Bütün aşkların ve muhabbetin Allah?ta (CC) başladığını belirten Yalsızuçanlar, aşka ulaşmnak için belli bir yoldan gidildiğini söyledi. Anadolu?da en büyük aşkları Mevlana ve Yunus Emre?nin yaşadığını beyan eden Yalsızuçanlar, her iki insanında aşklarına sıkı bir bağ ile bağladığını belirterek, ?Aşk; aşaka kökünden geliyor. Aşaka: bir varlığın bir varlığa sarılmasıdır. Aşkta, varlıkta birlik esastır. Buna en güzel örnek, bir ağacı sarıp kuruttuktan sonra kendisinden bir şeyler katarak yeni bir bitki oluşturan sarmaşıktır. Bunu nefsi öldürüp vuslatta bütünleşmek olarak tasvir edebiliriz.? dedi.
Aşk ateşinin yatkını ve külleriyle yeni bir vücut oluşurduğunu söyleyen Yalsızuçanlar, ?Aşk dışında nefsi tanımak mümkün değildir. Allah, kendine yaklaştırdıklarına daha fazla acı çektirir. Varlıkta birlik esastır. Aşk kusurları görmezden gelir. Bilal-i Habeşi (ra) ş harfini s olarak söylermiş ve bu nedenle ezan okurken ?Eshedü? diye okurmuş. Bir gün Efendimize (SAV.) sormuşlar: ? neden ezanı Bilal-i Habeşi?ye okutuyorsun, ?ş? leri bile söyleyemiyor.? Peygamber Efendimizin (SAV.) cevabı ise ? Allah katında Bilal?in ?ş? si ?s? dir? dedi. Vuslat, varlığın merkezidir.? diye konuştu.
Aşkın bir güneşe benzediğini ifade eden Yalsızuçanlar, ?Aşkı tatmayan bir gönül taşa benzer. İnsanların olgunlaşması için aşk ve muhabbetin olması gerekir. Sevdasız bir gönül olmaz. Öneli olan o sevdayı bulup, onu sıkı sıkıya sarılmaktır.? şeklinde konuştu.
