HABİLHAN PEHLİVANLI


Osmanlı?yı yıkan, Türkiye Cumhuriyeti?ni kuran fikir: Milliyetçilik (4)

Osmanlı?yı yıkan, Türkiye Cumhuriyeti?ni kuran fikir: Milliyetçilik (4)


(Dünden Devam)
Kimilerine göre bir yok oluş olan, Osmanlı İmparatorluğu?nun yıkılmasını, imparatorluğun son günlerinde hüzünle ve bir o kadar da dikkatli tespitlerle ele alan Mustafa Kemal liderliğindeki genç Türk subaylar işin sırrına ermiş olacaklar ki, ?zümrüd-ü anka? misali, küllerinden yeniden doğan bir devletin mimarı oldular. Osmanlı Devleti?ni yıkan temel sebep ne kadar ?milliyetçilik? ise, yeni Türk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran fikir olarak da ?milliyetçilik? esas alındı. Zaten makalesinin son paragrafında da bu konuya değinen Davison; ?Osmanlı Türkleri için millî olmayan terimlerle düşünmek doğaldır. Osmanlı?nın son dönemlerine doğru yeni ortaya çıkan milletlere daha çok toprak kaybedilmesi ve Türkler arasında yükselen Türk milliyetçiliği fikrine rağmen, Osmanlıcılık fikri geçerliğini sürdürdü. Türk milliyetçiliği hareketinin varlığını, 1920?de Misak-ı Millî ile gerçekten onaylayan son Osmanlı Mebusan Meclisi Osmanlı İmparatorluğu?nun ve Osmanlı milleti kavramının sürmesi gerektiğini iddia ediyordu. Oysa 1920?de açık seçik ortaya çıkmıştı ki, savaşlar ve milliyetçi dalgalar Osmanlı İmparatorluğu?nu yıkmış, Osmanlıcılık da onu kurtaramamıştı. Türkleri ?Osmanlı Milleti? fikrinden uzaklaştırıp bugünkü Türk milliyetçiliğine ulaştırmak ise büyük realist Mustafa Kemal?e kalmıştır.?diyor.
Mustafa Kemal Atatürk, gençlik yıllarından itibaren, ?Türkçülük? hareketinin önde gelen isimleri Ziya Gökalp, Yusuf Akçura gibi isimlerin eserleriyle kendisini yetiştirmiş ve bir dönem de Enver Paşa gibi siyasal Türkçülerle birlikte hareket etmiştir. İsmi zaman zaman ?Teşkilat-ı Mahsusa? ile birlikte anılan Atatürk?ün de farklı bir fikirle ortaya çıkması beklenemezdi. 1923?te söylediği şu söz, büyük bir Türk devletini yıkan bir fikrin, daha sonra akî ellerde yoğrularak nasıl kendisini yıkan unsurlara karşı kullanılabildiğinin güzel bir örneğidir: ?Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.?(M. Kemal Atatürk) 
Bu durumu esasen, Peygamberimizin ?Düşmanın silahıyla silahlanın? emrine kulak asmanın bir sonucu olarak da görmemiz mümkündür. Nitekim ?milliyetçilik? öyle bir güçtür ki, hedefsiz ve amaçsız bir insan yığınını bir anda tarihi, kültürü, örf ve ananeleri, dil unsuru ile bir araya toplanmış büyük bir güç haline getirebilir. Kendisi de hafız olan Mustafa Kemal?in, ?Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O?na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.(Hucurat-13)?ayetini bilmemesine imkân yoktur.
***
Özetle, milliyetçilik fikrini, din dışı bir fikir olarak gören ve hep dinin emrettiği şekilde tavırlar sergilediklerini iddia eden son dönem Osmanlı devlet adamlarının, birçok konuda olduğu gibi, bu konuda da cehaletleri 600 yıllık koskoca bir devletin yıkılışını hazırlamıştır. Hem de bunu din adına yapanların, devlete kastetmiş Avrupa ile ilişkileri bugün bile tam olarak çözülememişken(!) Bir Türk devletinin yıkılışının sevincini Avrupalının kursağında koyan, yeni Türkiye?nin kurucuları ise, tam da koptuğu yerden filmin devamını sağlamış ve ?nerede kalmıştık? diyerek, ?milliyetçilik? fikrini devletin temel fikri olarak işe koyulmuşlardır.
87 yıllık genç Türkiye Cumhuriyeti2nin kuruluş felsefesini anlayamayan ya da kasıtlı olarak anlamak istemeyen ?İzzet Paşalar, Mithat Paşalar, Ali Kemaller? elbette bugün de kaldıkları yerden devam ediyorlar. Nasıl ki bu devlet Osmanlı?nın unuttuğu ?Hoca Ahmet Yesevi, Şeyh Edebali, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana? ahlakını ve devlet anlayışını sürdürmeye çalışıyorsa, ?onlar da? kaldıkları yerden mücadelelerine devam ediyorlar.
Bu bir savaştır?
Bu savaş dünya var olduğundan beri vardır?
Bu savaş Kabil?in kardeşi Habil?i öldürmesiyle başlayan bir ihanetin, açgözlülüğün; hak ile batılın; şeytan ile insanın savaşıdır.
Bu savaşta ?at izi, it izine? de karışmış olabilir. Ancak şunu unutmayalım ki, biz Türkler atı da iti de iyi tanırız. Yeter ki tarihten ders çıkartmasını bilelim ve unutkan bir millet olmaktan vazgeçelim!
  • Salı 24.9 ° / 7.9 ° Güneşli
  • Çarşamba 25.4 ° / 10.5 ° false
  • Perşembe 25.7 ° / 13.5 ° Güneşli