Ankara Kırıkkale Kırşehir Hattında İnsan Kaçakçılığı

Ankara Kırıkkale Kırşehir Hattında İnsan Kaçakçılığı

Göç idaresinde yaşandığı iddia edilen olayların ucu Kırıkkale’ye uzandı.

Göç idaresinde yaşandığı iddia edilen olayların ucu Kırıkkale’ye uzandı. Yabancı uyrukluları 250 bin dolar yerine 100 bin dolara Türk vatandaşlığına geçirilmelerine aracılık ettiği iddiası ile haklarında soruşturma başlatılan zanlılar arasında Kırıkkaleli eski bir siyasetçi ve birde avukatın olduğu ortaya çıktığı iddia edildi. 

 

GÖÇ İDARESİNDE DÖNEN DOLAPLAR

T24 haber sitesi yazarı Tolga Şardan’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede yer alan bilgileri paylaştığı yazısında; Göç idaresinde Ankara – Kırıkkale – Kırşehir hattında 250 bin dolarlık Türk vatandaşlığı işleminin 100 bin dolara yapıldığı, yerel siyasiler, kamu görevlileri, sıradan insanlar hepsi bir araya gelip suç örgütlerini oluşturmuş olduklarına yer verdi  

 

HAKSIZ KAZANÇ SUÇLAMASI

Tolga Şardan’ın yazısı aynen şöyle “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianameyi okudukça aslında birbirleriyle teması olan birden fazla suç örgütünün iş takibi yaparak haksız kazanç elde ettiği anlaşılıyor.

 

MİT BİLGİLENDİRME YAPMIŞ

MİT’in, emniyet ve savcılığa yaptığı bilgilendirme sonrasında bir yıla yakın süreyle yapılan takipler sonrasında oluşturulan soruşturma dosyasında, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü çatısı altındaki suç örgütünün yanı sıra “Ankara – İstanbul – İzmir” ve “Ankara – Kırıkkale – Kırşehir” hattında da suç örgütlerinin bulunduğu görülüyor.

 

TÜRK VATANDAŞLIĞI HAKKI

Hükûmetin dolarla yatırım yapan yabancılara tanığı “istisnai Türk vatandaşlığı” hakkı kapsamında Türk vatandaşlığını hak eden ya da talebi geri çevrilmiş yabancıların işlemlerini takip eden birbirleriyle bağlı suç örgütlerinin yaptıkları insanı hayrete düşüren cinsten ne yazık ki Bu konudaki son yazıda, “Ankara – Kırıkkale – Kırşehir” hattında yaşananları savcılık iddianamesinde yer aldığı şekliyle özetlemeye çalışacağım.

 

Afgan asıllı yurttaşın savcıya anlattıkları

Önce, dolarla yatırım yaparak Türk vatandaşı olan bir yabancı uyruklunun savcılığa anlattıklarından özet yapayım.

Aslen Afgan olan MaroufSaeedi, savcılığa bakın neler anlattı:

(…) “Aslen Afganistan uyrukluyum, aynı zamanda İngiltere ve Türkiye vatandaşıyım. 20 yaşlarına kadar Afganistan’da bulundum. Daha sonra İngiltere’ye iltica ettim. İngiliz vatandaşı olduktan sonra da eşimin ve akrabalarımın Almanya’da bulunması nedeniyle de Almanya’ya geçerek burada uluslararası nakliye firması kurdum. 5 yıl kadar burada bulunduktan sonra Dubai’ye geçtim ve burada da yine aynı işi yaptım.

Geçen sene yani 2020 yılında Türkiye’yi sevdiğim için ailem ile birlikte buraya gelmeye karar verdim. Bunun içinde önce istisnai vatandaşlık yasasından faydalanmak için Ankara ili Çankaya ilçesi Çayyolu semtinde bir daire almaya karar verdim. Çayyolu semtinde bulunan bir evi beğendim ve ev sahibini bularak 530 bin dolar karşılığında evi satın aldım. Daha önceden ticaret ile uğraştığım için param vardı.

Para karşılığı ekspertiz raporu

Benim istisnai vatandaşlığı alabilmem için akrabam olan AhmadAsef Karimi ile bir şahıs evin ekspertizini çıkartmam gerektiğini söyleyerek benden 2 bin dolar talep etti. Ekspertiz için bu parayı yüksek bularak vermedim. Daha sonra ev sahibi evin ekspertizini çıkarttı.

