Üstad Necip Fazıl Kısakürek, yıllar önce ?Şarkı?sını yazarken, ?inadına? ifadelerin, inadına varoluşun manifestosunu, tüzüğünü ortaya koymuştur adeta.
Tüm sıkıntılara, tüm çaresizliğe rağmen güvenebileceği elin, destek alabileceği elin yalnızca Yüce Yaratan olduğunu haykırmış ve ümitlerini O El?e bırakmıştır:
?Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler.
Şenlenir evimiz barkımız bizim.?
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler.
Şenlenir evimiz barkımız bizim.?
***
Türk Eğitim-Sen, 1992 yılında çıktığı yolda hakkın, adaletin, kanunların; ülke birliği ve bütünlüğünün, tek bayrak ve tek dilin kavgasını vermek için... dedi, tüm kamu çalışanlarına ve Türk Milletine?
Tarihine ve geçmişine sahip çıkarak?
Devletin kanunlarına saygı duyarak?
Kırmadan, dökmeden de sendikacılık yapılabileceğini?
Hak aramanın ?n?idüğünü ve nasılını? gösterdi cümle aleme Türk Eğitim-Sen!..
?Kurtulur dil, tarih, ahlâk ve iman.
Görürler nasılmış neymiş kahraman.
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.?
Görürler nasılmış neymiş kahraman.
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.?
***
Ve bir bozlak oldu Türk Eğitim-Sen, İç Anadolu bozkırlarında?
Ve bir halay, Harran?ın sıcağında?
Horon oldu Karadeniz yaylalarında?
Zeybek zeybek haykırdı Ege kıyılarında?
Trakya?da dokuz sekizlik oynadı!..
Ve bir şarkı oldu tüm ağızlarda?
Bir şarkı?
Memurun şarkısı?
Öğretmenin şarkısı?
Hizmetlinin şarkısı oldu?
Kırık dişlilere inat çarkımızı döndürmek için?
Adam gibi sendika olmak,
Adam gibi sendikacılığı öğretmek için!..
