Kırıkkale´miz turizm yönünden, kültür yönünden çok gelişmiş bir şehir değil. Bu şehrin adını güzel bir şekilde duyurup marka yapmak istiyorsak elimizde futbol gibi bir cevher bulunmaktadır. Bugün şehirleri geçtim bazı ilçeler bile futbolla adını duyurmuş durumda. Bu futbol cevheri ne yazık ki acemi ellerin elinde olunca ne umudun kalıyor, ne de heyecanın.
Maç öncesinde şehirde önemli şeyler yaşandı, büyük bir kenetlenme oldu. Kuaförü ücretsiz tıraş, manavı meyve, optikçisi gözlük, kebapçısı kebap, ismini mesleğini sayamadığım birçok esnaf da elinden geldiği kadar galibiyete bir şeyler vermeye çalıştı. İki tane iş adamı çıktı, birisi 10 bin tl, birisi de 5 bin tl vaatte bulundu galibiyet için. Yani işin maddi yönü tamamdı, maneviyatı da futbolcuya kalmıştı. İstenen ise sadece bir galibiyetti.
Olmadı. Bir adamın çıkıp bir şehrin kaderi ile umutları ile nasıl oynadığını bu hafta da tekrar gördük maalesef. Önceden makam mevki sahipleri koltuklarına oturur kalkmazlardı. Bizim hoca ise kulübedeki koltuklarına çakılmış durumda. Maç bitince kulübeden çıktı ama çıktığında da tüm şehrin umudunu tek başına yıkıp yakmıştı. Hepimizin duygularıyla oynadı, ele güne güldürdü. Yahu insan şu stadı tıklım tıklım dolduran taraftara bakar, utanır be utanır! Ben nasıl bu şehre bir galibiyet veremedim diye kendini yırtar. Maçı teknik açıdan değerlendirmeyeceğim, rakibin farkı kaçırdığı bir maçın değerlendirmesini yapmaya gerek yok. Sadece şu transferler konusuna değineceğim. Bir takım transfer yapılıyorsa o transfer ya mevcut kadrodakilerden iyi olmalı, ya da en azından mevcut kadrodakiler kadar iyi olmalıdır. Şimdi soruyorum, Arda ile Emin kimden iyi? Niye alındı, niye para harcandı bu isimlere?
Maçın teknik değerlendirmesi yerine kısa bir hikâye anlatacağım. Teknik bir hikaye.
Hikâyemizin kahramanı bir eşek. Bir gün eşek yoldan giderken çukura takılır ve içine düşer. Daha sonra çevredekilerin yardımıyla zorla çıkarılır. Aynı eşek, günler sonra yine oradan geçmek zorunda kalır. Bu sefer eşeğin gidişini izleyen çevredekiler eşeğin çukura girmemek için sağa sola hareket ettiğini görürler. Eşek, çevresinde birisi olmadan çıkmanın imkânsız olduğunu anlamış olacak ki dersini alarak böyle bir çabada bulunmuş. İnsanlar da böyledir, hayatta çukur çoktur. Çukura her defasında girip, sonra da başkalarının yardımıyla çıkarak ? ben yoluma devam ediyorum, hatam yok? diyen de çok insan vardır. İşte bunun adı ucuz kahramanlıktır, hatadan ders almamaktır. Ucuz kahraman olmaya çalışırsan eşekten beter olursun, beter! Kimi insanlar da hatalarından ders alır, aynı hatayı tekrarlamaz ve bu ona tecrübe olarak, büyüklük olarak geri döner.
Hocamız ucuz kahraman mı yoksa büyük bir hoca mı, onu da sizin düşünce çukurlarınıza bırakıyorum.
Bazen düşünüyorum, acaba hoca Yozgat ile mi anlaştı? Siz bu sene şampiyon olun, biz de ileride oluruz mu dedi? Şu yaşananların bana başka türlü mantıklı açıklaması gelmiyor. Mantıklı bir açıklama yapacak olan varsa da buyursun yapsın. Bu hoca bu hafta istifa etmezse ya da kovulmazsa bundan sonraki eleştiri oklarım yönetime olacaktır. Ya hoca bu hafta gider, şehre ihaneti bırakır, ya da hoca ile beraber sene sonunda siz de gidersiniz!
İstifa etmek onurlu insanların yapacağı yüce bir eylemdir. İstifa etmeyeni kovmak da aynı şekilde bu yüceliğe hizmettir!
Yozgat´ı geçer miyiz bilinmez ama kalan maçları kazanmak istiyorsak yeni bir hocanın, yeni bir kanın şart olduğu aşikâr. Kuru eleştirmeme adına bu takımın tüm maçlarını kazanmasını sağlayabilecek 2 tane hoca söyleyeceğim. Artık yönetim ya bu isimlerden birisi ile anlaşır, ya kendileri bir isim bulur getirir, ya da mevcut hoca ile beraber sene sonunda kendisi gider. Birincisi geçen sene kısıtlı kadroyla 13 puan geriden gelip şampiyonluk yarışına ortak eden Nihat Baran. İkincisi de geçen sene şampiyonluğu tartışmalı biçimde kaçıran Altındağ´ın hocası Metin Ekim. Bu iki değerli hoca da bizi bu yarışta tutacak adamlardır.
Gelecek hafta Yıldızeli maçına umutlarımızı tekrar yeşertecek, erdem sahibi, prensip sahibi, Kırıkkalespor´u ve bu taraftarı hak edecek bir hoca ile çıkmak ve galibiyetle dönmek dileğiyle...
