MURAT KARADAĞ


Çuvaldızı önce kendimize?

Çuvaldızı önce kendimize?


Kırıkkale?de son günlerde içinde bulunduğumuz sektör  ile ilgili ilginç, ilginç olduğu kadar düşündürücü gelişmelere şahit oluyoruz..

Öncelikle kendi mesleğimizle ilgili gelişmeler ?Vay anasını? dedirtecek cinsten..

Öyle ya mesleğimiz gereği kamuoyunu ilgilendiren her hususta haber, yorum, makale yazıyoruz da kendimizle ilgili kamuoyunu ilgilendirecek hiçbir hususunu irdelemiyoruz. Bu defa alışılmışın aksine biraz da kendimize batıralım çuvaldızı?

Toplumun her zaman önünde olan bizler topluma ne kadar iyi, ne kadar kötü örnek oluyoruz? Bir de ona bakalım neler çıkıyor ortaya neler...

Öncelikle şunu söylemekte hiçbir sakıncanın olmadığını buradan söylemek istiyorum: Gazetecinin sade bir vatandaştan hiçbir konuda, özellikle kamu alanlarından yararlanma hususunda hiçbir önceliği veya ayrıcalığı yoktur. Doğrusu da budur..

Trafikte, kamu alanlarını kullanmada, resmi kurumda veya özel işlerde hiçbir gazeteciye kimliğinden dolayı öncelik tanınmaz veya ayrıcalıklı davranılmaz. Görev esnasında bile bu husus genel nezaket kuralları içinde düşünülür ve uygulanır.

Hani bir söz var ya.. Gazeteci de kamu görevi yapıyor. Yok.. Gazetecinin haber alma ve haber yapma özgürlüğü vardır. Öyle evet ama birilerinin özgürlüğünü de kısarak haber alma veya verme yoktur. Bu gazetecinin tamamen özel ilişkileriyle ilgilidir.

Devletin bazı imkânlarını keyfi kullanmak da yoktur. Devlet hem gazeteci için, hem de toplumun her bireyi için vardır. Gazeteciye ayrı, sıradan vatandaşa ayrı muamele yoktur. Herkes her birey her alanda eşittir. Bu genel tanımlama ile de böyledir.

Gazeteciler arasında da ayrıcalık yapmak özellikle devlet geleneğinde bulunmamaktadır. Devletin kurum ve kuruluşları gazetecilere ayrıcalıklı davranamaz, davranması da söz konusu olamaz. Öyleyse devletin kurum ve kuruluşları bireyler arasında bir ayrıcalık yapmıyorsa gazeteciler arasında da yapmamalıdır. Böyle bir sapma olursa bu alanda yürümesi gereken işler yürümez ve çatışma ortamı doğar ki, yandaş veya yandaş olmayanlar şeklinde gazeteciler arasında da ayrışma kaçınılmaz olur.

KIRIKKALE?DEKİ DURUM..
Kırıkkale?de şu sıralarda gazeteciler arasında bir tartışmadır aldı başını gidiyor. Kırıkkale?de mahalli gazetelerin yanında ulusal gazete ve ajansların muhabirleri Kırıkkale?deki gelişmeleri ve olayları bağlı bulundukları basın kuruluşuna ulaştırmak üzere görev yaparlar ve yapmaya çalışırlar.

Yıllardır sürüp giden bu süreçte gazeteciler bağlı bulundukları kurumun kendilerine tanıdıkları imkânlar çerçevesinde işini en iyi şekilde yapmak için çaba gösterirler ve karşılığında hak ettikleri prim veya maaşı alırlar. (Bu işi hariçten yapanlar hariç)

TRT ve Anadolu Ajansı Muhabirleri de yukarıda anlatmaya çalıştığımız gibi Kırıkkale?de görev yapmaktadırlar. Ancak geçtiğimiz günlerde bu iki arkadaş Kırıkkale?de ikamet etmedikleri için yaptıkları işin karşılığında aldıkları prim veya maaş ile geçinemediklerini, yoksa bu görevi işi yapamayacaklarını, geçinmekte güçlük çektiklerini ileri sürerek Sayın Valimizden yardım istemişlir!. Sayın Valimiz de durumlarını Emniyet Müdürüne anlatmalarını bu sorunlarına bir çözüm bulunmasını önermiş..

Hikâye gibi bu durum anlatılanlara göre böyle başlamış ve durum Emniyet Müdürümüze intikal ettirilmiş. Emniyet Müdürümüz de öncelikle iyi niyet içerisinde bu arkadaşlara Emniyet Müdürlüğü binasında basın mensuplarının mesai içinde emniyetle ilgili haberler konusunda yararlanmaları için tahsis edilen bürodan yararlanabileceklerini söylemiş.

Buraya kadar gayet normal ve tamamen iyi niyetle başlayan bu süreçte bu arkadaşlara basın bürosunu mesai saatleri içinde emniyet ile ilgili haberlerde kullanabilecekleri için izin verilmiş. Doğrusu da bu. Ancak bu şahıslar burayı emniyetle ilgili haberlerde kullanmak yerine tüm cihaz ve ekipmanlarını taşıyarak burada yerleşik konuma geçmişler. Hatta zamanlarının büyük bölümünü burada geçiriyorlarmış, zaman, zaman gece geç saatlere kadar burada kalarak emniyette görevli bir memur gibi buraya istedikleri zaman girip, istedikleri zaman çıkmaya başlamışlar. Söylenenler doğruysa burada sabahladıkları bile oluyormuş.. Kısacası emniyet müdürlüğü binasında basın mensupları için tahsis edilen bu büro bu iki sahsın şahsi bürosu haline dönüşmüş?

Eğer anlatılanlar doğruysa bu durumu hangi alan, hangi kategori içinde değerlendirmek gerekir?

Bu arkadaşlar devletin çok farklı bir kurumunda görev yaparken devletin hem de Emniyet gibi özel bir kurumunda nasıl yatıp kalkabilirler ki?

Şu halde diğer gazetecilerle bu şahıslar arasında ayrımcılık yapılmış olmuyor mu?

Bu durum Kırıkkale?deki gazetecileri arasında ?bari birer de üniforma giyip operasyonlara katılsınlar? esprileri yapılmaya başlamış..

  • Salı 14.2 ° / 2.6 ° Güneşli
  • Çarşamba 13.6 ° / 5.1 ° false
  • Perşembe 4.7 ° / 0.8 ° Orta kuvvetli yağmurlu