Birbirini kovalayan günlerin hızla akıp geçtiği zamanın seyrine yetişemediğimiz son günlerde ülkemiz için önemli olan anlardan, seçim arifesinin startları partiler tarafından başlatıldı. Bundan 3 yıl önceydi köşe yazılarıma başlayalı ve yine seçimler vardı zaten son 3 yıldır seçimler bitemedi de.
Aslında seçimlerin varoluşu yöneticilerimizi kendimizin seçecek olması, demokrasinin, bağımsızlığın çok önemli yapı taşlarından bir tanesi diyebilirim. Lakin benim seçim deyince aklıma ilk gelen şeylerden birisi çevreye verdiği zarar olmuştur.
Niye ki böyle saçmalık mı olur dersiniz. Ama o bayraklar, basılan afişler ve bunun gibi bir sürü şey bunların maliyetlerinin hat safhada olduğu kanısındayım. Bunlara önem vermeden çalışmalarını yürütmenin bir yolu olabilseydi keşke, ama reklam şart ve o pastanın payından da yararlananlar olacak.
Amma ve lakin bizim ülkemizde bana göre en büyük sorunlardan bir tanesinin üslupla ilgilidir. Eleştirinin ağırlığı altında birbirini ezerek koltuk savaşı yapıldığı kanaatindeyim.
Keşke seçimler bayram havasında geçebilse,
Keşke yapılanlar yapılacak olanlar anlatılırken insanlar inanabilse vaatlerden uzak bir politika olsa,
Keşke, insanlar karşıtta olsa birbirini dinlese,
Keşke birbirlerinin hakkına engel olmasa,
Aslında sayamadığım bir çok keşke var olsa da, keşkeler hiç olmasa olmaz mı?
Bunların ötesinde yazdığım her yazıda olaylara iyimser yönünden bakmak istemem yanlış anlaşılabilir.Tabi ki her şey çok güzel olacak diye bir şey yok. Yaşamın her alanında ayağımızın takıldığı anlar olabilir, ama benim inancım güçlükler karşısında ezilirken iyi bir yanından yakalamak şu kısacık ömrün.
Seçimlere hazırlanırken birbirimizi kırmadan, yıkmadan şehrimiz için ülkemiz için kişisel menfaatlerin gölgesinde değil, milli menfaatleri her şeyin ötesinde gören yapıcı bir şekilde ilerleyen, halkın duygularıyla oynamadan, vatanın milli birliğini ve beraberliği göz önünde bulunduran,kültürel yapısına sahip çıkan, hülasa ülkesini insanını seven ve sevdirenlerin olduğu hoşgörünün ebedi bulduğu bir ülke olalım.
HAFTANIN SÖZÜ
Ne tuhaftır şu insanlar kimi zincirler içinde hür
Kimi esir olmaktan bahtiyar
Kimi de benim gibi binbir şeyi düşünür
Ne tuhaftır şu insanlar
Kimini yel alır su götürür
Kiminin çilesi sürer mezara kadar
Kimide gününü gün etmeyi düşünür
Ümit Yaşar OĞUZCAN
HAFTANIN KİTABI
Devlet, Eflatun(Platon)
