Teknolojik olarak inanılmaz bir hızla gelişen dünyamız, bir taraftan da bin bir türlü tehlikeyle karşı karşıya kalıyor, bu sanal dünya yüzünden.
Özellikle oynadıkları oyunlara kendini kaptıran ?ergen?lerimizin gerçek dünyaya dönmekte zorlandıkları ve ?canlı? arkadaşlarla ilişkiler kurmakta zorlandıkları gerçeği konunun uzmanları tarafından ortaya konulmaktadır.
Çocukluktan yetişkinliğe adım attıkları o zorlu dönemeçte bir de sanal arkadaşlarla iç içe geçen hayatların sonu, bir bilinmezliğe sürükleniştir. Elbette bu kimi zaman sanal bir cinayet ve psikolojik yıkım bazen de gerçek bir cinayet haline gelebilmektedir.
Yukarıda da bahsettiğim gibi, ergenlik gibi zorlu bir dönemde, özellikle arkadaş bulmakta zorlanan ve sosyalleşme sorunları yaşayan çocuklarımızın kendilerini ifade etmek ve ispat etmek üzere seçtikleri yol, maalesef sanal ortamda kurulan arkadaşlıklardır. Bu arkadaşlıkları kurabilmenin yolu ise -çoğu zaman- ?on-line? oyunlar olmaktadır. Fakat ne yazık ki bu oyunları oynayanlar her zaman belli yaş grubundaki insanlar olmamakta, dolayısıyla çocuklarımız sadece kendi akranlarıyla muhatap olmamaktadır. Sapık ruhlu ve daha nice kötü niyet sahibi birçok yetişkin de bu tür oyunların müdavimi olarak çocuklarımızın muhatap olduğu gruplar içerisine sızmaktadırlar.
Özellikle savaş, kavga, strateji türü oyunlarda, zaten psikolojik erişkinliğe ulaşmamış çocuklarımızın kazanma hırsı ile yaşı belli bir büyüklükte, ama ruhsal olgunluğu bizim çocuklarımızdan da küçük olanlar arasında inanılmaz bir yarış haline gelmektedir. Bir savaş oyununda güçlü bir karaktere ya da savaşçıya sanal hayatta binlerce lira harcayan çocuklarımız, gerçek hayatta da bu paranın onlarca katını ?gerçek paralar? harcayacak ?yetişkinlerle? karşılaşınca işin boyutu değişmektedir.
Bir de gerçek amacı oyun olmayan ?sapık ruhlular? devreye girince çocuklarımızın karşılaşabileceği tehlikenin boyutlarını varın siz hesap edin?
***
Konuya değinmişken, yalnızca sanal ortamda değil, çizgi film kanallarında da yaşanan benzeri durumlar yine çocuklarımızı hedef almaktadır.
Uzay savaşları, üstün güçlerle donatılmış çocuklar, ?vurdulu kırdılı? çizgi film sahneleri masum ve mülayim ruhlu küçücük çocuklarımızın karşı karşıya kaldığı tehlikenin daha da katlandığının göstergeleridir.
Özellikle bu tür çizgi filmlerin hedef kitlesi olan 3-12 yaş grubu çocuklarımız tam da karakter oturtma ve öğrenme çağında çok tehlikeli bir dünya ile karşı karşıya kalmaktadır.
***
Her konuda seçici olmak ve çocuklarımızı üslubunca yönlendirmek ve şiddete bağımlı çocuklar haline gelmelerini önlemek ise biz ebeveynlere düşmektedir?
Özellikle okulların tatil olduğu şu günlerde aman dikkat!!!
