OSMAN ÖCAL


Seksen Yıldır Bugünü Bekliyorduk


   Bir öğle arası okul bahçesinde güncel olaylarla ilgili sohbet yapıyorduk. Düşük dozda bir tartışmaydı beklide o günkü sohbetimiz.

 

   Zaman, Türk Silahlı Kuvvetlerinin çok sayıda mensubunun Ergenekon Balyoz gibi bazı davalar neticesinde tutuklanıp Türk ordusuna darbe yapıldığı günlerin ertesiydi.

 

   Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına yapılanların doğru olmadığını, bunun bilinçli bir sindirme ve etkisiz kılma operasyonu olduğunu savunanlar olduğu gibi Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını suçlu görerek yerden yere vuranlar da vardı.

 

   Okuduğu gazeteyi her gün bilinçli bir şekilde öğretmenler odasına bırakıp giden bir eğitimci aynen şöyle diyordu: ?? Biz seksen yıldır bugünü bekliyorduk!´´

 

   Atatürk´ün kurduğu cumhuriyetin eğitimde fırsat eşitliğinden yararlanıp, Türkiye Cumhuriyeti´nin okullarında okuyup öğretmen olan ve Atatürk´ün kurduğu cumhuriyetin hazinesinden karnını doyuran bir eğitimcinin Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına olan düşmanlığını bundan daha net açıklayan bir söz olamazdı.

 

   Seksen yıldır biriken bir kinin intikamını almak için kurulan ve o günden sonra da kurulacak olan kumpasların Tanrı katında günahı olmayacaktı onlara göre. Hatta sevap işlediklerini bile düşüneceklerdi belki de. Öyle ya seksen yıl bu; dile kolay. Hazır fırsat ele geçmişken intikamı da ağır olacaktı elbette.

 

   Nitekim öyle de oldu. Suçlu bulunan Cumhuriyet, kurucusu ve bekçisinin cezalandırılması intikamın en göz alıcı kısmıydı. Hükümetle beraber çalışan genelkurmay başkanı da dâhil Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu ve İş adamından MİT görevlisine birçok insan tutuklandı ve Türk ordusu etkisiz kılınmaya çalışıldı. Sonradan berat etseler de uğradıkları haksızlık karşısında cezaevinde rahatsızlanıp ölenler olduğu gibi intihar edip yaşamına son verenler de oldu.

 

   Seksen yıllık kinin birikimi öyle kolayca alınamazdı elbette. Vatandaşı bulundukları ve ekmeğini yedikleri cumhuriyetin kurucusunun itibarsızlaştırılması için ellerinden geleni arkalarına koymadılar.

 

   Türk ve cumhuriyet sözcüklerinden o kadar rahatsız oluyorlarmış ki etnik bir grubun da yardımıyla gördükleri her yerde kazıma seferberliğine girdiler.

 

   Kendilerinden önce hiçbir şeyi olmadığını ifade edenler cumhuriyetin seksen yıllık birikimi olan ve milyonlarca insanın karnının doymasına vesile olan elde avuçta ne varsa onca yıldır sata sata zor bitirdiler. Diğer taraftan yeni yoksullar yeni varsıllar doğurdular.

 

   Analar ağlamasın diye çözümsüzlük üzerine çözümler üretme yarışında birinci sıraya oturdular.

 

    İşadamı Kuddusi Okkırların, Yarbay Ali Tatarların, MİT yöneticisi Kâşif Kozinoğluların, Kurmay Albay Murat Özenalplerin çocuklarının acısına ortak olamadıkları gibi telafisi oldukça güç nice tahribatlar nice yaralar açarak sevap işlemenin mutluluğunu tattılar yıllarca. Geçmişin Adalet, hukuk, eğitim, siyaset anlayışları alt üt oldu.

 

   Eşkıyayı dağdan şehre indirerek ülkenin bir bölümünün silah deposu ve eşkıya yığınağı haline gelmesine sessiz kalarak Türk milletinin her gün tabut kucaklamasına vesile oldular.

 

   Onlar, hem bu dünya hem öbür dünya için cennet vaat ederken nice analar babalar taze gelinler yetim çocuklar bu dünyada cehennemi yaşar duruma düştüler.

 

   Tek gördükleri acı bir tarafın yediği tepik acısı, bir tarafın da aldatılma acısı. Ve hâlâ mağdur edebiyatı.

  • Cuma 19.5 ° / 7.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 22 ° / 7.5 ° Güneşli
  • Pazar 24.3 ° / 9.1 ° Güneşli