HABİLHAN PEHLİVANLI


Partilim değilsen allame-i cihan olsan ne yazar!

Partilim değilsen allame-i cihan olsan ne yazar!


Osmanlı Devletinin -özellikle- Gerileme Döneminden itibaren

Bozulma sürecine giren en önemli birimleri devlet memuriyetleridir.

Liyakat yerine “adamcılık”, kayırmacılık, vs. memur seçiminde daha geçerli bir kriter olmaya başlayınca, kurumlarda bozulmalar, kokuşmalar, sonra da çürümeler baş göstermiş

Bu veba, sonunda devlet sisteminin çökmesine kadar gitmiştir.

***

Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla ve yeni devlet siteminin oturmasıyla birlikte, başlarda görülmeyen bu hastalık zamanla yeniden başlamış, bu kez işin içine bir de “particilik” girmiştir.

 

İktidara kim gelirse gelsin, kendi “Zübükzadelerini” yaratmaktan geri durmamış,

Memur seçiminde,

Yönetici seçiminde,

Öncelikli kriter “Benim Adamım” ya da “Benim Partilim” olmuştur.

Daha doğrusu “İşimi gördürebileceğim adam” ya da “Kullanabileceğim adam” düşüncesi hâkim olmuştur!

 

Gerçi burada, bu ölçülere uyan bir şahıs hakkında “Adam” kelimesini kullanmak da ne kadar doğrudur, tartışılır!

***

Durum o kadar vahim ki,

Herhangi bir iş için, bir yöneticilik görevi için oradan buradan gelen telefonlar,

Oradan buradan gelen baskılar,

O yönetici ya da memuru belirleyecek olan mercii öyle zor durumda bırakmaktadır ki!

 

Ya da zaten aynı fikirleri savunan “merci” için de ana kriter budur:

“Partilim olsun da liyakatten bana ne!”

***

Ne yazık ki,

Liyakat denilen kavram böyle ayaklar altında yüzyıllardır!

600 yıllık koca cihan imparatorluğunun son iki yüz yılına damga vuran bu veba beynimizi nasıl sarmış ki artık,

Bugün de son hızla devam ediyor…

 

Durum o denli vahim ki,

Bir memuriyet ya da yöneticilik görevi için,

Daha önce benzeri bir görevi üstlenmiş,

Ama beceriksizliğiyle,

Liyakatsizliğiyle dönemine damga vurup

Kısa bir süre sonra da o görevden alınan bir kişinin

Benzeri bir görev için,

Hatta o görevin daha da zoru için adı geçebilirken,

 

Her türlü donanımıyla,

Bilgi birikimiyle,

Tecrübesiyle,

Konuya ilişkin aldığı seminerlerle,

Hatta o alanda yaptığı akademik çalışmalarıyla

Kendisini ispatlamış bir başka kişi için hayal bile edilemez olmuştur.

 

Neden peki?

 

Sebep çok basit:

 

“Sen benim partilim değilsen allame-i cihan olsan ne yazar!!!”

Süleyman Kılıçel
13.10.2014 20:49:22
Sayın Habilhan bey Mhp dönemindede Chp dönemindede particilik olmadı mı.Onlar gelseler olmayacakmı

Habilhan Pehlivanlı
14.10.2014 10:32:53
Sayın Okur, yazıyı bir kez daha okursanız herkesin bunu yaptığını ifade etmiş olduğumu görebilirsiniz. Saygılarımla. ..

Can Öztürk
17.10.2014 01:02:39
Sorun kim gelse aynısını yapacak meselesi değil bence.En son gelenin ne yaptığıdır.Eğer en son gelen Allah diyerek peygamber diyerek islamı kullanıp kendinden öncekileri kötüleyerek onlar hırsızdı şöyleydi böyleydi biz onlar gibi olmayacağız diyerek geliyor ve kendinden öncekilerden daha kayırmacı oluyorsa daha beterini fazlasıyla yapıyorsa bu riyakarlıktan ve kandırmacadan başka nedir.Onları başımıza getiren de bundan mesul değil midir.Madem öncekiler yanlış yapıyordu sen doğrusunu yap adaletli eşit ve hakkaniyetli ol.Kendinden önceki yanlışlıkları düzelt ki senden sonra eğer biri gelecekse seni örnek alsın.Söyleyin Allah aşkına yetişen nesil nasıl yetişiyor kelimeler yetersiz kalıyor bu soruyu cevaplamaya.Sadece etrafınıza şöyle bir bakmanız yeterli.Lütfen particilik mantığıyla bizimkiyse sorun değil mantığını yıkalım.Birkaç nesil yok oluyor kimse bunun vebalini taşıyamaz öbür dünyada da hesabını veremez.Demek ki neymiş en son gelene bakarmış yeni nesil...

  • Cuma 19.5 ° / 7.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 22 ° / 7.5 ° Güneşli
  • Pazar 24.3 ° / 9.1 ° Güneşli