Biz ne şucu, ne bucu, milli görüşçüyüz”

 Biz ne şucu, ne bucu, milli görüşçüyüz”

Saadet Partisi Kırıkkale İl Başkanı Faruk Vurgun, 17 ve 25 Aralık Operasyonlarının yıldönümünde yaptığı konuşmada, Saadet Partisi'nin, hep Hakkı söylediğini dile getirdi.

ADALET MEKANİZMASI

Adalet mekanizmasının devletin temelini oluşturduğuna vurgu yapan Vurgun, Irak, Suriye ve Libya’nın işgali sırasında iktidarı uyardıklarını belirterek, ardından bir takım ithamlarla suçlandıklarını bildirdi. Sonuç itibari ile Saadet Partisini haklı çıktığını ifade eden Vurgun, bugünde ‘Yolsuzlukla, hırsızlıkla mutlaka mücadele edilmeli’ dedikleri için ‘paralelci’ olarak suçlandıklarını belirterek, “Arkadaş biz ne şucu ne bucuyuz, biz Milli Görüşçüyüz, biz Saadet Partisiyiz.  Biz hep Hakk’ın ve haklının yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz” dedi.

SÖYLEDİKLERİMİZDE YANILMADIK

Geçmişte Saadet Partisi’nin hep haklı çıktığına dikkatleri çeken Vurgun, “Allah bize emanetleri ehline vermemizi, insanlar arasında hükmettiğimiz zaman, adaletle hükmetmemizi emretmektedir. Çünkü adalet mülkün, yani devletin temelidir. Allah buyuruyor ki ‘Ey imam edenler; Hak üzere adaleti yerine getirmeye çalışan hâkimler, Allah için şahitler olun, velev ki şahitliğiniz kendi aleyhinize veya anne ve babanızın, yakın akrabanızın aleyhine olsa bile, gerek zengin gerek fakir olsa bile adaletten sapmayın…”  Biz Saadet Partisi olarak kınayanların kınamasına aldırmadan, üzerimize salınan medya ordusuna aldırmadan hep Hakkı söyledik. Küresel emperyalizmin Irak’ı işgal etmesine karşı çıkmıştık. Mevcut iktidar 1 Mart 2003’te TBMM’ye işgalciler için yardım tezkeresi getirdiği vakit ‘yanlış yapıyorsunuz’ dedik. Libya işgaline karşı çıktık. Suriye halkı birbirine düşürülürken, hem Esad’ı hem de Türkiye’yi uyardık. Bizi o zaman ‘Esadçı’ diye suçladılar. Ama sonuçta biz haklı çıktık. Bugün iktidarın Suriye politikasının doğru olduğunu savunabilen var mı? Kıbrıs Barış Harekâtında bize yardım elini uzatan tek kardeş ülke olan Libya tarumar edilmiş, 40 parçaya bölünmüş, lideri linç edilmiştir. Bütün bunlardan Türkiye ne kazanmıştır?” diye sordu.

‘KAHRAMAN ORDUMUZ’ DEDİĞİMİZ İÇİN ELEŞTİRİLDİK

Ergenekon davalarının yaşandığı günlerde söyledikleri yüzünden sürekli saldırılara maruz kaldıklarını aktaran Vurgun, “Suçlular darbeciler en ağır biçimde cezalandırılsın dedik. Ama Kahraman Türk Ordusunu yıpratmayız’ dedik. O zamanda bize ‘Ergenekoncu’ diye saldırdılar. Medyayı üzerimize yönlendirdiler. İktidar sahipleri kendilerini aklaya bilmek için daha sonra orduya kumpas kurulduğunu ilan etti. Bizim dediğimize geldiler ama Saadet Partisi’nden özür bile dilemediler, ‘haklısınız’ diyemediler” şeklinde konuştu.

DÜZENLEMELERDE KİN VE NEFRET HÂKİM

Vurgun, doğru bildiklerini, ne olursa olsun söylemekten vazgeçmeyeceklerini kaydederek, “Üzerimize kimleri salarlarsa salsınlar doğru bildiğimiz yoldan ve sözden vazgeçmeyeceğiz. Hak yolunda susarsak namerdiz. Merhum Abdurrahim Karakoç’un dediği gibi;  ‘Bu yol Bahadırlar, ermişler yolu. Kendini davaya vermişler yolu. Şeyh Mevlana, Derviş Yunus, Köroğlu, susarsam hakkını helâl etmesin’  Buradan haykırıyorum bir devlet adaletten ayrılırsa, ülke çapında en büyük çete olur. Bu bağlamda mevcut iktidarın son dönemdeki mevzuat düzenlemeleri hukuk devleti bakımından ve adalet yönünden asla ve asla uygun bulmuyoruz. Bu düzenlemelerde bütünüyle kin nefret ve keyfilik hâkimdir” diye eleştirdi.