(Dünden Devam)
Kürt ayrımcı ve bölücüleri ?Newroz? diye yeni bir kelime yaratarak farklı olduklarını bayramın sadece kendilerine ait olduğunu iddia ederler!.. Hâlbuki bu iddia 1970`li yıllarda ortaya atılmış, "Kürt Kawa" efsanesi uydurulmuş ve Nevruz o tarihten itibaren "Kürt Özgürlük Bayramı" imiş gibi cam-çerçeve kırarak, taş atıp dükkânlara saldırarak kutlanmaya başlamıştır. Bu kişiler O kadar cahildirler ki, çevrelerine bakıp Türklerin ve Farsların, hatta Japonların astronomik ve coğrafî bir olay olan 21 Mart`ı kutladığını, hem de binlerce yıldır kutladığını bilmezler! TRT`yi bile seyretmezler!.. Anadolu?nun pek çok yöresindeki "ateş üstünden atlanarak" oynanan SİNSİN oyununu bile görmezden gelirler!.. "Newroz`a We Pîroz Be!" diye bağırmanın ne Nevruza, ne de bölücülere yararı yoktur!
Kürt ayrımcı ve bölücüleri ?Newroz? diye yeni bir kelime yaratarak farklı olduklarını bayramın sadece kendilerine ait olduğunu iddia ederler!.. Hâlbuki bu iddia 1970`li yıllarda ortaya atılmış, "Kürt Kawa" efsanesi uydurulmuş ve Nevruz o tarihten itibaren "Kürt Özgürlük Bayramı" imiş gibi cam-çerçeve kırarak, taş atıp dükkânlara saldırarak kutlanmaya başlamıştır. Bu kişiler O kadar cahildirler ki, çevrelerine bakıp Türklerin ve Farsların, hatta Japonların astronomik ve coğrafî bir olay olan 21 Mart`ı kutladığını, hem de binlerce yıldır kutladığını bilmezler! TRT`yi bile seyretmezler!.. Anadolu?nun pek çok yöresindeki "ateş üstünden atlanarak" oynanan SİNSİN oyununu bile görmezden gelirler!.. "Newroz`a We Pîroz Be!" diye bağırmanın ne Nevruza, ne de bölücülere yararı yoktur!
Özellikle Aleviler bütün iyi olayları 21 Mart?a ve bütün kötü olayları 10 Muharrem`e yığarlar... Bu anlayışla Nevruz`a atfedilen olaylar şunlardır:
- Dünyanın kurulduğu gün,
- Hz. Âdem`in hamurunun karıldığı gün,
- Hz. Âdem`le Hz. Havva`nın Cennet`ten kovulduktan sonra dünyada ilk buluştukları gün,
- Tufan`dan sonra Hz. Nuh`un gemisinin karaya oturduğu ve suların çekildiği gün,
- Hz. Yusuf?un kuyudan kurtulduğu gün,
- Hz. Yunus bir büyük yunus balığı tarafından yutulmasından sonra kurtulduğu gün,
- Hz. Ali`nin doğum günü ve halifeliğe getiriliş günü,
- Hz. Fatıma`nın Hz. Ali ile evlendiği gün.
Gelelim Kürt bölücülerin kendilerine bağımsızlık sembolü olarak seçtikleri ve "Kürt renkleri" ilan ettikleri Sarı-Kırmızı-Yeşil renklere!..
1935 yılında Altaylar`da 7. ilâ 11. yüzyıllarda yaşamış TÜRK beylerinin mezarlarında kazılar yapıldı. Ortaya Sarı-Kırmızı-Yeşil ipekli elbiseler giydirilmiş cesetler çıktı!.. (Belleten Dergisi, 48. Sayı,1947)
İranlı âlim Abdülcelil El Kazvinî 1161-1165 yıllarında yazdığı eserde şöyle der:
- "Selçukluların melikleri ve sultanları eğer 100.000 asker toplarlarsa, siyah sancak bulunmazdı. Sarı-Kırmızı-Yeşil sancak bulundururlardı."
Osmanlılarda Mahmut Şevket Paşa?nın sadrazamlığına kadar (1912) sancaklar Sarı-Kırmızı-Yeşil idi!.. Aleviler, Türkmen oldukları için hâlâ millî kıyafetlerini bu renklerden seçerler.
Bugün dahi Kırgızlar, Hıdırellez?de çocuklarına Sarı-Kırmızı-Yeşil renkli elbiseler giydirirler. Özbek kadınları yazın hep Sarı-Kırmızı-Yeşil çizgili atlas kumaştan entariler giyerler.
Kısacası, ne bu bayram, ne de bu bayrak Kürtlere ait değildir!.. Türklerindir!?
***
Şundan da eminim ki, sizler bu yazıyı okurken birileri bu önemli Türk Bayramını Kürt ayrılıkçılığının sembolü olarak ele alıp sarı-kırmız-yeşil poşulara bürünmüş, ülkeyi toz duman içinde bırakmış olacaklar.
Öyle ya, insan bilmediğinin cahilidir!!!