Türk Milletinin topla, tüfekle alt edilemeyeceğini anlayanlar bu kez de sosyo-kültürel özelliklerimizle, genlerimizle oynamaya başladılar. Özellikle görsel medya üzerinden gerçekleştirilen bu oyun çok farklı şekillerde karşımıza çıkabiliyor…
Kadınların, en olmadık yarışmalarda her bir yerlerinin net görünebilmesi için özel olarak giydirilen kıyafetlerinden tutun da, gösterdikleri sevinç davranışlarının şekline kadar özel olarak hazırlandığı ayan beyan ortada olan “Ben Bilmem Eşim Bilir” yarışmasına(!) kadar…
Sözde moda yarışması olan ama giyinik olmamanın en çok puan getirdiği programlara kadar…
Evlendirme programlarında ortaya serilen en mahrem, en aile içi kalması gereken sırlardan tutun da, aynı yarışmalarda henüz 20’li yaşlarda, oralarda koca arayan gül gibi kızlara kadar…
üçücük çocukların, psikolojik durumları göz önüne alınmadan, gerçekleştirilen şöhret yarışmalarından tutun da her türlü çarpık ilişkinin doğal karşılandığı TV Dizilerine kadar…
Hangi birisini örnek vereyim ki!?
Hepimiz de çok iyi biliyoruz bunları…
Biliyoruz da, seyretmeye ve vaktimizi onlarla geçirmeye devam ediyoruz!
Yalnızca biz mi?
Ya çocuklarımız?
Senin benim seyrettiğimiz bu tarzdaki her program çocuklarımızın kültürel genlerine vurduğumuz bir neşter darbesidir, farkında mıyız?
Çünkü çocuklarımıza göre biz ebeveynler hiçbir zaman hata yapmayız…
Öyleyse, bizim seyrettiğimiz programlar da gayet doğaldır!
Yani, şöyle bir on yıl sonra Türk Milleti, dizilerdeki, yarışma programlarındaki her türlü davranışı kendi hayatlarında uygulamaya başlayacaklar ve bu da onlara çok doğal gelecek,
Yadırganmayacak!!!
***
Tabi bu arada, kültür katliamının yanı sıra dil katliamı da bu tarz programların olmazsa olmazı…
Türkçeyi katletmek için yemin etmiş olanların bu dizilerde ve programlarda kullandıkları dilin ne kadar Türkçedir sizce?
Elbette, bir süre sonra -özellikle gençler arasında- kullanılmaya başlanan bu kelimelerle birlikte amaca da ulaşılmış oluyor!
***
Dilimizde, misafirleri karşılamak için kullanılan çok güzel bir ifade vardır:
“Hoş geldiniz…” Ya da “Hoş geldin…”
Karşılığı da “Hoş bulduk”tur.
İster tek kişi olun, ister kalabalık, karşılanan herkes “Hoş bulduk…” der.
Peki, son zamanlarda yine bu ucube programlar aracılığıyla yerleştirilmeye çalışılan
“Hoş buldum” da neyin nesi?
Bu kadar mı bireysel, bencil, kişiyi temel alan bir toplum olduk biz?
Biz, “Alman usulü” nedir bilmezken, birbirimize çay ısmarlamaya korkar olduk!
Oysa Türk Milletinin en önemli özelliği toplumcu oluşudur.
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.”
“Komşu, komşunun külüne muhtaçtır.”
“Bir elin nesi var, iki elin sesi vardır.”
***
Bir harf değişmiş, ne var sanki demeyin lütfen,
Zira
“Bir mıh bir nal kurtarır; bir nal bir at kurtarır; bir at bir er kurtarır; bir er bir cenk kurtarır; bir cenk bir vatan kurtarır!”
