Deplasmanda şampiyonluk performansı sergileyerek puanlar toplayan ekibimiz, evinde ise küme düşmenin en büyük adayı gibi performans sergiliyor.
Bu hafta konuk olduğumuz Ofspor, hafta içi Galatasaray’a karşı kupada iyi bir mücadele vermiş, geçen hafta da Ayvalık deplasmanından bir puan alarak bizim maça moralli çıkmıştı. Maçı izleyemedik ama genel yorumlara bakarsak maçın hakkının beraberlik olduğu söyleniyor. Biz artık deplasman puanlarına alıştık. Neredeyse deplasmanda alınan 1 puana üzülecek duruma geldik. İç sahada da artık 1 puana üzülecek duruma bir an önce gelmemiz gerekiyor.
Başlığa “Bu takım düşer” diye yazdım ama bunu düşeceğini düşündüğüm için yazmadım. Çevremde ve sosyal medyada bu cümleyi o kadar çok duyuyorum ki artık yazmadan edemeyeceğim. Daha lig başlamadan, takımı görmeden bile “bu takım düşer” diyen çok fazla kişi vardı. Ligin sonlarına doğru gidişata göre belki böyle bir çıkarım yapılabilir ama daha ilk haftalarda bu çıkarım için çok erken. Haydi bir nebze “bu takım düşer” diyenleri anlarım ama “bu takım düşsün” diyenleri anlamadım, anlamayacağım da. İyi niyetlerinden de şüphe ediyorum.
“Bu takım düşsün” diye yazanlara, konuşanlara sormak istiyorum; düşmemiz size ne kazandıracak? Bölgesel amatörden çıkmak artık ne kadar zor farkında mısınız? Galibiyet ve başarı için sevmedik nidaları da artık geride kaldı. Belki bizim gibi kemik taraftarlar için bu sevgi hep devam edecek ama şehrin geneline bakınca zaten futbola ilgi aşırı azaldı. Bölgesele düşersek artık bir avuç taraftar ile, çevre illerin mahalle takımlarıyla, mahalle maçı gibi maçlar oynarız. Bulunduğumuz yerin kıymetini bilerek konuşmamız gerekiyor.
Başkana,
Yönetime,
Şehrin ileri gelenlerine,
Futbolculara,
Masöre,
Malzemeciye,
Simitçiye,
Turnikelere,
5 liraya su satan sucuya,
Stadın çimlerine ve akla gelen birçok şeye KIZABİLİRSİNİZ.
Ama takım olarak, şehrimizi temsil eden bir değere yani Kırıkkalespor’a “düşsün” diyerek kızamazsınız, kızmamalısınız. Yukarıda saydıklarımın hepsi değişir ama Kırıkkalespor adı baki kalacaktır. Düşen başkan, yönetim veya futbolcular olmayacak, KIRIKKALESPOR olacaktır.
Bu takım küme düşmez demiyorum, iç sahadaki bu performansla her şey olur. Devre arasında birkaç transferle play-off da zorlayabilir. Olmaz umarım ama olur da küme düşersek lig sonunda “bak ben küme düşer demiştim, bildim işte” deyince ancak kendi egonuzu tatmin etmiş olacaksınız. Muhtemelen de yılın en ileri görüşlü insanı plaketini de takdim etmiş olacaklar. Her yere “bu takım küme düşecek, düşsün” yazdıktan sonra küme düşünce kazanan siz de olmayacaksınız. Hep beraber kaybetmiş olacağız. Evet gerçekleri dile getirelim, eleştirelim ama bunun boyutunu da ayarlamamız gerekiyor. Eleştirmek için değil takımı bir yerlere getirebilmek ve daha iyiye ulaşabilmek için eleştirelim.
Şu an zaten bu yazımı okuyorsanız siz Kırıkkalespor’a değer veren ve takip eden birisinizdir. Bu takımı nasıl daha iyi yerlere getirebiliriz onun yollarını arayalım. Onları dile getirelim, onları sosyal medyada yazıp kamuoyu oluşturalım. Düşenin dostu olmaz. Düşünce tekme atan da çok oluyor. Tekmeyi atan değil, tekmeyi tutan olalım.
Bu takımı gerçekten seviyorsanız lütfen artık “ bu takım düşsün, düşer” laflarını kenara bırakın. Takıma hep beraber sahip çıkalım.
Önümüzde kritik bir Iğdır maçı var. 3.ligin en pahalı takımına karşı oynayacağız. Evimizde henüz puan alamadık. Önce başkan ve yönetimin, sonra futbolcuların artık iç sahada puanlar almaya inanmaları ve ona göre hazırlanmaları gerekiyor. Şu vakitten sonra evimizde 1 puan iyidir diyemiyorum. Rakip Iğdır da olsa çıkıp yeneceğiz, başka yolu yok.
Cumartesi günü ön yargılardan ve negatif şeylerden arınıp galibiyete odaklanmış bir vaziyette statta buluşabilmek dileğiyle…
