Polis toplumun vicdanı mıdır?
Aslında bu soruya Adana´dan örnek vererek yanıt verirsek net karşılık bulacağına inanıyorum
Niçin Adana polisinden?
Niçin Adana Emniyet Müdüründen??
Öncelikle polisin içinde bulunduğu durumu şöyle bir analiz edelim isterseniz.
Polise dair her fırsatta ve her ortamda dile getirdiğim bir hakikat vardır;
Kuruluş tarihi itibarıyla üzerine yüklenmiş vazifenin bilincini hiç yitirmemiş kurum
Dile kolay 171 yıl. Tüm zor koşullara rağmen dimdik ayakta kalmayı başarmış tek teşkilat.
Aradan geçen bunca zaman sürecinde elbette zaman zaman sarsıntılı günlerden geçmiş
Arsızın hırsızın, teröristin hedefi olduğu halde göğsünü siper etmekten hiç geri kalmamış,
Şehit olmuş, gazi olmuş ama yüklendiği misyonu, görev aşkını, vatan sevdasını hiç yitirmemiş,
Türk Milletinin bağrından çıkmış vatanı milleti için her koşulda ayakta duran tek teşkilat,
Zaman zaman içine karışan çürük elmaları azim ve kararlılığı ile temizlemesini bilen kurum.
Anadolu´nun bağrından çıkmış, yiğit ananın yiğit kuzucukları, aslan yürekli birlerce vatan evladını bağrından barındıran Polis teşkilatı..
Maalesef polis her dönem siyasetin eksenine alınmaya çalışıldı. Siyasete yem edildi
Son olarak bunun adı ?paralel´ oldu, yarın başka şey olmayacağına dair bir garanti yok!
Polis her zaman sisteme kurban edildi. Her dönem de polis bir şekilde ötelendi, horlandı
Sosyal hakları başta olmak üzere kendi içinde mutsuz bir emniyet teşkilatı ortaya çıktı.
Kimi zaman başkaldıran, kimi zaman aileleri ile ayrı düşen parçalanmış yaşamın adı oldu polis.
Zaman zaman üniformasından tutun da silahına kadar, acımasızca tartışılan kurum..
Milletin kalbinden, yüreğinden, çıkmış maalesef siyasetin gözünde bir türlü kurulmayan çarpık sistemin girdabında yaşamaya mahkum edilmiş.
Bu yüzdendir ki polis, bağrından çıktığı, gözünün nuru topluma ulaşmada yetersiz değil ama zaman zaman etkisiz kalmış.
Kendi içinde sağlıklı bir yapılanmaya gidemeyen Türk Polisi, ?Türk Polisi´ kavramından uzaklaştırılmaya çalışılmış kademeli olarak.
Art niyetli kişilerin,
Bazı siyasetçilerin,
Dini yapılanmaların,
Farklı karanlık grupların,
Sağın,
Solun,
En önemlisi dış mihraklı güçlerin
Ekseninde tutulmaya çalışılmış Polis..
Ancak mayasındaki o masumiyeti, her fırsatta dışa vurmuş, içindeki zehri kusmayı bilmiş.
Her şeye rağmen sistemi yenilemeye çalışmış ?vatansever´ polislerle Emniyet Teşkilatı.
Toplumcu olmuş. Bugünkü gibi?
Olmaya gayret etmiş yarına dair..
Bağrından çıktığı bu milletin can ve mal güvenliğini sağlarken, hep yanında olmuş
İşte, evde, sokakta, okuldu, çarşıda-pazarda, seyahatte, 24 saat hareket halindeki tek kurum
Güvenlik, asayiş. terör, kaza, felaket, yaz-kış, sıcak-soğuk hiç fark etmeyen tek teşkilat
Kısacası insanın olduğu her yerde, her zaman var olan ve var olmaya devam eden Polis?.
Zaman zaman ağır eleştirilere maruz kalsa da çoğu zaman adına destanlar yazılan Türk Polisi
Suçlu ve suçluyla mücadelenin yanında sosyal etkinliklerde uzun mesafe katetmiş teşkilat
Toplum Destekli Polislik örneğinde olduğu gibi. Her ne kadar bu bürolar emniyet binalarının uzağında bulunsa da iyi işler çıkarmış.
Uyuşturucu ile mücadelede sadece suçluyu yakalayıp adalete teslim etmenin çözüm olmadığı gerçeği ile önemli projelere imza atan polis.
İşte bu noktada geçtiğimiz günlerde televizyonda izlediğim haber ve konusunun polisin ne kadar toplum vicdanında yer aldığının açık örneği olduğunu söyleyebilirim
Haberde polis olma hayali kuran bir çocuğa gösterilen yakın ilgi alaka, hatta bir günlüğüne de olsa çocuğa özlediği duyguyu yaşatmak adına düzenlenen program ele alınmış
Programa göre Adana Emniyet Müdürü Osman Ak, polis olma hayali kuran lösemi hastası 5 yaşındaki Ziya Yusuf Can Mermer´i makamında misafir etti.
Polis kıyafeti ile Ak´ı ziyaret eden o çocuk kalbinin neler kazandığını haberi izlerken dahi hissedebildiğimi belirtmek istiyorum.
O küçük yüreğe Polis olduğunu hissettirmek için kimliğinden kıyafetine hatta telsizine kadar her şeyi ile hazırlık yapan Adana Polisi, Kırıkkale, Ankara, Diyarbakır polisi farketmez Türk Polisinin hamuru bu olsa gerek
Toplumun vicdanı olmak bu ve benzeri davranışların ortaya konularak topluma hissettirilmesi ile mümkün olacağını düşünüyor ve bu davranışı destekliyorum
Adana´da gerçekleşen bu durumun başka illerde de ortaya çıkması halinde aynı davranışın sergileneceğine de yürekten inandığımı buradan söylüyorum
2005´li yıllarda ?Tele kulak? davası sırasında tanışma fırsatı bulduğum Adana Emniyet Müdürü Osman Ak´ı bu duyarlı davranışından dolayı yürekten tebrik etmek istiyorum. Tüm polis Müdürlerinin aynı hassasiyeti taşıdıklarını biliyorum.
?Sen çok yaşa Türk Polisi?