HABİLHAN PEHLİVANLI


Millet Bir Coşarsa?

Millet Bir Coşarsa?


?Duysun bizim yiğitler, demedi denilmesin
Tahrik ediyor itler, dolmuşa binilmesin
Vatan yer yer kanıyor, yüreğimiz yanıyor
Bir oyun oynanıyor, oyuna kanılmasın.
?
Ne itlere değeriz, ne de boyun eğeriz
Tükürürsek boğarız, itler de yanılmasın
Onlar bilir kimdik biz, ayaktayız dimdik biz
Silahları gömdük biz, unuttuk sanılmasın
Kızım sana söylerim, gelin duysun isterim
Herkese şunu derim: dünlere dönülmesin.
Çok azarsa imansız, Arif olur amansız
Fakat sakın zamansız, işe el konulmasın.?
***
Ozan Arif?in bu şiirinden de anlaşılacağı gibi ülkede değişen pek bir şey yok!
1990?ların başında yazdığı bu şiirini bugün yeni yazılmış gibi ortaya koysak, yeni yetmelerin tabiriyle ?cuk oturur? vallahi.
Öyleyse aldığımız yol kaç arpa boyu acep?
1990-2000 yılları arası terörün zirve yaptığı ülkemizde bakın ilginç rakamlara:
1999 - 203 ŞEHİT
2000 - 22 ŞEHİT
2001 - 20 ŞEHİT
2002 - 6 ŞEHİT
2003 - 21 ŞEHİT
2004 - 73 ŞEHİT
2005 - 92 ŞEHİT
Ve işin daha ilginç bir boyutu da 2005?ten sonraki yıllarda şehit sayısının 100 rakamı altına hiçbir zaman inmemesi!
Bu ülkede teröre karşı sınır ötesi harekâtlar, baskın saldırılar, pusular denendi, ama içlerinde en etkili olanı ?Özel Harekâtçılar? tarafından uygulanan gerilla taktiği savaş olmuştur. İşte bu yöntemin sonucudur 2002?de bir yılda verilen şehit sayısının altıya kadar düşmesinin?
İlerleyen yıllarda mücadelenin Kürtlere özgürlük veya demokratik mücadele ekseninde sürdürülmesinin somut sonucu da her yıl ?istikrarlı? bir şekilde artan terörist eylem ve şehit sayısıdır.
Buradan da anlıyoruz ki, ?Demokratik yollarla savaş yapılmaz?! Teröristi alenen destekleyenlere verilecek olan tavizler, dolaylı olarak teröriste verilmiş sayılır ve bu da teröristin daha da azmasından başka bir sonuca ulaşmaz!
Bütün bunlar madalyonun bir yüzü? Ya diğer yüzü?
Her yıl evlatlarını şehit veren; günden güne sosyal ve ekonomik hayatla ilgili ümidi azalan; uğruna evlatlarını verdiği bayrağına, birliğine, vatanına kastedenlerin ceza dahi almadığına, kahramanlar gibi karşılandığına şahit olan; ülkesinde, en güzel şehirlerinde huzurun kalmadığını gören; şehirlerinde hâkimiyet kurmaya çalışanları her gün ibretle izleyen; kendi eliyle verdiği vergilerin teröristlere maaş olarak verildiğini gören; vatanını sevmenin cezasını çeken Türk Milleti ne yapsın peki?
Dağdan inenlerin şehirlerde terör estirdiği şu günlerde dağa mı çıkalım? Yoksa bunların tarzı bir ?düz ova? siyaseti mi yürütelim?
Bizlere sürekli olarak telkin edilen sükûnet ve metanet daha nereye kadar gider bilemem ama yazımın başına koyduğum şiirin 90?ların başında yazıldığı düşünülecek olursa, ne yazık ki her şeyde başa döndüğümüz açık seçik ortadadır.
Türk milletinin özelliklerini iyi tahlil edenlerin sivrisinek sürülerini üzerimize salıp bataklık ortasında mücadele etmemizi beklediklerini görmemek için aptal olmak gerekir.
Mücadele stratejisinin iyi belirlenip sivrisineklerle tek tek uğraşmaktansa bataklığı kurutmanın en iyi yöntem olduğu konusunda herkesin hemfikir olacağına eminim. Öyleyse bundan sonraki ilk çalışmamız bataklığı kurutmaya yönelik olmalı. Hem Kandil?deki, hem İmralı?daki hem de TBMM?deki bataklığın kurutulması işin kökten çözümü olacaktır?
Daha da vermek değil!
  • Perşembe 29.3 ° / 13.5 ° false
  • Cuma 27 ° / 10.3 ° Güneşli
  • Cumartesi 26.1 ° / 9.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı