Güneşin doğduğu yerlerden, güzel ülkemin en doğusundan çıktım geldim ülkenin en batısına, güneşin battığı yere.
Güneş gökyüzünden, uzayın derinliklerinden aydınlatırken bizi, saatler ilerledikçe gün dönmeye başladığında başka ülkeleri aydınlatmaya doğru ağır ağır yol alırken, yeşil çamların, palmiyelerin mavi bulutların arasında sarının, turuncunu gün batımının renkleri gökyüzüne hayran bırakır insanı ve mavi suların derinliklerine gider gibi kaybolur, ertesi sabaha dek. Şu an yaşadığım şehirde...
Her şehrin kendine ait güzellikleri var. Şu sıralar İzmir bana soğuk geliyor sıcak İzmir’e ben hala ısınamadım. Şehirler büyüdükçe yaşam da büyüyormuş meğer.
Hayat bazen insanı mutlu eder bazen mutsuz. Bazen saatlerce güldürür bazen saatlerce ağlatır.
Pişmanlıklarımızın yerini umutlarımız doldurmaz mı?
Artık umut etmekten bıktığım anlar oluyor. Güzel, canım ülkemin katledilmekte olduğunu gördükçe yoruluyorum.
Gerçek akillere ihtiyacımız olduğuna inanıyorum.
Bu ülkenin doğal güzelliklerinden ağacından, toprağından, gençlerinden ne istiyorsunuz?
Bu nasıl bir bahtsızlık hiç bu vatan toprağına sevginiz yok. Yak yık nereye kadar.
Şöyle bir baktım ben yazmayalı gündemden neler neler geçti. Kendi gündemim oldukça yoğun, hareketli, karışıktı, heyecan doluydu. Bir ağladım, bir güldüm bu hayatın hengâmesinde.
Mart ayı geldi bereketiyle, bu güzel bahar ayında Yaratan rahmetini eksik etmesin.
Bu ay orman haftası ile birlikte yerel seçim ayı, dünya kadın emekçileri günü ve gençlerimizin üniversite giriş sınavı var.
****
Orman Haftası (21-26 Mart) ve seçimler aynı aralığa denk gelmekte ve bununla birlikte seçim vaatleri malum ülkemizde abartılır. Etrafımıza baktığımızda binalar binalar…
Taş yığıntılarının ortasında kaldık. Ormanlarımız, ağaçlarımız yok olmaktadır. Akciğerlerimiz olan ormanlarımıza fazlasıyla sahip çıkmalıyız. Çocuklarımıza toprağı sevdirmeli değer verdirmeliyiz. Toprağın değerini bilmeliyiz, toprağına değer veren mutlu olur.
Ağaç ve orman bulunduğu yeri güzelleştirir. Topraklarımızın denizlere akıp gitmesini engeller. Fatih Sultan Mehmet Han da; “Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim” diyerek, bu yasağı ünlü kanunnamesine yazdırmıştır.
Biri var mı ormanlık alanları büyüteceğim diyen ?
Kadınlar gününde hadi bir ormanımız olsun denilebilse küçük fidanlar dikilse her kadının bir dikili ağacı olsa. Ama ne gereği var böyle şeylere. Adım başı alışveriş merkezleri dikilsin, ağaç dikmeye ne hacet. Binalar dikilsin rantların biri gelsin öteki gitsin. Çevrenin doğanın hiç bir önemi yok.
Hedefimiz AVM’ler dikmek değil; ağaç dikmek ve ormanları yurdumuz üzerinde çoğaltmak olmalıdır.
O kadar fazla ki afişler, broşürler, devasa büyüklükte resimler, naylon bayraklar seçmen olarak beni fazlasıyla rahatsız ediyor. Değişen gelişen teknoloji 30 yıllık seçim propagandalarının da değişmesi gerektiğine inanıyorum.
Şu süreçte seçim yazılarıma devam edeceğim.
