MURAT KARADAĞ


Haydi iftara gidiyoruz

Haydi iftara gidiyoruz


Her ramazan’da olduğu gibi bu ramazanda da toplu iftar geleneği devam ediyor.

 

Hali vakti yerinde olanlar, dernek ve kuruluşlar ile siyasetçiler bu geleneği bu ramazanda da sürdürüyor

 

Dinimizin de emrettiği üzere yok yoksulların yılda bir kez olsun bir sofrada ağırlandığı bu gelenek ne yazık ki son yıllarda lüks mekânlarda, lüks yiyeceklerin ikram edildiği tam bir şova dönüştü.

 

Öyle ya toplu iftarların amacı ne? Bugünlerde daha fazla tanık olmaya başladığımız iftarlar nasıl ve ne amaçla düzenleniyor? Bu iftarlara kimler katılıyor? Katılanların kaç tanesi muhtaç veya ihtiyaç sahibi?

 

İşte bu görüşten olaya baktığımızda ne yazık ki bugünlerde sıklaşan iftarlarda yukarıda bahsettiğim kıstasların hiç birisini göremiyoruz. İftarların ne yazık ki lüks mekânlarda lüks yiyeceklerle çekilen ziyafetler haline geldiğine tanık oluyoruz.

 

Yani iftar vermenin amacı dışına çıktığını, kişilerin kendi hobisini tatmin etmek adına, kendi geleceğine zemin hazırlamak ve kendi propagandasını yapmak için kullanılmaya başlandığını hep beraber görüyoruz.

 

Geçtiğimiz yıllarda biraz daha fazlaca şaşalı geçen iftarların bu ramazanda biraz çıtasının düşük olduğunu da buradan söylemenin yanlış olmayacağını düşünüyorum. Tabi ki Allah rızası için açılan mütevazı iftar sofralarının da sayısının küçümsenemeyecek ölçüde olduğunu belirtiyorum.

 

Bu tür iftar sofrası açanları da buradan yürekten kutluyorum. Örnek olması açısından “Cennet dede” diye tanıdığımız Niyazi Akbudak amcayı da buradan anmadan geçmek istemiyorum. Üst üste 10 yıldan bu yana açtığı iftar sofrasında binlerce kişiye iftar veriyor.

 

Her neyse anlatmaya çalıştığım meselenin özeti şu; özellikle bu ramazanın biraz da seçim öncesine denk gelmesi yukarıdaki bahsettiğim olumsuzlukların daha fazla yaşanacağı anlamı taşıyor. Önceki gün AK Parti’den aday adaylığı düşünen Serdar Duru Kırıkkale’nin tanınmış “lüks” diyebileceğimiz bir lokantasında iftar verdi. Yemek sırasında kendisinin de ifadesi ile bu yemek bir tanışma yemeği.

 

Yani Allah rızası için fakir fukaranın, ihtiyaç sahibi, yetim yoksulun karnının doyurulması amacıyla açılmış mütevazı bir sofra değil. Lüks yemeklerin, tatlılar ve içeceklerin alabildiğine çok olduğu, katılımcıların da yok, yoksul fakir fukara değil aksine durumları iyilerin buluştuğu bir sofra  

 

İşte sorun burada başlıyor. Nerede bittiği ise henüz anlaşımmış değil. Her ramazanda yaşanan bu ve benzeri iftarlar Kırıkkale’de yeni bir de sektörün oluşmasını sağladı. Bazı gözü açıklar bu tür iftarları takip ederek kendilerine hiç birisini kaçırmamak gibi birde misyon yüklenmişler. Kimi gazeteci kimliği ile kimi de başka kimlikler adı altında.

 

Şahsımla ilgili utanç duyduğum bu durum ne yazık ki günümüzde hemen her yerde ve her konuda karşımıza çıkıyor. Elbette buna da işin başındakiler yani ev sahipleri de bilerek veya bilmeyerek alet oluyor. Siyasetçiler, iş adamları veya bir yere talip olanlar her nedense asıl bu işin sahipleri ile değil yani çakma gazetecilerle daha fazla muhatap oluyorlar veya muhatap ediliyorlar. Durum öyle olunca olumsuzluklar elbette bu işin gerçek sahiplerini de etkiliyor. Tıpkı önceki gün iftarda yaşananlar gibi  

  • Salı 14.2 ° / 2.6 ° Güneşli
  • Çarşamba 13.6 ° / 5.1 ° false
  • Perşembe 4.7 ° / 0.8 ° Orta kuvvetli yağmurlu