88 yıldır ilk defa Cumhuriyet Bayramı kutlama törenleri yapılmayan ülkemizde, halkımız kendince düzenlediği törenlerle ve özellikle de İstanbul Bağdat Caddesinde -daha önceki yıllarda görülmemiş bir kalabalıkla yapılan fener alayı ile- cumhuriyet coşkusundan ödün vermedi.
Bu arada Anıtkabir?deki resmi törenin ardından TBMM?de yapılan kutlama programında yaşanan bir ilginçlik ise dikkatlerimizi farklı noktalara çekti.
Ev sahibi sıfatıyla tebrikleri kabul eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tebrik sırasında en baştayken, Vietnam ve Hırvatistan büyükelçilerinin Cumhurbaşkanı Gül?ü görmeyerek ?es? geçmeleri üzerine, yine Gül?ün uyarısıyla tebrik törenini gerçekleştirmeleri salonda gülüşmelere yol açtı.
O anda hazır bulunan gerek devlet erkânı gerekse dış temsilciler bu duruma gülüp geçmiş olsalar da -ne yalan söyleyeyim- şeytan bana farklı sorular fısıldadı.
Şöyle ki;
2002 yılında kurulan ilk Ak Parti hükümetinin başbakanı olan ve daha sonra dışişleri bakanı olarak görev alan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, (kabul etmeliyiz ki) Başbakan R. Tayyip Erdoğan kadar popüler değil.
Her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti?nin bir numaralı ismi de olsa, Ak Parti hükümetlerinin çeşitli düzenlemeleri sonucunda geri plana doğru kayan cumhurbaşkanlığı makamı (ya da o makamda bulunan Abdullah Gül), yabancı temsilciler tarafından tanınmıyor mu acaba?
Başbakan olarak ülkenin iki numaralı ismi olmasına rağmen R. Tayyip Erdoğan?ın dünyada elde ettiği popülarite onu makamından ziyade bireysel olarak bir numaraya mı çıkardı?
Elbette parti içerisinde ya da hükümette bu anlamda ne gibi çalışmalar yapılıyor, nasıl kazanlar kaynıyor onu bilemeyiz. Ancak, geçtiğimiz yıllarda dillendirilen, ancak bizzat Başbakan?ın kendi cümleleriyle yalanladığı ?Başkanlık? fikrinin bir tezahürü de olabilir mi?
Hatta krallıkla yönetilen Portekiz, Danimarka, Lüksemburg, Belçika, İspanya, İngiltere gibi ülkelerde kral, kraliçe ya da prenslerin sadece sembolik olarak var olması gibi ülkemizde de cumhurbaşkanlığı makamı öyle bir mecraya doğru mu gidiyor?
Tüm bu soruların cevabını zamanla göreceğiz.
Ancak bu işin içinde makam değil de bireysellik varsa önümüzdeki günler ilginç hamlelere sahne olacak gibi görünüyor.
