ÖZNUR ÖZDER BAZ


BAŞARIYA GİDEN YOL ŞİFRE Mİ?

BAŞARIYA GİDEN YOL ŞİFRE Mİ?


Sınavlar, şifreler, yanlışlıklar, kopyalar dendiğinde aklımıza ilk gelen Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi geliyor.
Öğrencilerin, seçilmekte şüphelendiği bir kurum desek hiçte yanlış olmaz.
Bu kelimeler bir araya getirildiğinde kim üzerinden komplo kuruluyor? Öğrencilerin ve ailelerin yıllardır hazırlandığı, heyecanlandığı bu sınavlar üzerinden gidilerek yeni arayışlar içinde olan birileri mi var?
Bu kadar üst üste son iki  yıldır yapılmış olan sınavlarda yaşanan gelişmeler herkesi kaygılandırıyor. Sürekli sınavların yapım şekli, içeriği değiştiriliyor. Artık buna ne öğretmenlerin ne de öğrencilerin yetişebildiğini sanmıyorum.
Kaygının üzerine şüphede eklenince, milyonlarca gencin üzerinde oluşan baskının acımasızlığı karşıdan bakıldığı gibi kolay değil.
Eğitim ve öğretim bireylerin kendine güvenini geliştirmesinde en önemli etkendir. "İnsanlar neden okurlar?" sorusuna vereceğimiz cevaplardan en önemlisi," iş sahibi, meslek sahibi olabilmek için."
Bunca sınavlara hazırlıklar yaşam boyu hayat biçimini belirleyecek olan mesleği seçmek için değil midir?
Kaygımızın temelinde hadi yapamazsam ne olur? Etrafımdakiler ne der? gibi sorularla birlikte heyecanla beklenen sonuçların doğru olup, olamadığı da eklenir hale geldi. Ne yazık ki!
Çocuklarımızı kaygıdan uzaklaştırmak isterken, üzerine bir yenilerini daha ekliyoruz. Kaygı bir insanını kendi olan güvensizliği,endişesidir. Kaygılı nesiller yetiştirmeye, küçücük yaştan itibaren başlarsak gelecekte kendine, çevresine güvenemeyen insan başarılı olma yolunda  nasıl muvaffak olabilir?
Diğer bir konuda, o kadar çok sınav var ki, öğrenci yerleştirme kurumu yetişemiyor.
Sınavlar ilköğretimle birlikte başlıyor, seviye belirleme sınavı, liseye giriş sınavı, üniversiteye giriş sınavı, öğretmenlik sınavı ve sayamadığım bir sürü sınav olduğuna eminim. Yakında anasınıfı içinde sınav olursa şaşırmam. Nede olsa abartmayı seven  fertlerinin olduğu bir ülkeyiz.
Bu kadar çok sınavın altından kalkamayan bir kurum varken, düşünün bir insanın sınavlar altında ezilmesi nedenlidir.
Eskiden  bir insanın eğitim hayatının 3 saatte belirlenmesinin  yanlış olduğunu konuşulurdu.,lakin dedim ya öyle abarttık ki ?
 Rant haline getirilen dershanecilikle birlikte, küçücük oyun çağındaki çocuklar dershanelerde, üniversite bitirmiş gençler de dershanelerde.
Güya, düzeni düzeltmeye, fırsat eşitliği yaratılmaya çalışılıyor.
Daha önceki bir yazımda belirtmiştim. Çocuklarımıza verdiğimiz eğitimin içinde hırslı yarışlara giriyoruz. Konunun neresinden bakarsanız bir hezeyan olduğuna inanıyorum.
Bu sınavlara hazırlanılırken harcanan maliyetin boyutunu tahayyül etmek dahi istemiyorum.
"Parayı veren düdüğü çalar " öyle mi? Nasrettin hocanın bu sözü yine yerini buldu desem hiçte fena olmaz sevgili okular,
 Niye?
Paranız varsa istediğiniz okula, istediğiniz üniversiteye, istediğiniz dershaneye gidebilirsiniz.
Lakin iyi okula gitmek adam olmak anlamına gelmez.
Sadece iyi bir etiketiniz olur.
Mamafih ne olursa olsun iyi bir terbiye ve öğretim şart.
 
HAFTANIN SÖZÜ,
DÜŞÜNMEDEN ÖĞRENMEK FAYDASIZ,ÖĞRENMEDEN DÜŞÜNMEK TEHLİKELİDİR..
                                                                                                                      KONFÜÇYÜS
HAFTANIN KİTABI
 İLETİŞİM ÇATIŞMALARI VE EMPATİ
                                               ÜSTÜN DÖKMEN
  • Cuma 27 ° / 10.3 ° Güneşli
  • Cumartesi 26.1 ° / 9.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazar 28.9 ° / 10.4 ° Orta kuvvetli yağmurlu