Bir zamanların en klişe sorularından birisi:
?- Üç Kırıkkaleli genç bir araya geldiğinde ne yapar?
- Dördüncüyü bulur, kahvede okey oynarlar!? idi.
Dört beş yıl önce cesur bir girişimci arkadaş ?Akbank?ın ara? olarak tabir ettiğimiz Bankalar Caddesi?nde kurduğu otantik çay ocağı ile İstanbul?un İstiklal Caddesi ya da Ankara?nın Sakarya Caddesi?nin küçük bir benzerinin Kırıkkale?de oluşmasına öncülük etti.
İlerleyen yıllarda gazetemizin altındaki 607. Sokakta açılan çay ocakları ve 609. Sokakta açılan simit Sarayı ve çay ocakları, havaların ısınmasıyla birlikte bu caddelerin ve sokakların hareketlenmesine katkıda bulunmaya başladı.
Özellikle Ramazan Ay?ında 24 saat yaşayan bu sokaklar, caddeler eş dost bir araya gelinip sohbet edilen ve bayan erkek herkesin rahatlıkla buluşma noktası olarak belirleyebileceği nezih ortamlar haline geldi.
***
Ancak ne var ki, birileri bu durumdan oldukça rahatsız!
Öyle ki, geçtiğimiz yıllarda Belediye?nin aldığı karar gereği sokağa taşan tabureleri toplatılan çay ocakları şimdi de Ticaret ve Sanayi Odası?na şikâyet ediliyorlar. Hem de bizzat kendi ?dükkân komşuları? tarafından!
Bakın size bir anekdot anlatayım:
Bir zamanlar ?kendi işlerini? engelledikleri gerekçesiyle İstanbul ve Barbaros Hayrettin Caddelerine kurulan bayram sergilerini kaldırtmak için bir grup esnaf bu sergileri belediyeye şikâyet ettiler. Oysa o sergiler sayesinde caddeler canlanıyor, sergilerde aradıklarını bulamayanlar da girip mağazalardan alışveriş yapıyorlardı. Şikâyetler sonucunda bu iki caddeden uzun yıllar sergiler kaldırıldı. Sonuç? Bayram öncesi bu iki caddenin esnafı sinek avlamaya başladı. Hatasını anlayan ?çok zeki? esnaflar geri belediyeye falan gittiler ama işi işten geçti. Birkaç yıl boyunca, bu caddelere kurulan sergiler Atatürk Bulvarına (Cumartesi Pazarı) kuruldu.
Anlaşılan bu olay çoktan unutulmuş ve kimseye de ders olmamış!
***
Şu asla unutulmamalı ki, herkes rızkını yer!
Aynı işi yapan yüz dükkân aynı cadde üzerine kurulmuş olsa da hepsi de akşam evine giderken rızkını götürür.
Öte yandan, birazcık mantıkla, kalabalık cadde ve sokaklarda iş hacminin daha yüksek olabileceğini idrak edebiliriz!
***
Bu cadde ve sokaklardan geçen bayanlar rahatsız oluyorlarmış!
Emin olun, bu sokak ve caddeler ıssız iken şu anki halinden çok daha az güvenliydi.
Hem kim kimi neden rahatsız etsin?
Bu çay ocaklarında alkol satışı yok ki midesiyle içmeyi bilmeyenler taşkınlık çıkarsınlar?
Tavla haricinde oyun yok ki kumar küfürleri havada uçuşsun?
Eskiden sigara dumanından göz gözü görmeyen kahvehaneler daha mı iyiydi?
Yılların ?Çaycı Nuri Abisinin? küçücük bir merdiven altı çay ocağından çıkıp nezih, ferah; gazete, kitap okunup çay içilen bir ortamda hizmet vermesinin kime ne zararı var Allah aşkına?
Osmanlı?daki en elit edebiyat, siyaset, dini sohbetlerin yapıldığı gerçek anlamdaki ?Kıraathane? kültürünün Kırıkkale?de öncülüğünü yaptı diye ?Erkan?ın ne suçu var?
***
Bırakın paranoyayı; kimsenin kimseyi rahatsız ettiği yok!
Bilakis bu tür yerler internet ve televizyon bağımlısı insanlarımızı kapalı ve basık ortamlardan kurtarıp sosyal insanlar haline getirir!
Ne olursun Kırıkkalelim, aş artık böyle şeyleri!!
