TC MAHKEMELERİ MİLLETİN VİCDANIDIR.,,
Ancak son 1 yıl içerisinde Kırıkkale’de yaşanan 3 ayrı Fiili Livata davasında ilgili mahkemeler milletin vicdanını sızlattı. Yaşları 15 ila 20 arasında değişen erkek çocukları para karşılığı 150’yi aşkın kişiye pazarlanmış bu isimler tespit edilmelerine karşılık, çocukların şikâyetçi olmamaları nedeniyle haklarında takipsizlik kararı verilmiştir. İçlerinde esnaftan memura, emeklisinden işçisine, sporcusuna kadar her meslekten ve her kesimden insanlar, kendilerine pazarlanan erkek çocuklarla ahlâksızca cinsel ilişkide bulunmuşlardır.
SERBEST BIRAKILAN BU İNSANLAR ŞİMDİ ARAMIZDA…
İşlerine kaldıkları yerden devam ediyorlar. Belki her gün bunlardan biri ile görüşüyor olabiliriz. Kim bilir belki de çocuklarımızı onlara emanet ediyoruz. Yaptıkları ahlaksızlıklarını bilmeden onlara güveniyoruz. Son hadisede ise diğer iki olayda da ismi geçen Z.G. namı diğer Z. Dayı, aklî dengesi bozuk iki erkek çocukla cinsel ilişkiye girme iddiasıyla gözaltına alındı. Çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından ise ‘kuvvetli şüphe var’ görüşüne karşılık hakkında denetimli serbestlik kararı verildi. Şahıs Salı ve Perşembe günleri imza atmak suretiyle yeniden aramızda ve ne ilginçtir ki o şahıs hiçbir şey olmamış gibi mahkemeden çıktıktan birkaç saat sonra yanına çağırdığı 2 erkek çocukla Meydan Park’ta görüldü.
SORUMLU DAVRANMAK GEREKİR
Yaşanan bu olaylar sonrası toplumda ciddi bir rahatsızlık söz konusu. Çocuklarımız bizim herşeyimiz. Mahkemeler kanunlara göre karar veriyorlar. Ancak bir de toplumun yazılı olmayan kanunları var. Ahlak gibi… Son olaylar da (kanunlara dayanılarak) şikâyetçi olunmaması nedeniyle Fiili Livata suçu işlediği iddia edilen şahıslar hakkında takipsizlik ve denetimli serbestlik kararı verilirken, toplumun yazılı olmayan kanunlarının hiçe sayıldığını görüyoruz. Bu ahlaksızca davranışı işleyen (kanuna göre işlediği iddia edilen) şahıslar aramızda. Kim bilir daha kaç çocuk bu tür ahlaksızlığın kurbanı olmuştur? Daha kaç çocuk hedef seçilmiştir? Üstelik seçilen çocukların ya özürlü ya da ihtiyaç sahibi korumasız çocuklar olması bu noktada toplumun her kesimini sorumlu davranmaya mecbur kılmaktadır.
BEKLENTİMİZ HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALMALARI
Bu insanlar hiçbir şey olmamış gibi günlük yaşantılarına devam ederken yalnızca mahkemelere topu atmak da doğru değildir. Bu sorun hepimizin elimizi taşın altına koyması ile çözülecek bir sorundur. Sivil Toplum Örgütleri, siyasiler, meslek kuruluşları, bürokrasi herkes üzerine düşeni yapmalı ve bir an evvel “bana dokunmayan yılan bir yaşasın” mantığından sıyrılmalıdır. Bugün toplumsal olaylara karşılık sessiz kalmayı kendine şiar edinen herkes bilmelidir ki sıra yarın onlara da gelecektir. Bugün sessiz kalınırsa yarın sıra size geldiğinde emin olun yanınızda kimse olmayacaktır. En büyük beklentimiz, ahlaksızlığı kendilerine meslek edinmiş bu insanların adli makamlarca hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdır. Ancak toplum da bu insanları dışlamalıdır. Herkes geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımıza karşı üzerinde taşıdığı sorumluluğun gereğini yerine getirmelidir. Bugün yok saydığımız o çocuklar yarın bizim çocuklarımız olabilir!