Az çok toprakla ilgilenen herkes bilir: Altın renginde, bir vücut sekmesinden iki çift ayağı bulunan nemli ortamlarda yaşayan ve yine nemli toprak altında yaşayabilen bir böcek türüdür kırkayak. Onlarca ayağı olmasına rağmen yine de gövdesinin altı sürünerek hareket ettiğinden sürüngenler sınıfından bir böcektir. Bir sekmesinde bir çift ayağı bulunanına ise çıyan denir. Bizde çıyana da kırkayak derler.
Bu böcek bir kaç ayağından zarar görse de yaşamına devam eder. Aynen terör örgütü gibi.
Otuz yılı aşkın bir süredir on binlerce insanın ölümüne neden olan PKK terör örgütü her gelen hükümet tarafından ?? belini kırdık, şu kadar zarar verdik, aha bitirdik´´ safsataları sayesinde günümüze kadar maalesef büyüyerek ve daha da semizleşerek geldi; Türkiye bir günde onlarca şehit verebilen bir ülke duruma düştü.
Terör örgütü eylemlerine başladığı günden beri hükümetlerin aldığı tedbirler ve uyguladığı taktik hep aynı oldu. Son yıllarda ise bilinçli olarak semizleştirildi. Türk milleti gelen şehitleri karşısında dilsizleştirildi ve ağzını açamayacak duruma getirildi. Çıkan cılız sesler kısıldı.
İnsanlarımız günlük olarak verilen şehitleri normalmiş gibi düşünmeye başladı. Duyarlılık bitirildi; ateş düştüğü yeri yaktı. Yetkili ve etkili merciler olayları kınayarak ve bazı emniyet ve askeri tedbirlerle terörü bitirme yoluna gittiler.
Sınırlarımız delik deşik oldu ve artık sınırlar ötesinden de teröristler ülkeye gelip zaman zaman eylemler yapar duruma geldi. Ankara Gar ve Kızılay eylemleri gösterdi ki Türkiye yolgeçen hanına dönmüş ve ülkenin her yerinde eylemler yapılabilir izlenimi vermektedir.
Geçmişte, üç beş çapulcu denilen örgüt sivil destek de bularak ülkeyi tehdit eder hale gelmiş özerklik taleplerini dillendirebilmektedir.
Yukarıda verdiğim böcek örneğinde olduğu gibi terör örgütünün kırk tane ayağı var. Bir ayağına toplu iğne ile dokunmakla terör örgütünü yok etmeyi düşünmek akıl kârı olmamakla birlikte daha da güçlenmesine sebep olmaktadır.
Bugüne kadar gelen bütün hükümetler hep askeri tedbirleri uygulamış terör örgütünün diğer ayakları ile ilgilenmemiştir. Oysa önce beslendiği ana damarlar kesilmeliydi ki diğer ayaklar kendiliğinden felç olsun.
Örgüte silah ve gelir sağlayan bütün yapılara, örgüt elemanlarını barındıran bütün ülkelere karşı tedbirler almadan, eleman kazandıran kişi ve kuruluşlarla mücadele etmeden, sivil ayağını çökertmeden, eleman kazandıran veya barındıran bütün okullarda önlemler almadan yapılan mücadele terörü bitirmiyor; bu durum geç de olsa anlaşılmalı artık.
Örgütün bütün silahları dışarıdan geliyor ve bu silahların hangi ülkelere ait olduğu biliniyor, finans kaynakları biliniyor, elemanlarını barındıran besleyen ülkeler biliniyor. Bu ülkelere karşı yapıcı tedbirlere gidilmeli.
Eleman kazandıran propagandasını yapan kişi veya kuruluşlar özelliklerine bakılmaksızın şiddetle cezalandırılmalı.
Kaçakçılıktan ve uyuşturucudan para kazanmasına engel olunmalı ve bu işleri yapanlar cezalandırılmalı. Gerek yöreden gerek yöre dışına göçmüş örgüte yakınlık duyanlara, destek olanlara karşı müeyyideler uygulanmalı. Bu kişilere yapılan bütün sosyal yardımlar kesilmeli, kamu görevlisi ise görevine son verilmeli. Öğrenci ise okuldan uzaklaştırılmalı. Türk halkının sırtından geçinmesi son bulmalı. Yaktığı elektriğin parasını kendisi ödemeli. Batıdaki bir vatandaşın hakkı ne ise ondan fazlası derhal elinden alınmalı. Alınan tedbirlere uymayanlar ve karşı duranlar vatandaşlıktan çıkarılmalı.
Çok önemli bir ayak meclis ayağı. Hiç acımadan gereği yapılmalı ve sırtını örgüte dayayanlar ülke dışına sürgüne gönderilmeli ya da içeri alınmalı. Cezaevine tıkılanlar vatandaşın sırtından beslenmemeli.
Türk ceza kanununda değişikliğe gidilip idam cezası tekrar getirilmeli. Verdiğim örneklere benzer terörün yaşamasına ve büyümesine yardımcı olan bütün ayaklar dibinden kesilmeli.
Türk milletinin ödediği bedeller misliyle alınmadığı sürece terörün biteceğini zannetmek ahmaklıktan başka bir şey değildir.
