MURAT KARADAĞ


Yalnız kalmak, yalnız adam olmak

Yalnız kalmak, yalnız adam olmak


Belediye Başkanı Veli Korkmaz bugünlerde yalnızları oynuyormuş. Bunu ben değil kendisiyle sık sık beraber olanlar bile söylüyormuş. Yani Korkmaz yalnız kalmış.

Bunda Başbakan Erdoğan’ın o meşhur “Fecaat” sözünün mü, yoksa yapılan son anketin mi etkisi var bilinmez ama bilinen bir şey var ki, o da Korkmaz’ın günlük ziyaretçi sayısı bir hayli azalmış. Buna Özel Kalemdekiler de şaşırıyormuş.

Niçin azalmış?

Korkmaz nasıl yalnızları oynuyormuş?

Bu iddiayı ortaya atanlar kendisiyle şimdi daha fazla mı beraber oluyorlarmış, daha rahat mı görüşüyorlarmış? Bunu bilmiyorum ama böyle bir iddiayı kamuoyuna kim, niçin yaymaya çalışır anlamakta güçlük çekiyorum.

Çünkü bu söylentiyi kamuoyuna yaymaya çalışanları üç aşağı, beş yukarı ben tahmin ediyorum. Tahminden de öte kendilerini “tanıyorum” da diyebilirim.

Aslında ben meselenin bu tarafında da değilim. Ben bu meselenin niçin ve ne amaçla gündeme getirilmeye çalışıldığı tarafındayım. Onu düşünüyor, onu yorumlamaya çalışıyorum.

Bu ve benzeri meselelerin insanî ilişkilerde sadece menfaat değil öncelikle vefa olduğu iddiasındayım.

Bu iddiaları kamuoyuna yaymaya çalışanların menfaatlerinin kesilmeye başlayıp başlamadığının merakı içindeyim. 

Korkmaz’ın aday olamama gibi bir risk içine girdiğini tahmin ettikleri için mi vefasızlıklarını erken göstermeye başladılar, onu da merak ediyorum.

Her neyse, öyle olmuş, böyle olmuş…

Neticede Kırıkkale kamuoyunda bir söylentidir aldı başını gidiyor. Yukarda da bahsettiğim gibi, Korkmaz yalnız kalmış.

Kamuoyundaki tartışmalara bakılırsa Belediye Başkanı Korkmaz’ı en yakınları bile birer, birer terk ediyormuş. Batan gemiyi erken terk eden fare misali

Aslında Korkmaz’ın Kırıkkale’de yakın kalabalık bir dost çevresi de yokmuş. Lüks otomobillerle ihale peşinde koşanlar, “löp” kapma hevesiyle belediyeden hiç ayrılmayanlar, entel görüntü verip iş koparma hayali içindekiler.

Allah için değil “Veli Ağabeyleri gidiyor diye” Umre’ye gidenler (Allah rızası için gidenleri tenzih ederim) kısacası Belediye Başkanı Veli Korkmaz’ın gölgesinden en çok yararlananlar…

Yani Korkmaz’ı sadece kendi menfaatleri için pohpohlayıp sürekli yanlış ve hata yapmasına zemin hazırlayanlar… İşlerine geldiği zaman yüzüne “ağabey” deyip, yakınlarının işini gördürenler çimento kum bile isteyenler. İşlerine gelmediği zaman arkasından ağır ifadelerle eleştirinler…

Kendisiyle makamdaki özel odada el pençe konuşup, konuştuklarını da sokakta yalan yanlış anlatanlar. Hatta bir dostu ile paylaştığı özel telefon mesajını bile elde edip bir marifetmiş gibi ona buna gösterenler.  İl, ilçe ve milletvekilleri arasında laf götürüp, laf getirenler. Parti ile belediye arasında yılan gibi kıvrılanlar…

Parti içindeki iktidar ile muhalefet arasında nifak tohumu ekme vazifesi görenler… Siyasete AK Parti’de başlayıp tüm partileri dizayn etmeye girişenler… Bugün Korkmaz’ın yalnızlığından, yalnız kaldığından söz ediyorlarmış. Korkmaz’ın hakkında ileri geri konuşuyorlarmış  Hem de kalabalık ortamlarda alaycı tavırlarla

Karşısında taklalar atıp, el pençe durup, gösterdiği koltuğun köşesine ilişip süslü sözlerle “En büyük sensin” türünden ifadelerle yanlış yapmadığına inandırıp sürekli “hata” yaptıranlar… Aday olmasını bile bu hareketleriyle tehlikeye sokanlar, tehlikeyi sezince yalnızlığından söz etmeye başlamışlar. Tıpkı yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi.

“Eğriye eğri, doğruya doğru” demeyenlerin çoğaldığı topluluklarda liderlerin yanlış yaptıkları ve kazanmak dururken kaybettikleri hepimizin malumu olduğuna göre, Korkmaz’ın da bu gafletten bir an önce uyanarak hedefini ona göre belirlemesini yürekten istiyorum.

Makamına sık, sık kabul ettiği ve kamuoyunun veya parti içindeki gelişmeleri “O” tiplerden dinleyerek, yalan yanlış bilgilerle yanılma riski daha çok artan Korkmaz’ın kendisine vefa borcu olduğu için yakınlık duyanlara en azından bir hal hatır sormayı bile çok görmesine bir anlam veremiyorum.

Geçmiş gün, tesadüfen makamının kapısında karşılaştığı bizleri, sağ olsun, hemen makam odasına aldıktan sonra en azından bir hal hatır sorma gereği bile duymamasına gerçekten kırıldığımı buradan ifade etmek isterim. Oysa kendisini şahsi olarak çok takdir ettiğimi ve saydığımı iyi bildiğini sanıyorum.

ali kılıç
16.09.2013 10:55:16
Son satırda eğilmişsin sayın yazar biz senin dik duruşunu seviyoruz halbuki

yusuf uyar
16.09.2013 06:29:28
12 -06-1982 YALNIZ Sen toplum da yalnız isen, Ben toplumla kimsesizim, Yollarımız ayrı gibi,Onun için ben sessizim.Yalnız olmak beter değil Boş vagonlar katar değil, Altın gibi görünenler, Sarraflar da satar değil.Çizgilerin ötesi var, Dünya yalan yetesi var, O çizgiyi geçebilsek, Ötenin de ötesi var.10-11-1994 11-10-1994 Abdurrahman Altuner. dükkâna geldi, ayaküstü sohbet ettik. “Ben toplum içinde yalnızım. Atatürk de yalnızdı, ama o az za-manda çok iş yaptı” dedi gitti. Bu duygular ba-na bu şiiri çağrıştırdı.sayın karadağ sizin değerli yazınız bana o günlere çağrıştırdı yanlız olmak beterdeğil demişiz selamlar

bir dost
14.01.2014 19:17:08
Helal olsun sizee

  • Salı 23.7 ° / 10.8 ° false
  • Çarşamba 29.4 ° / 15.1 ° false
  • Perşembe 29.3 ° / 13.5 ° false