Aşağıdaki tebliğ Resmi Gazetede 6 Mart 2013 tarihinde yayımlandı. Tebliğ epey uzunca .Ancak ben bir bölümünü aldım.Sağlık Bakanlığınca yayımlanan tebliğ şöyle:
“… Damacana sulara çip takılacak. Böylece dolumdan tüketiciye ulaşıncaya kadar ki üç aşamada elektronik sistemle merkezden takip edilecek. Ayrıca damacana sular için aralarında son kullanma tarihi yazma zorunluluğunun da olduğu çeşitli düzenlemeler getirilecek.
Sağlık Bakanlığınca ambalajlı suların denetimiyle ilgili yapılan düzenlemeyle elektronik sistemle takip mekanizması getirildi. Çip takılacak damacana sular, dolumdan tüketiciye ulaşıncaya kadar elektronik sistemle merkezden takip edilecek.
Resmi Gazete`de yayımlanan tebliğe göre, damacana suların elektronik takibi 3 aşamada yapılacak
Çipli takip sistemiyle de damacananın ne kadar süreyle kullanıldığı ve kaç kez dolum yapıldığı da denetlenecek. Damacanalar üretim tarihinden itibaren en fazla üç yıl veya 75 kez kullanılacak. Bunun için elektronik takip sistemi işletmeci tarafından oluşturulacak. Çipli takip TÜBİTAK ile yürütülen projeyle hayata geçirilecek.
Daha önce izin verilen işletmelere, yıkama suyu ile ilgili takip sistemi için 1 yıl, çipli takip için 3 yıl tanınacak…”
Yukarıda belirttiğim gibi Resmi Gazetedeki tebliğ uzayıp gidiyor. Damacana suyu satabilmek için bir çok şart koşuluyor.
Ancak Sağlık Bakanlığı bu tebliği yayımlaya dursun mahallelerde kaçak su satanlar cirit atıyor.Hem de ne cirit atma.Özellikle sabahın erken saatlerinde çay ocakları ve kahvehanelerin önüne bu sağlıksız sular damacanalarla dizilmeye başlanıyor.Ondan sonra mahalle servisleri başlıyor.
Mahallede su satışı yaparken bağırmaları ve müşteriye davranışları tam bir felaket. Bir çoğunuz mahallenizde bu su satıcılarının çığlıklarına haykırmalarına şahit oluyorsunuzdur.Bağırırken ne dediğini de anlamıyorsunuz.
“ Hiiyyyyyyaaaaaaaaoooouuuu” bu birincisi. İkincisi “Siiiiiyyaaaaaahhhhhhoooooo” Üçüncüsü “Ahiyyooooooooooouuu”
Evet, Kızılderili dilinde ne kadar çığlık varsa çığlık çığlığa bir su satışı yapılıyor. Mahallede hasta varmış, bebekler uyuyormuş bunlar için vız gelip tırıs gidiyor. Damacanalarına bakarsanız herhalde 1500 kere kullanılmış 1501’inci kez doluma gidiyor. Evinizdeki damacanaya su boşaltırken kullandıkları huniyi kendi ceplerinde taşımaktan hiçbir sakınca görmüyorlar. Damacananın sözde kapakları elle takılır sökülür cinsten. Bazıları da eski bir dolmuşun koltuklarını sökerek içine bir depo koymuşlar. Bu depodan direk sizin damacananıza su transferi yapıyor.
Bunların hepsi bilinen gerçekler. Ve bu su satıcıları Kırıkkale’nin sokaklarında cirit atmaya devam ediyor. Bu sular daha çok Elmadağ, Kayadibi ve Ahılı ve Yuva mahallesinden getirilerek dağıtılıyor.Ama her nedense bunları denetlemesi gerekenler bu durumdan memnun olmalı ki Kızılderili bağırışlarıyla su satanları sadece seyrediyorlar.
Son bir not: Bu sorunun çözümü için damacanalarla yasal su satışı yapan firmalar fiyatlarında biraz indirim yapsa sanırım kaçak su satışını önemli ölçüde frenleyecektir.
Ya da keşke Belediyenin şehir şebeke suyu içilebilir olsa da bunların hiç birine lüzum kalmasa…
