Devlet, milletin kendi içinden çıkardığı, kendi kendisini yönetmesi için oluşturduğu kurumların tümünü ifade eder.
Öyleyse devlet ile milleti ayıran herhangi bir duvar ya da engel yoktur.
Devlet milletin kendisi, millet de devletin var olma sebebidir.
Bu açıdan baktığımızda devlet kavramının millet kavramından ayrı bir yanı da yoktur.
Ancak
Devlet, yönetimin gerçekleştiği birimleri ifade ettiğine göre bu yapının bir düzeni, bir tertibi olmak zorundadır ki, bunu da ?teşkilat? kelimesiyle ifade ederiz.
Teşkilat, devlet işlerinin belli kurallara göre, düzen içerisinde yürümesinin sağlar.
Teşkilat olmazsa devlet kademesinde işler yürümez.
Bu durumda ortaya çıkan kaos ortamı da teşkilat değil ?anarşidir.?
***
Belli bir teşkilat düzeni içindeki devletin işleyişinin de düzenli sürebilmesi için ve milletin huzur ve refahı için elbette belli sırları, belli gizli çalışmaları olacaktır. Zira ülke içerisinde yaşayan her birey iyi niyetli olamayacağı gibi, ülke içerisine sızan casusları tespit etmek ve ayıklamak da o kadar kolay bir iş değildir.
Yeter ki şundan emin olabilelim:
?Devlet vatandaşının hayrına olacak işleri gizlilik içinde yürütüyor!?
***
Türk devlet geleneği dünyanın en eski medeniyetlerinden olan Türk medeniyetinin soyut ve somut tüm özelliklerini binlerce yıldır sürdürmektedir. Türk devlet geleneğindeki kimi kurallar ve temayüller Hunlardan beri süregelmektedir.
***
Türk devlet geleneğinin en önemli özelliklerinden birisi de istihbarat gücü ve sırlarıdır.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, devlete ait tüm sırları herkes bilmek zorunda değildir. Devlet idaresi düzgün yürütüldüğü sürece, vatandaş yalnızca hayatını sürdürüp, devletin koyduğu kurallara uymakla mükelleftir. Ülkede huzur ve refah ancak bu yolla sağlanabilir.
Bunun en güzel örneği de ilk Türk istihbarat teşkilatı olan ?Börü Budun?dan Millî İstihbarat Teşkilatı?na kadar geçen, yaklaşık beş altı bin senelik bir devlet geleneğinin hâlâ sağlıklı bir şekilde sürdürülüyor olmasıdır.
***
Devlet, sırlarıyla devlettir.
Osmanlı Devleti tam da bitti denilirken, 36 yıl daha ayakta tutarak Türkiye Cumhuriyeti?nin temellerinin atılmasını ve Mustafa Kemal gibi bir dehanın olgunlaşmasını sağlayan II. Abdülhamit Han ve ünlü istihbarat teşkilatımız Teşkilat-ı Mahsusa?yı inkâr edebilir miyiz?
***
Öyleyse, ?şeffaf devlet? gibi devlet geleneğine, hele hele Türk devlet geleneğine uymayan yaklaşımlara pek teveccüh göstermememiz gerekir.
Devlet bizim namusumuzdur.
Namus da mahremdir!
