Öyle ya. CHP İl Başkanı partiden insan kovma alışkanlığını gazetelere de uygulama gibi bir gafletin içine girmiş. Hatta daha da öte giderek Pusula?nın sahibinin de Yazı işleri Müdürünün de partiye giremeyeceğini sağda solda yüksek sesle söylemeye başlamış. (Çok da hevesliydik)
Daha da ileriye gitmiş, hızını alamamış olacak ki Pusula?nın Baro odasına da giremeyeceğini fısıldıyormuş. Galiba kendini 4. Murat sanmaya başlamış. Partisinde borusunu öttürebilir ama Baro?da nasıl bir boru öttürüyor gerçekten merak ediyorum.
Kendisine muhalif olanları partiden kovmaktan başka bir şey bilmeyen, partililiği tartışıldıkça tartışılan İl başkanı, yaptığı hareket çok önemli ve marifetli bir işmiş gibi bir de sağda solda anlatması, söz açıldığında böbürlenerek bu işi becerdiğini söylemesi CHP?ye yapılan en büyük ihanet değil mi?
İhanetse işte ihanet. CHP?li olup olmadığı sürekli parti kulislerinde tartışılan İl Başkanı kendine Başbakan?ı idol seçmiş olacak ki (Bu hususta başbakan bizimkinin eline su dökemez ya) kendisini kim eleştirir, kendisine kim muhalif olmaya kalkarsa hemen onu cezalandırıyor, Partilileri partiden kovuyor, bizimde gazetenin aboneliğini iptal ediyor. (çok önemliymiş gibi) Bazılarına da tavsiyede bulunuyormuş ?Aboneliklerinizi iptal edin? diye. (Bugüne kadar 1 kişi aboneliğini iptal etti)
Şimdi bu noktada partili olup olmadığı tartışılan, hatta partili olmadığı partililerce yüksek sesle konuşulan İl Başkanının ilk ve tek olduğu da kulaktan kulağa konuşuluyor. Durum böyle ise CHP tarihinin partili olmayan tek il başkanı bizimki değil mi? Bu unvanı taşıyan il başkanının siyasi gelecek, kaygısı partinin iktidar olup olmama gibi bir endişesi vs. olmadığı için olacak ki partinin temsili noktasında hiçbir kaygı taşımıyor.
CHP tarihinin ilk ve tek partili olmayan il başkanı olma unvanını elinde bulunduran (partililer söylüyor) il başkanının memleketteki sivil toplum kuruluşlarının özellikle CHP?ye yakın olanların hemen tamamı ile kavgalı olduğunu cümle âlem biliyor. (Ne kadar sosyal demokrat, Atatürkçü, laikliği savunan ve Cumhuriyetçi) Kavgalı olmadıklarını da biz biliyoruz. Malum STK?ların etkinliklerinde fazlaca gözükmese de gönlünün onlarla bir olduğunu da buradan söylemekte hiçbir sakıncanın olmadığını belirtmek istiyoruz.
Partililerle kavgalı olup olmaması pek de önemli olmadığı gibi (partililer zaten partisine oy verir) şehirdeki bazı gruplar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve özellikle demokratik kitle örgütleri ile barışık olmamak, onları hiçe saymak, başında bulunduğu parti muhalefetse muhalefet, iktidarsa iktidar gibi partiyi temsil etmiyor ve gereğini yapmıyorsa bir il başkanının o makamda oturmamasını gerektiren geçerli bir neden var mıdır bilmiyoruz.
Bununu biraz açacak olursak en açık örneğini geçtiğimiz gün hep beraber yaşadık. Kültür merkezinde düzenlenen ?Milli Anayasa Forumu? tertip komitesine davet edilmesine rağmen il başkanının bu teklife sıcak bakmadığı gibi Cumhuriyetçi, laik, Atatürkçüyüm diyen herkesin akın ettiği salonda CHP il başkanının bulunmaması akıllara salonda toplananlara ihtiyacının olmadığı gibi bir kanı uyandırmıyor mu? İhtiyaçtan öte kendisinin koltuğunda oturduğu parti oradaki toplantıya zıt mı bakıyor? Tüm bunları tartışmak gerekmiyor mu? Elbette gerekiyor. Bu kısa örnekte olduğu gibi il başkanı buralarda veya yukarıda sözünü ettiğimiz yerlerde olmaktan niçin kaçınıyor? Bunun cevabını sanırım birileri verecektir.
İsterseniz ben şahsi fikrimi kısa ve öz bir şekilde ifade edeyim. Öncelikle il başkanının partili olmadığına ben de inanmak istemiyorum. Ama gelişmeler, hal ve tavırlar bir yana başkanın siyasi geçmişi, ortaya koyduğu davranışlar CHP lehine gelişecek herhangi bir gündem oluşturmaması, özellikle iktidarı eleştirmek, iktidara karşı açıklamalar yapmak yerine susmayı yeğlemesi ve iddialara açıklık getirmemesi yukarıdaki söylemleri doğrular gibi değil mi?
Yazının tekrar başlığına dönecek olursak, anlı şanlı il başkanı temsil ettiği siyasete yakın duran Pusula?yı (bir aymazlık örneği göstererek) partiye koydurmuyormuş (malum bazı gazetelerin tümü CHP masalarında partililere enjekte ettirilirken) Gazete sahibi ile bendenizin de partiye gelip gitmemizi istemiyormuş!.. Burada şunu söylemeden geçemeyeceğim. Madem Baroda o kadar söz sahibiydi neden aday olmadı, veya neden kendi siyasi görüşünü paylaştığı adaya oy vermeyerek başkanı bulunduğu partiye ihanet niteliği taşıyan bu davranışta bulundu?
Pusula?nın Baro?ya giremeyeceğini söylemesi ise ikinci bir aymazlık. Baro seçimlerinde başkanı bulunduğu partinin adayı dururken karşı tarafın adayana oy verdiğini saklamayan il başkanı verdiği oyun hatırını herhalde böyle kullanmak istemiş olacak ki Pusula?nın Baro?ya da giremeyeceğini sağda solda söyleyip duruyormuş. Tüm bu gelişmeleri kısacık özetleyecek olursak, CHP?li olmadığı halde (söylenenler böyle) ?CHP?nin ilk ve tek il başkanı bizim başkan? dersek yanlış bir söz etmemiş mi oluruz bilmiyoruz. Takdiri siz okurlarımızın.