AhmadAsefKarimi’nin aracılığıyla BesmellahGhafouri tanıştım. Bu şahıs, benim istisnai vatandaşlık alabilmem için bu işleri yapan Avukat M. P.’ın para karşılığında yardımcı olabileceğini söyledi. Ben ve eşim, BesmellahGhafouri ve M. P.’la dışarıda kafelerde görüştük. 4 - 5 kez görüştük. Hatta bu görüşmelerimizde ‘bu ne biçim avukat bir bürosu bile yok her defasında kafede pastanede görüşme yapıyoruz’ diye içimden de geçirdim. Evraklarımızı Ankara’da bulunan noterde birlikte hazırladık.

Beş bin dolara işlem!

M. P.’a bu işlemleri ne kadara yapacağını sordum. Bu işlemleri 5 bin dolara yapacağını söyledi. Bu fiyatı çok yüksek bularak itiraz etmem üzerine yanında bulunan, aynı zamanda M. P.’a tercümanlık yapan ve birlikte hareket eden BesmellahGhafouri, bu parayı vermemem halinde benim için kötü şeylerin olacağını söyleyerek üstü kapalı olarak beni tehdit etti.

Ben de o dönem Türkçeyi iyi bilmediğim ve istisnai vatandaşlık almak istediğim için Avukat M. P. ve birlikte hareket ettiği BesmellahGhafouri’ye yaklaşık 5-6 ay önce elden parayı verdim. Parayı aralarında ne şekilde paylaştıklarını bilmiyorum. Bu iki şahıs parayı verdikten sonra işlemlerimi yaptılar. Benim işlemlerimde herhangi bir usulsüzlük yoktur.

Daha sonradan AhmadAsef Karimi, BesmellahGhafouri ve Avukat M. P.’ın birlikte hareket ederek, yurt dışında olan ve Türkiye Cumhuriyeti istisnai vatandaşlık talebinde bulunan şahıslara 3 ay içerisinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ve pasaportu alacakları vaadiyle kişi başı 100 bin dolar dolar aldıklarını öğrendim. Bu paralar, illegal yoldan Afganistan’dan İstanbul’da ve Ankara’da bulunan sarraflara havale yolu ile gelmektedir. Bunu yapmalarında ki amaç para transferinin tespit edilmesini önlemektir.

Araç zulasında para transferi

Ancak Abdul BasirNabizada adlı şahıs sarrafların yanında çalışmaktadır ve arabasında zula halinde paraları İstanbul ve Ankara arasında taşımaktadır. Karşılığında komisyon almaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti istisnai vatandaşlığı alabilmek için Türkiye’de 250 bin dolar karşılığında yatırım yapılması gerekmektedir. Ancak AhmadAsef Karimi, BesmellahGhafouri ve Avukat M. P., istisnai vatandaşlık için yabancı uyruklu şahıslardan 100 bin doları illegal yollardan alarak karşılığında usulsüz olarak illegal yollardan istisnai vatandaşlık işlemi yapmaktadır.

250 bin yerine 100 bin dolara vatandaşlık!

Yani 250 bin dolarlık yatırımı, 100 bin dolara yapmaktadırlar. 100 bin dolar ve altında aldıkları gayrimenkul için 250 bin dolarlık usulsüz ekspertiz raporu düzenleyerek devleti zarara uğratmaktadırlar. Ayrıca yabancı uyruklu şahıslara da usulsüz olarak istisnai vatandaşlık almaktadırlar. Bu şahıslar, istisnai vatandaşlıktan yararlanacak şahıslar ile de bir sözleşme imzalayarak üç yıl sonra bu gayrimenkulleri üzerlerine geçirmektedir. (…)”

Suç örgütünün çalışmasından kesit

Afgan kökenli yeni Türk vatandaşı MaroufSaeedi, yaşadıklarını böyle anlattı. Saeedi’nin ifadesinde açıkladığı Avukat M. P, suç örgütünün Ankara – Kırıkkale – Kırşehir ayağında yer alıyor.

Ayrıca, İranlıların işlemlerini JavidSaffari adlı bir İranlı, Özbek ve Afgan vatandaşlarının işlemlerini ise, F. C. Ö. takip ediyor.

Örgütün diğer kadın üyesi E. B., Ankara’da yaşıyor. Takip ettiği işler gereğince sık sık Kırıkkale’ye gidip geliyor.

Temasta bulunduğu örgüt üyesi ise, H.Ö.’in özelliği Kırıkkale’de yaşayan bir siyasetçi!

 soruşturmada sanık olarak yargılanıyor!

Suç örgütü içinde hem para karşılığı Kırıkkale İl Göç İdaresi’nde iş takibi yapan Ö. aynı zamanda suç örgütüne kendi siyasi kimliğini kullanarak personel görevlendirmesi yapılmasına destek veriyor.

