Geçtiğimiz Cuma günü uzun süredir kullanmadığım bir yolu kullanarak,
İstasyon altgeçidinden geçerek
Babamın işyerine gittim.
İnsanların alt geçidi kullanmalarını zorunlu hale getiren,
Hemzemin geçitten geçip
Bu sırada meydana gelebilecek olan vahim tren kazalarına sebebiyet vermemek demir parmaklıklar fikri gerçekten de çok hoşuma gitti.
Ancak...
Bu geçidin
Gerek MKE Fabrikaları Bölgesine, gerekse Fikret Karabudak Stadyumuna, Kırıkkale’nin şehir merkezinden tek girişi olan bu geçitte engelliler de düşünülmeliydi!!!
...
Aslında düşünülmüş...
Öyle değil mi?
İstasyonun hemen yanındaki altgeçide (ki bahsettiğim demir parmaklıklardan dolayı hem fabrikalara hem de stadyuma yaya olarak tek giriş bu altgeçit) engelli rampası yapılmış.
Yıllar yılı pislikten geçilmeyen bu altgeçit TCDD tarafından yenilenip nispeten daha temiz, daha kullanılabilir hale getirildikten sonra merdivenlerin yanına bir de engelli rampası yapılmış ki engelliler araçlarıyla bu rampalardan inip çıkabilsinler!!!
Tamam
Belki amaç bu
Ama
O rampalardan inip çıkabilecek kabiliyetteki bir engellinin zaten o araçlara ihtiyacı yoktur ki!!!
Şaka yapmıyorum...
Öyle bir rampa yapılmış ki,
Siz deyin Ilgaz Dağı çıkışı,
Ben diyeyim Toroslar...
Hatta biraz daha zorlarsanız Alp Dağları bile denilebilir!
Allah aşkına böyle dik inişi ve çıkışı olan bir engelli rampasını, zaten engelli olan bir vatandaş nasıl kullansın?
O rampa yapılırken niyet neydi bilemiyorum...
Hani eğer niyet, “en azından böyle dar imkânlarla bir şey yapalım da vatandaş başkalarının yardımıyla da olsa kullanabilsin” ise eyvallah,
Fakat “sosyal sorumluluk” ya da “yasal zorunluluk” gibi zoraki sebeplerle “el gördüye”, “laf olsun” diye inşa edilmiş bir rampaysa...
...