Siyaset, toplum olma ve toplu olarak yaşama vasfına sahip olan insanoğlu için olmazsa olmaz bir sosyalleşme ve toplum içinde yer edinme aracı olarak yüzlerce yıldır varlığını sürdürmektedir.
Özellikle demokrasi kavramının gelişmesiyle birlikte daha da anlam kazanan siyaset, güçlünün, güç sahibinin değil halkın istediğinin yönetimde söz sahibi olması mantığına göre işleyen, insanların kendilerini güvende hissetmelerinin yegâne temelidir.
Tüm bu söylediklerim işin ideal kısmı
Ve olması gereken şeklidir.
Peki, uygulamada böyle mi?..
Fikri, zikri belli olmayan
Gelene ağam, gidene paşam diyen
Yaşantısını her zaman nehrin akış yönüne göre düzenleyen
Güçlünün arkasına sığınarak hayatını idame ettiren
Kabaca, kucaktan kucağa gezen
Dansözlerden daha yetenekli bir şekilde kıvırtan
Hele bir de tüm bunları bizzat siyaset kurumu içerisinde aktif rol alarak yapan şahısların nasıl bir karaktere sahip olduklarını yorumlamaya gerek var mı?
Ya bu insanların mazeretleri?..
Dik duramadığı ve gerçek düşünce yapısını ortaya koyamadığı için tenis topu gibi oradan oraya atılan kimilerinde baş gösteren korkaklık, kimilerini her nabza göre şerbet vermeye iter!
Kendi fikrini yaşamaktan aciz bu tipler,
Kendilerini her zaman güçlülerin kucağında bulur…
Çünkü öyle yaşamaya alışmıştır.
Tabi bu tiplerin müsebbibi de gerçek manada işletilmeyen demokrasidir.
Öyle ya,
At izinin it izine karıştığı bir sosyal ortamda
Her fırsatta aslan kediye boğdurulursa
Zaten karaktersiz olan fareler güçlünün yanında durarak kendilerinin aslan olduğunu zannetmeye başlar!..
Siyasi konsomatrisliğin ve dansözlüğün bir diğer (ve belki de en güçlü) sebebi de menfaattir.
Bu bazen siyasi menfaat
Bazen de ticari menfaat olarak karşımıza çıkar.
Ülkemizde güçlü olanlar
İktidar olanlar her türlü menfaate sınırsız sahip olduğu için
Güçlünün yanında durarak
Ya da görünerek o ranttan azami derecede faydalanmanın derdindedir bu tipler.
Velhasıl
Dik durmayı bilmeyen
Yeter ki yerim sağlam olsun mantığıyla yaşayan herkes siyasi konsomatris ve dansöz olmaya mahkûmdur.
Yaşadığı hayat içerisinde belki maddi bir şeyler kazanır ama
Manevi olarak insan olma vasfından her zaman uzakta hayatını sürdürür ve sonlandırır.
