim; bütün hayatı kapsayan ve asla "okul" ve "müfredat" ile sınırlandırılmayacak kadar etkili ve sürekli bir süreçtir. Bilginin üretiminden tüketimine kadar geçen süreçte önemli roller oynayan kütüphaneler bir yandan bilgi toplumunun ürünü iken diğer yandan da bu toplumu besleyen kurumlar arasında yer almaktadır. Kütüphane bilginin dolaşımında, dolayısıyla bilgi toplumunun gerektirdiği demokratikleşmede rol alan temel kurumlar arasında yer alır. Okuma aracılığıyla Okurun eski bildiklerine yeni bilgiler katması, zihninde bu bilgileri harmanlayarak içselleştirmesi sonucu ise yepyeni bilgiler ortaya çıkacaktır? dedi.