Her yıl ülke ve şehirlerimizin nüfusunun açıklandığı dönem benim için ayrı bir stres sebebi olmaya başladı.
Aklımın yetmeye başladığı 80´lerin sonunda il olan güzelim şehrimizin, ilçeyken sürekli büyüyen halini okuduğum ilkokulumun Hayat Bilgisi dersinin tersine, günden güne küçülen bir halde görmek inanın boynumu büküyor.
Nerede o nüfusu 400 binlere dayanan Türkiye´nin en büyük ilçesi, nerede günden güne küçülen bugünkü caaanım Kırıkkale´m?!.
***
Ellili yıllardaki ani büyümeden veya modernleşmeden ya da 70´lerin gözdesi Kırıkkale´den bahsetmeyeceğim.
Bakın son 5 yılın Kırıkkale´sine:
2010...
Nüfus: 276 bin 647...
2011...
Nüfus: 274 bin 992...
2012...
Nüfus: 274 bin 727...
2013...
Nüfus: 274 bin 658...
2014...
Nüfus: 271 bin 092...
***
Peki, her şey nüfus mudur?
Büyümenin tek göstergesi nüfus mudur?
Elbette değil...
Ama Kırıkkale gibi sanayi şehirlerinde gelişmişlik çalışan sayısıyla doğru orantılıdır. Zira şehirde sosyo-ekonomik gelişme doğrudan sanayide çalışan kişilerin şehirdeki ekonomik hareketliliğiyle bağlantılıdır.
***
Nüfusumuzdaki düşüşün ortaya koyduğu bir diğer acı gerçek de, nüfusuyla birlikte sanayisi de küçülen şehrimizin bir diğer kaynağı olan öğrencilerin bir türlü şehir merkezine çekilememesi.
***
Bu ahval ve şeraiti göz önüne alarak cevabını en çok merak ettiğim soru şu:
Türkiye bunca büyürken, bunca uçurulurken
1990´larda nüfusu 400 binlerdeki bir şehir nüfusundaki bu düşüşün sebebi ne olabilir?
İlgililer bu durumu hiç düşünmezler acaba?