Dosyada, sanıklardan E. B, ile H. Ö, arasındaki bir telefon görüşmesine yer verildi. E.B., kendilerinin taleplerini yerine getirmeyen ve sorun yaratan bir kamu görevlisinin görevden alınması konusunda H.Ö’den en yardım istedi:

Dinlemeye takılan işte o görüşmeler;

“(…) H Ö: Ya yönetimde orda parti içi yönetimlerde kararlar alacaz işte yani Kırıkkale’nin idaresi bizden sorulacak. Yani atamalarda tayinlerde bilmem şurda bilmem.

E. B: Ya seni de… El atsanda şuraya bi iyi birini atasan.

H. Ö: Kimi atayacaz bilmiyom ki oraya. Ya çözeriz artık gönderiyoz, kardeşim yardımcı ol deriz. Yani anladın sıkıntı olmaz o iş.

E. B: İşte memurla müdürün arasında bişey var, zaten memurun S.’ya takmasındaki neden de o.

H. Ö: Niye?

E. B: Bilmiyorum. Memurla müdür arasında bi problem var. Memur müdürden gelen işleri yapmak istemiyo.

H. Ö: Mecbur yapacak.

E. B: Değişik yani.

H. Ö: O, onların sorunu bilmem, biz ararız müdüre tamam bu işleri çöz deriz, o da mecbur çözdürecek, yani öyle yani.

E. B: Anladım.

H. Ö: O, o müdürle onun arasında olan bişey. Ben ararım şu işi çöz kardeşim derim. İş çözülür yani. (…)” (Kelime ve anlam bozuklukları, kayıt metninin orijinal halinden dolayıdır. Y.N.)

Göç İdaresi’nin taşra birimlerinde araştırma

B. ile Ö, arasında geçen ve dosyada yer alan başka bir telefon görüşmesinde “E. B. – soruşturmanın devam ettiği günlerde - bol bol şehir gezeceklerini belirterek, yabancılara ait işlemlerin Kırıkkale haricinde başka kentlerden de yapmak istediklerini anlattı.

Bu çerçevede B.’ın kentleri araştırdığı ve Denizli’de de benzer işleri yapabileceklerini Ö.’ye aktardığı kayıtlara girdi.

Ayrıca B., aynı görüşmede Ö.’ye günlük 2 ya da 3 bin dolar kazanabileceğini söyledi. Bu bilgi üzerine Ö. sevindi.

Suç örgütünün sadece Ankara ve Kırıkkale’de değil, Kırşehir, Yozgat ve İstanbul’da iş ve işlemler yapmaya çalışarak dikkat çekmemeye çaba harcadıkları savcılıkça tespit edildi.

Emlakçıdan sahte adres

Örgütün, para karşılığında iş ve işlem talebinde bulunan yabancılara Kırıkkale’de sahte adres bulmak amacıyla yine belli bir miktar pay vererek A. G. adlı emlakçıdan destek aldıkları, sahte adreslere gelecek postalar için ise para karşılığı anlaştıkları PTT görevlilerinden yardım talebinde bulundukları ortaya çıkarıldı!

İstisnai Türk vatandaşlığı verilmesi konusunda faaliyet gösteren en az üç ayrı suç örgütünün gerçekleştirdiği olayların bir bölümünü aktarmaya çalıştım dört gün boyunca.

Aslına bakarsanız belki bir dört gün daha gerekiyor diğer ayrıntıları vermek amacıyla.

Yapılan telefon görüşmelerinin analizleri, buluşmaların değerlendirmeleri, ifadeler vs…

Bu arada bir detay daha vereyim. Soruşturmanın başlangıcında adı gündeme gelen ve dosyada yer alan isimlerden A. S. S. hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayla bağlantılı olmadığı gerekçesiyle “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verdi.

Peki, kurumların başındakilere ne oldu?

Dosyada daha ne çok bilgiler var!

Büyüteç’te dört günde verdiğim bilgiler bile, devletin en önemli kurumları arasındaki Göç İdaresi Genel Müdürlüğü çatısı altında yaşananların görülmesine yetiyor.

Önceki günkü yazıdan anımsatayım. Türkiye’de belki de son yılların en önemli soruşturmalarından birisi olan bu dosya, MİT’in Şubat 2020’de Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği yazıyla başlıyor.

Yani olayların daha öncesi var. MİT bu gelişmeleri en erken Şubat 2020’de tespit ederek raporlaştırıyor.