HABİLHAN PEHLİVANLI


Yine eğitim, yine ayar

Yine eğitim, yine ayar


Şu eğitim işi nasıl bir çetrefilli işmiş ki 88 yıllık cumhuriyet tarihimiz boyunca bir türlü düzene oturtamadık.
Gerçi Osmanlı, Selçuklu ya da daha önceki Türk Devletlerinde de mutlaka sorunlar yaşanmıştır, ancak bildiğim bir şey varsa, o dönemlerde ne gelen padişah kendince bir ayar çekmiş eğitime ne de eğitimle bu kadar oynanmış.
***
Oysa cumhuriyet döneminde eğitim üzerinde yapılan ayarlar artık ayar olmaktan çıkıp köklü değişiklikler haline gelmeye başladı.

En vahimi de her gelen iktidarın kendi dünya görüşü ve felsefesine uygun ayarlamalara işe ilk olarak eğitimden başlaması!

Ufak tefek, günün gereklerine uygun düzenlemeler dışında köklü ve sarsılmaz hedefleri ve millî bir politikası olması gereken eğitim, ne yazık ki ülkemizin ilk ?ayar düğmesi? haline gelmiştir.

İktidara gelen parti ve hatta aynı partinin farklı bakanları göreve başlar başlamaz hemen kolları sıvayıp eğitimle ilgili kendi ideallerine yönelik -hem de en köklüsünden- projeleri sıralayıveriyor. Kadrolaşma çalışmalarını da belli bir safhaya getirdikten sonra eğitim(!) süreci de başlayıveriyor.

Zamanla yapboza dönen eğitimin ülkemiz gençliği üzerindeki etkisi ve hali de ortada!

Yapılan işlerin birçoğunda mantık aramayan, eğitimin baş aktörleri olan öğretmenlerin sözlerini kaile almayan ve her geçen gün öğretmenin değerini ve karizmasını biraz daha düşüren eğitim anlayışı maalesef her geçen gün yerleşiyor.
***
Yeni bir eğitim öğretim yılına dün itibariyle başladık.

Teknolojik gelişime paralel ortaya atılan bazı projelerin en kısa zamanda uygulamaya geçirilmesi temennisiyle ve bu tür müjdelerin mutluluğuyla başlayan yeni dönemde, son günlerde yapılan açıklamalarla öğretmenlerin moralleri altüst edildi bile.

Basına yansıyan bazı haberlerde sanki öğretmenler zaten seminer çalışmaları yapmıyormuş gibi öğretmenin tatilinin 3 ay olduğu ve bundan sonra böyle olmayacağına dair açıklamaların yanında öğretmenleri çalışmayan, sürekli tatil yapan kişiler olarak gösteren beyanatlar bu dönemde de öğretmenlerin yeni bir darbe yiyeceğinin habercisi olmuştur.

Yaz döneminde eğitim seminerleri düzenleneceği ve hafta sonları da okulların açık kalacağı türden haberler, zaten yeterinde yorgun olan öğretmen camiasının kafasından aktarılan kaynar sular misali olmuştur.

Fiziksel ya da eğitim sırasında meydana kafa gelen yorgunluklarını hiç umursamayan öğretmen camiası bu tür haberler neticesinde yarınından ümitsiz; gerek maaş, gerekse ders ücretleri konusunda devletinin üvey evlatları haline getirilen bir camia olmanın hüznü ve yıkkınlığı içerisinde yeni ders yılına başlıyor.
***
Aslî vazifesini hiçbir zaman ikinci plana atmayan; çoğu kez evindeki çocuğunun derdinden haberi olmazken sınıfındaki öğrencisinin derdini düşünen öğretmenler bu tür bir muameleyi, bu tür bir bakış açısını ve eğitim öğretim yapmasına engel olacak seviyedeki angaryaları asla hak etmiyor.

?Öğretmen ne iş yapıyor ki sanki?? tarzındaki bir bakış açısı her insanın önce kendisine sonra da çocuğuna olan saygısızlığıdır. Zira ne iş yaptığını sorguladığı öğretmenler bir zamanlar kendisini yetiştiren insanlardır; o insanlar bugün de kendi çocuğunu yetiştirmektedir.
***
Sürekli olarak üzerinde oyunlar oynanmayan?
Çalışanına yeterince maaş ve ücret verilip başka işler peşinde koşmaktansa tüm enerjisini işine vermesi sağlanan?
Sunulan imkân ve fırsatlarla eğitimcisinin kendisini yetiştirebildiği ve teknolojiyi sonuna kadar kullanabildiği?
Yapboz değil gerçekten ?millî? olan eğitim sisteminin yaşandığı bir eğitim öğretim yılı dileğiyle?

  • Perşembe 29.3 ° / 13.5 ° false
  • Cuma 27 ° / 10.3 ° Güneşli
  • Cumartesi 26.1 ° / 9.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı