OSMAN ÖCAL


Sürün şu domuzları

Sürün şu domuzları


Kaş için göz verdi düştü omuzu,
Ağlar köylü dayım susma bilmiyor.
Lokmasını bölen devlet domuzu,
Yular tanımıyor tasma bilmiyor.

     Bir güz mevsimini daha geride bıraktık, umutsuzluğun kapımıza çöreklendiği şu günlerde. Eskiden güz deyince aklımıza harman sonu, hâsılat mevsimi; ambarların, küplerin dolduğu mevsim gelirdi. Köylü dayım gazını, tuzunu, ununu bi tamam edince de yaz yorgunluğunu alacağı dinlenme mevsimine girerdi. Her gün sıcak çorbasını içer, soba başında konu komşu akraba hısım hoş sohbetlerde bulunurdu. Ta ki toprak uyanıp, börtü böcek çıkıncaya kadar.

      Çocukluk yıllarımı hatırlarım hep: Kasım aylarında bozulmuş bağlardan yarı çatlamış taneleriyle çirtim çirtim üzüm başaklardık. Sanırım her biri şıra küpü olan üzüm tanelerinin damağımızda bıraktığı tat şimdiki çocukların iştahla emdiği hoş kokulu dondurulmuş buzdan daha lezzetliydi.

      Özellikle son yıllarda bırakın kasım ayında üzüm bulmayı, ağustos ayı dedin mi bağlar bozuluveriyor. Sebep, devletin domuzu.

       Kırıkkale yöresi, devlet Karagüney dağına domuz bırakıncaya kadar domuzun sadece adını biliyordu. Bölgeye bırakılan domuzlar kısa sürede üredi ve yiyecek sıkıntısına düşünce de çevreye yayılmaya başladı. Önceleri fazla zarar vermeyen domuzlar zamanla telafisi mümkün olmayan zararlar verir duruma geldi.

        Zaman zaman basına da yansıyan şikâyetler söz konusu olsa da çözüm getirilmedi. Sürüler halinde dolaşan domuzların artık ayak basmadığı yer, zarar vermediği ürün kalmadı nerdeyse. Ayçiçeğinden buğdaya, üzümden kavuna ne bulursa yiyor. Yemediğini harap ediyor.

      Köylü dayım çözümü kendi bulmaya çalıştı. Binlerce lira harcayarak tarlasını bağını tel örgü içine almaya başladı. Olmadı tüplü korkutucular kullandı. Olmadı elinde tüfeği römork üzerinde aba arasında sabaha kadar bağını bahçesini bekler oldu..Tek derdi lokmasını devletin domuzuyla paylaşmamak.

      Yetkililerin çözüm üretmediği bu sorun dolayısıyla köylünün çit teli, çimento, demir kazık kum, korkutucu silah; olmadan topladığı üründen kaybı ve domuza yedirdiği üründen vs. ekonomik zararının ne kadar olduğunu hesap eden oldu mu hiç bilmiyorum ama bu konuda harcama yapan birisi olarak çok kabarık olduğu kanaatindeyim. Şikâyetçi olmayan köy, şikâyetçi olmayan köylü kalmadı.

       Sorunun bir de sağlık ve dini yönüne bakalım. Soframıza düşen ürünlere domuzların dokunmadığını, gece tarlasını bahçesini bekleyen insanların kaza ile birbirlerini vurmayacağını kim garanti edebilir. Arazide derisi bulunup eti bulunmayan domuzların sofrada tüketilmediğini kim söyleyebilir.

        İşte ?kaş yapayım derken göz çıkarma? diye buna derler. Sayın yetkililer mevsim sizden yana; ya avlatıp kökünü kesin ya da getirildiği yere sürün şu domuzları ki ?milletin efendisi? bahara yeni umutlarla çıksın.             

  • Cuma 23.2 ° / 11.5 ° Güneşli
  • Cumartesi 23.2 ° / 8.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazar 19.8 ° / 6.7 ° Güneşli