Ne zaman terör ya da bölücülükle ilgili bir yazı yazsam aklıma şimdiki çapulculardan ziyade bu sorunların baş kaynağı olan Şeyh Sait ve Seyyid Rıza gibi baş belaları gelir.
Zira Musul Kerkük gibi öze be öz Türk ve Misak-ı Millî sınırlarımız içinde olup da İngilizlerin hâkimiyetine bıraktığımız şehirler, bugün ciddî sıkıntılar içindedir.
Bölgede yaşayan Türkmen nüfus üzerinde uygulanan Kürt ve Arap baskısı; Türkiye?den de yeteri kadar destek göremeyen bu kardeşlerimizi artık ümitsizliğin pençesine atmış durumdadır. Çareyi ABD ve İngiltere gibi ülkelere göç etmekte bulanların yanı sıra bir kısmı da Türkiye?de hayatlarını sürdürmeye devam etmektedirler.
İyi de yüzde yüz Türk yurdu olan bu topraklar neden böyle kolaylıkla teslim edilsin ki?
Cevap gayet basit?
Yapılan anlaşmalara göre, bölgede kimin nüfusu çoksa o topraklar onların sayılacak? İşte bu kadar basit!
***
E bu durumda aklıma Şeyh Saitler, Seyyid Rızalar gelmesin de Apolar, Osmanlar mı gelsin?
Eminim hepimizin tarih bilgisi, ?Şeyh Sait Ayaklanması çıkmasaydı Lozan antlaşmasında bu toprakların çok kolay bir şekilde Türkiye Haritası içerisinde olacağını? bilecek kadar yeterlidir!
***
Bugün gelinen noktada gerek -düz bir araziye sahip olduğu için- sınır güvenliği açısından gerekse doğal zenginlikler açısından Musul Kerkük bölgesinin bizim olması elimizi ne kadar güçlendirirdi varın siz hesap edin. Tabi ki bölgedeki Türkmen kardeşlerimiz de bu sıkıntıları yaşamazlardı.
***
Gelelim bugüne?
Terör örgütü kendi çapında özerkleştirdiği bölgede kullanılmak üzere bir tarafında Şeyh Sait, diğer tarafında da Musa Anter?in resmi bulunan para basmaya başlamış.
Özellikle bizim Güneydoğu illerinde kullandırtmayı hedeflediği para ile ?devlet? olma yolunda bir adım daha atabileceğini zannetmektedirler!
Tabi durumu o kadar da küçümsememek gerektiğine inanıyorum. Çünkü kullanılan iki isim de gayet manidar!
Şeyh Sait, Kürtçü-İslamcı hareketin lideri olarak görülürken, Musa Anter de Kürtçü-Sosyalist hareketin ileri gelenlerindendir.
Şeyh Sait, isyan sonrası idam edilmiş; Musa Anter ise 1992 yılında fail-i meçhul bir cinayetle öldürülmüştür.
Anlayacağınız bu iki ismi (sözde) parasına koyan PKK?nın tüm Kürtlere ?damardan girecek? mesajlar vermek istediği de aşikârdır.
Tabi bunlar dikkat edilmesi gereken mevzular.
Yalnız dikkat ederseniz o günden bugüne değişen pek bir şey yok gibi?
Yine ?it itin izinden gidiyor!?
