Bu ifadeyi eskiden beşlik sistemle not verilen zamanlarda okuyanlar iyi bilirler.
Özellikle bazı öğrencilere yüksek not vererek onları teşvik etmekten anlamayan, Eğitim Bilimleri dersinde, not vermeyle ilgili konuları dinlemeyip, öğrenciye yüksek not verildiği zaman kendi maaşlarından filan kesildiğini zanneden öğretmenlerin çok sık kullandığı bir ifadedir bu!
Tabi zamanla not verme sisteminde çeşitli değişiklikler yapıldı. Hatta yakın zamanda yine kullanıldı bu beşlik sistem. Ama şu aralar yüzlük sistemle veriliyor notlar!
Tabi beşlik sistemin olduğu dönemlerde kendilerine kıt not veren öğretmenler başta olmak üzere ?cümle memurine? özel gıcığı olduğu düşünülen kimi yöneticiler de, ?Sen misin zamanında bana kıt kıt not veren? deyip öğretmenlere ve diğer memurlara zam verme konusu ortaya çıkınca ellerini öyle sıkı tutuyorlar ki sormayın gitsin!
Matematik ortada?
Ülkenin yaşam standartları ortada?
Ekonomi ortada?
Açlık sınırı, yoksulluk sınırı filan ortada?
Ülkede her yıl artan ?milyoner? sayısı ortada?
Milletvekillerine, Bakanlara, ?Danışmanlara? filan yapılan zammın oranları ortada?
Gel gelelim ?Devlet? denilen kavramın dişlileri olan,
Devleti ayakta tutan,
Devletin tüm yükünü sırtlayan devletin memuruna gelince sıra
?Otur! Sıfır!? diyen Hababam Sınıfı öğretmenlerinden bile daha insafsızca,
?Üç buçuktan dört, size çok bile!? diyebiliyorlar.
Hababam Sınıfının kurtarıcısı bir ?Kel Mahmut? da yok ki etrafta, azıcık da olsa öğrenciden yana taraf olsa?
Tabi burada, memurların (sözde) temsilcileri olan sendika temsilcilerinin hangi rolde oynadıkları da ayrı bir muamma!
Teklifi sunanlar ?üç buçuk? rakamını özel olarak belirlemiş olmalılar ki, bu rakamı duyan sendika temsilcileri, ?Üç buçuk?un Türkçedeki özel anlamının gereğini yerine getiriyorlar!
Her şey bir yana da son on yılda geliri dolar ve altın karşısında üçte bir oranında eriyen memurun halinden anlayan bir Allah´ın kulu yok mu acaba?
Tamam, sendika temsilcilerini anlayabiliyorum(!), her biri o partiden bu partiden milletvekili olmanın heyecanıyla itiraz edemiyorlar!
Eeee? O halde kim sahip çıkacak bu memur milletine?
Valla, bana bakmayın, yerel bir internet sitesinin âcizane bir köşe yazarıyım. Ulusal düzeyde gazetelerde yazan, televizyonlarda program yapanlara bakınsanıza, adamlar verilen üç buçuğu bile çok buluyorlar. Neymiş? Memurun kadro güvencesi varmış.
Adı üstünde ?Devlet Memuru? çok zeki(!) kardeşim! Devleti ayakta tutan insanların kadro güvencesini elinden alırsan devletin altındaki sandalyeyi çekmekten ne farkı kalır bu davranışın?
Gerçi devlet memuruna bu bakış açısına sahip olanların devlete hangi gözle baktıklarını 15 Temmuz 2016 gecesi gördük ya, bunlar hâlâ dışarıda devlet ya da memurunun düşmanlığını alenen savunabiliyorlar!
Neyse?
Durum ortada?
Her ayın 15´inde memurun hesabına yatan paranın üstüne ?üç buçuğu? da ekledikten sonra ortaya çıkan rakamı, maaşını beğenmeyen bir milletvekiline versek, ya da ilk toplantıda kendilerine yüzde kırk zam yapanlara versek, acaba şu anda yaptıkları işin ne kadarını yaparlar ya da yapmak isterler?
Hani başta öğretmenler olmak üzere, tüm devlet memurlarının yaptıkları işleri küçümseyenler var ya, bir insanı maddi olarak motive etmeden hangi işin ne kadar şevkle yapılabileceğini görmeleri açısından diyorum! Ya da evinde ekonomik olarak huzurlu olmayan bir insanın işinde ne kadar başarılı ya da motive olabileceğini düşünmeniz açısından söylüyorum!
Haa? Bu arada sözüm sendika temsilcilerine:
?Şu buçukçuluğu bırakın artık yaaa!?
