HABİLHAN PEHLİVANLI


MÜCADELEMİZ, TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN…

Hangi devirde, hangi iktidar döneminde olursa olsun, Türkiye ne zaman birazcık kafasını kaldırmaya başlasa, ne zaman küresel güçlerden bağımsız hareket etmeye kalksa, hemen bir yerlerden düğmelere basılıp iç ve dış aktörler oyunlarını oynamaya başlıyorlar.


Hangi devirde, hangi iktidar döneminde olursa olsun, Türkiye ne zaman birazcık kafasını kaldırmaya başlasa, ne zaman küresel güçlerden bağımsız hareket etmeye kalksa, hemen bir yerlerden düğmelere basılıp iç ve dış aktörler oyunlarını oynamaya başlıyorlar.

Türk Devletinin bekası, Türk vatanının bütünlüğü ve Türk milletinin birliği, huzuru ve refahı dışında hiçbir düşüncesi olmayan, hiçbir ikbal kaygısına düşmeyen, son dönem Türk devlet adamları arasında eşsiz bir yere sahip olan Devlet Bahçeli’nin, 15 Temmuz gecesi yaşanan ihanet senaryosuna karşı ortaya koymuş olduğu tavrın sonucu hayata geçen Cumhur İttifakı, 1923 ruhunu yeniden canlandırarak hükûmetin yerli ve milli bir siyaset izlemeye başlamasını sağlamıştır.

Türk Milletinin özünden doğan ve özeti olan Cumhur İttifakının milli politikaları sayesinde bölgesinde hatırı sayılır bir ivme kazanan Türkiye, özellikle Mavi Vatan’da, Yavru Vatan’da ve Can Azerbaycan’da yaşanan gelişmelerin ardından başta ABD olmak üzere tüm küresel güçlerin hedefi haline geldi.

Göreve geldiği günden itibaren Türkiye’ye olan hasmane tavrını açık eden Biden’ın açıklamaları da Türkiye’nin mevcut yerli, milli ve bölgesinde güç olma yönündeki siyasetini sürdürdüğü sürece rahat bırakılmayacağının ayan beyan ifşasıydı.

Milli silah sanayiini her geçen gün daha da geliştirerek dışa bağımlılıktan adım adım kurtulan Türkiye’nin, yasal karasularında doğalgaz ve petrol arama çalışmaları, terör örgütlerine karşı verilen mücadele gibi sebeplerle çeşitli saldırılara maruz kalması “kaçınılmazdı”! Ve yaşanmaya başladı!

Özellikle Kovid-19 Salgını sürecinde yaşanan doğal ekonomik sorunların bugüne yansımalarını her geçen gün daha da sıkıntılı şekilde görüyoruz.

Medyanın yönlendirmeleriyle yaşanan olumsuz durum, her ne kadar farklı gösterilse de, küresel güçlerin taşeronları aracılığıyla hükûmet, Cumhur İttifakı ve tümden devlet politikası saldırıya uğramaktadır.

Şundan emin olun ki, yeryüzünde adı anılmaya başlandığı andan itibaren Türk Milleti ve kurulan hiçbir Türk Devleti rahat bırakılmamış; Türk milletinin ve devletinin menfaatleri yönünde karar veren devlet adamları her fırsatta saldırılara maruz kalmıştır.

Tüm bu tarihsel gerçekler ve günümüzün sosyo-politik şartları çerçevesinde olayları değerlendirmek, vatanını ve milletini seven her Türk’ün asli görevidir.

Biliyoruz ve yaşıyoruz; “Cebimiz her geçen daha da derinleşen bir şekilde deliniyor! Tencerede kaynayanın besin değeri her geçen gün azalıyor!”

Ancak, Kurtuluş Savaşında tüm zorluklara ve yokluklara rağmen yalnızca ve yalnızca Türk Milletinin bağımsızlığı uğruna göğüs geren Gazi Mustafa Kemal Atatürk, önümüzdeki en önemli örneğimiz olmalı ve her birimiz birer Atatürk olup, “Bağımsız Türkiye” yolunda, düşmana karşı mücadelemizi içeride ve dışarıda sürdürmeliyiz.

Kalemi olan kalemiyle, sözü olan sözüyle, işçi memur emeğiyle, çiftçi toprağıyla, esnaf sermayesiyle, siyasetçi yerli ve milli siyasetiyle bu mücadeleyi ömrü yettiğince sürdürmeli, “onların” hayal ettiği “Güdümlü Türkiye” fırsatını vermemelidir.

  • Salı 23.7 ° / 10.8 ° false
  • Çarşamba 29.4 ° / 15.1 ° false
  • Perşembe 29.3 ° / 13.5 ° false