HASAN ULUSOY


Âşık Dede Bekar?ı Yâd ederken

Âşık Dede Bekar?ı Yâd ederken


Tam on bir yıl önceydi?
Kamil Abalıoğlu?nun bürosunun yanındaki çay ocağındayız.
Çaylarımızı içerken Dede Bekâr girdi içeri?
-Nerde Kamil, daha gelmedi mi?
-Otur abi gelmedi, dedim..
*
Oturduk?
Birkaç gün önce kaset çalışmasına başlamıştı.
Bana bir şiir uzattı, okumamı ve eksiklerini tamamlama mı istedi.
Öyle bir gönül adamıydı o, tenkit edeni severdi.
Baktım, tam bir veda şiiri?
*
Helalleştim Cevdet Babacanınan
Dedim ki dost hadi bana eyvallah.
Allah bizi alsın din imanınan
Ben de öleceğim bana eyvallah?

Hoca hazır, kefen hazır su hazır
Azzık götürürsen bulursun huzur
Örtülür üstüne topraktan çadır
Ben de öleceğim bana eyvallah?

Bir gün bulamazsın Dede Bekâr?ı
Yaş ellibeş ömür çok geçti yarı
Mezarcılar hazırlamış mezarı
Bende öleceğim bana eyvallah?
*
Okudum dudaklarım titredi.
Tek kelime söyleyemedim.
Plaklarıyla türküleriyle büyüdüğüm kadim dostum ağabeyim, memleketimin içi dışı kavrulmuş adamı ölümü ima ediyordu.
Kasete koyacağım dedi.
Yine seslenmedim ve sigaralarımızı ucuca ekleyerek düşünüyorduk.
Kamil abi geldi, duramadım orada ve ayrıldım.
*
Bir hafta geçmeden kalp krizi geçirdi hastanede dediler.
Gittim son defa görmeye, ama yoğun bakım odasının ayazında bitkisel hayata devam ediyordu koca ozan?
İki gün sonra ölüm haberini alıp evine koştuk?
Yıkandı, kefenlendi ve Devebağırtan?ın insanları gibi garip sokaklarından mezarlığa indirip ebedi yurduna tevdii ettik.
*
On bir yıl oldu ve hala aynı sıcaklığı ile gönlümdeki sevgisi yeri duruyor.
En çok satan plaklar arasında yer alan plakları bu gün unutturuluyor maalesef.
Yeri, yurdu garipti ve öyle devam ediyor bu beyinsiz şehirde.
*
Bir tek o mu?
Ekrem Aydoslu, Ali Rıza Yurtoğlu, Nuh Akgün, Yaşar İlkbahar, Hacı Taşan, Arap İçten, Salman Coker gibi saz ve söz ustaları?
Bu gün unutuldu maalesef.
*
İlimizin Kültür Müdürleri de dâhil olmak üzere yönetenler ve sorumlu kişiler bu insanları sildiler bence.
Önce kendi hafızalarından sonra cemiyetin hafızasından sildiler.
Bir kuşak sonra ise maalesef kendileri silinmeye mahkûmdur.
Vefasızlık hastalığının müzmin hastaları utanacak mı bilmiyorum?
Ama ben yazıyorum.
Ve kadim dostumu kaybettiğimiz 27 Nisan 2001 den beri onbir yıldır gördüğüm vefasızlığı şık bulmuyorum, yakışmıyor.

İHSAN ŞOLA
14.01.2019 22:59:36
AŞIK DEDE BEKAR 1942 yılında Kırıkkale İli Keskin İlçesi Hacı Ali Obası köyünde toprak yığma ve tek odalı bir evde oldukça fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. O zamanlar önünde 5-6 tane eşekle köy köy dolaşan ŞIH TAHİR denilen bir kişi tesadüfen köye misafir oldu. Belki hayırlı olur bu çocuğun ismini Tahir dede koysun dediler. Tahir dede bu çocuğun ismi ŞIH DEDE olsun dedi ve ismi şıh dede olarak kaldı. 7-8 yaşlarında babasını kaybetti. Babasının ölümünden bir müddet sonra annesi aynı köyde yaşayan birisiyle evlendi. Annesi her ne kadar göz kulak olmaya çalıştıysa da çoğunlukla ebesinin yanında yetişti. Köyde okul olmadığı için okumadı ve okuma-yazmayı kendiliğinden sonradan öğrendi. Askerlik çağı gelinceye kadar köyde çobanlık yapan Şıh Dede, askerden geldikten sonra da başka yapacak işi olmadığı için bir müddet çobanlık yapmaya devam etti. Bu arada bir tokaca* tel bağlayarak bağlama çalmaya heveslendi. Çünkü çok güzel yanık bir sesi vardı. Güzel türkü söylerdi. Yıllar böyle böyle akıp giderken çobanlık yaptığı paranın bir kısmıyla kendisine küçük bir saz aldı. Taklit ettiği kişi yalnızca o zamanın meşhur mahalli sanatçısı HACI TAŞAN ustaydı. Nota bilgisi olmadan yavaş yavaş saz çalmayı öğrendi. Bu saz onun hayatının dönüm noktasıydı. Civar köylerin düğünlerine, eğlencelerine sazıyla katılarak para kazanmaya başladı. Yine birlikte çobanlık yaptığı arkadaşları aracılığı ile civar köylerin birinde bir kıza gönlünü kaptırdı. Ama bu öyle bir sevdaydı ki, şıh dede olan ismi AŞIK DEDE BEKAR oldu. bir anda söz yazmaya beste yapmaya başladı. İlk yazdığı türkü sevdiği kız içindir. Yine görünüyor barek dağları, Ovadadır bahçaları bağları, Kız derdinden iki gözüm ağladı, Küstüm kaderime kime ne deyim. Kaderine küsmüştü. Çünkü sevdiği kızı birkaç kez istetmesine rağmen vermemişlerdi. O da kaderine küsüp aahh N????? ah artık buralarda yaşayamam diyerek, zaten çok fazla olmayan üç-beş parça eşyalarını alarak keskin ilçesine yerleşti. Bu arada ismi civar köylerde duyulduğu için düğünlerine başkalarını götürmezler, Aşık Dede Bekarı götürürlerdi. Çilelerle dolu bir gençlik yılları geride kalmış delikanlılık çağına gelmişti. Keskin de bir kızla tanışıp evlendiler. Bir çocuğu oldu ve hayat arkadaşını kaybetti. İkinci evliliğinden 5 çocuğu daha oldu. Bundan sonrada bu çileli hayat yakasını bir türlü bırakmadı. Yaklaşık beş yüz civarında bestesi, 150 civarında 45´lik plak ve 10 civarında kaset çıkaran Aşık Dede Bekar geçirdiği beyin kanaması sonucunda 28.11.2001 tarihinde hayata gözlerini yumdu. MEKANI CENNET OLSUN. * tokaç= çamaşır yıkamaya yarayan ön tarafı saz biçiminde yassıtılmış tahta parçası.

  • Salı 14.2 ° / 2.6 ° Güneşli
  • Çarşamba 13.6 ° / 5.1 ° false
  • Perşembe 4.7 ° / 0.8 ° Orta kuvvetli yağmurlu