Seçimlere şunun şurasında 75 gün gibi bir zaman kaldı. Adaylar yüzde yüz sahaya inmiş durumda.
Çalışmalara hız veren adaylar daha çok seçmene ulaşabilmek için her türlü yolu deniyorlar.
MHP’nin adayı Mustafa Pekdoğan devasa seçim bürosunda seçmenleriyle buluşuyor. Tebrik ziyaretlerini burada kabul ediyor. Çalışmalarını buradan yönetiyor.
Saadet Partisinin adayı Mahir Yılmaz Cumhuriyet Caddesinde Kırıkkale’nin en eski binalarının bulunduğu oteller sokağındaki kömür sobalı seçim bürosunda seçmenleriyle bir araya geliyor.
AK Parti’nin adayı Mehmet Saygılı da aynı caddede eski bir mağaza olan büroda seçim çalışmalarını yürütüyor. Ziyaretçileri burada kabul ediyor.
CHP’nin adayı Av. Ahmet Eroğlu ise Cumhuriyet Meydanı Cami Sokakta açtığı seçim bürosunda vatandaşları ağırlıyor. Seçime burada hazırlanıyor.
DP’nin adayı Gazi Eroğlu da aynı şekilde diğer adaylar gibi açtığı iki ayrı seçim bürosunda daha çok oy almak adına sıkı bir şekilde çalışma yapıyor.
Yani her aday daha çok oy almak, seçmene daha yakın olmak için elinden gelen çabayı gösteriyor. Elbette, çalışmalar sadece büro ile sınırlı kalmıyor.
Esnaf ve ev ziyaretleri, anket ve broşür çalışmaları, mahalle ve Pazar gezileri, kamu kurum ve sivil toplum örgütlerini ziyaret ve birebir görüşmeler vs.
Tüm bu çalışmalar sürerken kuşkusuz “ayaklı gazete” dediğimiz kulaktan kulağa konuşanlar, ipe sapa gelmez iddiaların da bugünlerde dozunun kaçtığını görüyoruz.
Öyle ya, adı dedikodularıyla ünlü olan Kırıkkale’de üstüne üstlük bir de seçim ortamını yaşadığımız şu günlerde yukarıda bahsettiğimiz gelişmelerin dozunun kaçırılması bir yana suyunu bile çıkarırlar.
Tabi ki tüm bu gelişmelerin dedikodu ve iddiadan ibaret olduğunu söylemek olası değil. “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözünü göz önünde bulundursak elbette konuşulanların gerçek payı mutlaka vardır.
Özellikle son günlerde AK Parti ile ilgili söylentilere daha çok rastlıyoruz. Aday adaylığı sürecinde başlayan söylenti ve ortaya atılan iddiaların ardı arkası kesilmeyecek gibi görünüyor.
Aday seçiminde Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın tek belirleyici olmasından kaynaklandığı ileri sürülen iddia ve söylentilerin bugünlerde dozunun kaçtığına hatta suyunun çıktığına tanık oluyoruz.
Her ne kadar bu tür söylenti ve iddialar başka parti ve adaylar için ortaya atılsa da uzun vadeli olmuyor. Her seçim atmosferinde olduğu gibi bir müddet konuşuluyor ve rutin söylenti olarak kalıyor.
Ancak AK Parti’de aday adaylığı sürecinde başlayan ve hiç dinmeyen fırtınanın bugünlerde tipiye döndüğüne hep beraber tanık oluyoruz. Kamuoyunda tartışmalara bakılırsa fırtına dinecek gibi de görünmüyor.
Mesela adayın değiştirileceği, ilçe adaylarının henüz resmi olarak ilan edilmediği, il ve ilçe teşkilatının çalışmalarda aktif olarak yer almadığı, birkaç defa yapılan anketlerin olumlu çıkmadığı, belediye ve il genel adaylığı sayısının çok fazla olmasından kaynaklanan sıkıntı yönündeki tartışmaların ayyuka çıktığını söyleyebiliriz.
Merkez adayının belirlenmesinde tek etkili isim olarak bilinen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın Ankara’daki yoğunluktan dolayı bugüne kadar Kırıkkale’ye gelmemesinden kaynaklandığı söylenen olumsuzluklardan kaynaklanan iddialar ve söylentilerin ardı arkasının da kesilecek gibi görünmüyor.
İlçelerdeki belirsizlik de tüm bu olumsuzlukların adeta tuzu biberi oluyor. Keskin ve Hacılar henüz belirlenmedi. Belirlendiği söylenen ilçelerde de tam bir belirsizlik hakim. Kamu kurumundan ayrılanlar işlerine dönmedi. Bazı aday adayları aday adayı olarak çalışırken bazılarının hâlâ aday adayı olarak ilan bile verdiklerine tanık oluyoruz.
Tüm bunları üst üste koyduğumuzda öncelikle AK Parti seçim sürecine beklenen tempoyla giremedi. Atalay’dan kaynaklandığı ileri sürülen bu gelişmeler nedeniyle vatandaşın beklentilerine cevap verilemiyor. Diğer parti ve adaylar çalışmalarını geniş bir yelpazede sürdürürken seçim havasına ilk giren AK Parti çalışmalarda tam bir durağanlık sergiliyor.
Bu durumda kamuoyunda haklı olarak alabildiğine tartışılıyor. Tartışılırken de “Kimi nalına, kimi de mıhına” hesabı olayları hesabına geldiği gibi yorumluyor veya yüksek sesle dillendiriyor. Yani bu seçim süreci de geçtiğimiz seçimlerde olduğu gibi iddia ve söylentilerin gölgesinde sürüp gidiyor. Şunun şurasında 70-75 gün gibi bir zaman kaldı. Bekleyip görelim…
Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.
