Aslında tatildeyim.biraz geçte olsa denizin muhteşem güzelliğini içime çekebildim.İyi ki tatil diye bir şey varmış?Yeni yerler görmek eski güzelliklerin keyfini tatmak nasılda iyi geldi. Herkeslere tavsiye ederim.Muhteşem güzellikteki koylar, alabildiğine mavi insan ruhunu dinlendiriyor.Doğanın insan oğluna verdiği muhteşem güzellikleri izlerken benim içimin sızladığı, kaygılandığım anlarda olmadı değil?
Gözümüzü kara edip Türkiye`nin bir ucundan aldık başımızı Egeye doğru çıktık yola.Yolculuğumuza hava yolu ile gitmeye karar vermiştik çok da iyi oldu.Yaklaşık 1500 km`lik bir yol vardı önümüzde. Hava yollarının gittikçe yayılmasının uzakları yakın etmesinden inanılmaz mutluyum.Ben mutluluğu dile getiriyorum.Bu imkan sırf benim için değil bu ülkede yaşayan her insan için var. Şu an ben bu topraklarda zorunlu bir şekilde yaşıyorum ama şöyle bir bakıyorum.Doğu Anadolu`da hak aradıklarını iddia edenler,buraları yaşanmaz hale getirmek ve kendi insanına zarar vermek için varlar.Ne yazık ki.
Neyse bunların ötesinde havayollarının imkanları demiştim ya muhteşem güzellikte bir manzara ile karşı karşıya gelmiştim.
İlk defa bir şehre gökyüzünden bu kadar heyecanla baktım.
Osmanlı Divan Edebiyatının en önemli şairlerinden biri olan Nedim`in dediği gibi;
Bu şehr-i İstanbûl ki bî-misl-ü behâdır.
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır.
Bu İstanbul şehri ki misli benzeri yoktur.
Bir taşına bütün Acem mülkü fedadır.
Nasıl anlatılır bu güzellik bilmem ki. Gökyüzünden İstanbul`u izledim ağzım açık ve büyük bir heyecanla,Asya`yı Avrupa`ya bağlayan bu şehirde öyle bir süzüldü ki uçağımız sanki bize İstanbul turu attırıyordu.
İstanbul`u anlatmak ne mümkün;
Bana göre bir sevgili, bir evlat?
Ee bundan dolayı diyorum ki ne olur daha fazla dokunmayın, bu güzelliğe kıymayın. Daha fazla beton yığınları iledoldurmayın içindeki güzellikleri koruyun.
Ben İstanbul`u sevmeme karşın orada yaşamak beni kuşkulandırıyor.Oğlum diyor ki "anne İstanbul çok tehlikeli değil mi?" haberlerde çok gösteriyor. Bir çocuğun izlenimleri bu ama bir o kadar da gerçek.
Yine bana göre artık İstanbul koruma altına alınmalı göç almamalı ve vize ile girilmeli, naçizane.
Görüyorsunuz ya uçakla anlık bir İstanbul turu bile nasıl yakalıyor insanı.Kelimelerin anlamsız kaldığı ve bir okadar büyülendiği bu şehirden uzaklaşmak çok zor.
Bizim tatilin asıl kısmı Egenin İstanbul`u diyebileceğim bir yer Bodrum. Yaz şehri diyebiliriz. Denizin, eğlencenin dışında ege sahillerinde mistik bir doku olarak gördüğüm ,yaratanın insanoğluna verdiği mucizevi zeytin ağaçlarının inanılmaz görüntüsüydü.Lakin insanoğlu bunada el atmıştı.
Bu büyük serveti beton yığınlarının maddi zenginliğine bırakıyorlar.Bu değerleri kaybetmemek adına bir şeyler yapılması gerektiğine inanıyorum.
Ülkemizin her yerine hayranım, ama yinede gönlümde özel yerler var.
Lakin sorun şehirlerde değil, sorun insanlarda.Ülkesini, yaşadığı toprakları bertaraf isteyen gönlü güzel olmayanda?
Haftanın Sözü :
Önce doğruyu bilmek gerekir; doğru bilinirse yanlış da bilinir, ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz.
Farabi
Farabi
