YUNUS PEHLİVANLI


Kibir ve Nefret Makamı-Esir Alınmış Camiler

Kibir ve Nefret Makamı-Esir Alınmış Camiler


Kibir ve Nefret Makamı

 

Mübarek Ramazan Ayı ve akabinde Ramazan Bayramını hep birlikte idrak ettik. Ramazan Ayı maddi ve manevi anlamda insanların nefsini terbiye ettiği, kibir ve nefret duygularından arındığı mübarek bir ay.

Bu ayı hakkıyla yaşayarak bayrama ulaşanlara ne mutlu… Bu ayla ilgili herkesin kendine ait birçok gözlemi ve değerlendirmesi olabilir. Bir önceki yazımda (Ramazan Magandalığı) başlıklı yazımda kendi gözlemimi sizlerle paylaşmıştım. 

 

Bu yazıda da Kırıkkale’de bir çok insanın cep telefonuna geldiğine inandığım bir kandil mesajından bahsetmek istiyorum. Kandil mesajını gönderen, Partide güç ve konum itibariyle hatırı sayılır bir politikacı.

Mesajı ise şöyle: “Kibir ve nefret makamının, sevgi ve hoşgörü makamına kavuşması dileğiyle kandilinizi kutlarım.”

Mesajı gönderen politikacının aslında ne demek istediğini anlamanız için parti içindeki mücadelesini bilmeniz gerekiyor. Ve bu mesajda vurgu yapılan 2 tane makamda, yani “Kibir makamı” ile “Nefret makamında” şu anda kimlerin oturduğunu bilmeniz gerekiyor.

Bunları bilmiyorsanız ya da tahmin edemiyorsanız bu mesajı normal bir kandil mesajı gibi okuyup geçebilirsiniz.

 

Peki, ne var bu mesajda diyebilirsiniz?

Hani derler ya -şeytan ayrıntıda gizlidir- diye. Bu çok küçük ayrıntıya bakarak şu söylenebilir:

Partisinde Belediye Başkan Adaylığı konusunda kıyasıya bir mücadele olacak. Bu kandil mesajı bu adaylık mücadelesinin ilk işaret fişeğidir. Niye parti adı yazmıyorsun derseniz, partinin adını yazarsam mesajın sahibini ve muhataplarını hemen tahmin edebileceğinizi zannediyorum. Bir de bu mücadelenin serencamını yazmak ve bazı öngörülerde bulunabilmek için, diğer işaret fişeklerinin de atılması gerektiğini düşünüyorum.

 

Esir Alınmış Camiler

 

Esir alınmış camiler de neymiş diyenler olabilir. Hemen tarif edeyim. Esir alınmış cami görmek isterseniz Gürler Camiine, Azaboğlu Camiine bakabilirsiniz. Başka camilerin etrafında olabildiği gibi, bu camilerin çevresinde de bazı esnaflar ve işyerleri var. Herkes her yerde ticaret yapabilir elbette.

Ama insaf etmek gerekmez mi? Çay ocağınızın masalarını, köfte dükkânınızın masalarını, sandalyelerini, ayakkabı boya tezgâhınızı, seyyar satış tezgâhınızı caminin neredeyse kapısına kadar yanaştırmak esnaflık mıdır?

Yan yana bulunan iki dükkân sahibi kaldırıma doğru tezgâh açarken bile birbirlerinin sınırlarını geçmemeye çalışırlar. Aksi takdirde kavga çıkar.

Ancak özellikle bu iki camimiz, çevresindeki işyerlerinin sandalye, iskemle ve masalarının kuşatmalarından bir türlü kurtulamıyor.

Bu camilerin yanında vatandaşın, cemaatin dinlenmesi için birkaç tane oturma bankı bulunsa fena mı olur? Ama ne mümkün? Esnafın sandalye ve iskemlesinden yer kalıyor mu ki cemaat için oturma bankı konulabilsin.

 

Yukarıdaki başlığı belki biraz abartılı bulabilirsiniz. Ama bazı zamanlar oluyor ki bu camiler resmen esir alınıyor. Camileri lütfen esir alınmaktan kurtarın. 

  • Perşembe 29.3 ° / 13.5 ° false
  • Cuma 27 ° / 10.3 ° Güneşli
  • Cumartesi 26.1 ° / 9.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı