MURAT KARADAĞ


Barış mı? Hangi barış? Kiminle barış?

Barış mı? Hangi barış? Kiminle barış?


Son aylarda Türkiye seferber olmuş, barış için çalışıyor ama hangi barış için? Gerçekten bu kadar emek verilecek, büyütülecek bir sorun var mı da, herkes seferber ediliyor? Hem kiminle barış? Silahını bırakıp sınır dışına gidenlerle mi? Kim kiminle inanın bunu bir türlü anlamış değilim.

 

Merak edip Türk Dil kurumunun Türkçe sözlüğünde Savaş ve Barış sözcüklerinin anlamına baktığımızda şu açıklamaları görmekteyiz;

 

Savaş; Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadeledir.  Barış ise; Savaşın bitimiyle gelen huzur, sulh, savaşın bitmesiyle yapılan anlaşmanın ardından gelen savaşsız durum olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlara göre biz hangi devletle savaştık, savaşımız ne zaman bitti, ne zaman anlaşma yaptık?

 

Öyle ya, en basit anlatımla, barış iki küs kişi veya iki gurup veya iki ülke arasında veya savaş sonrasında karşılıklı anlaşma sağlanarak yapılan bir akittir. Peki, Türkiye kiminle niçin barışacak? Son aylarda adeta söylem haline getirilen ve koro şeklinde seslendirilen ?Barış? 40 yılda 30 bin insanımızı katledenlerle mi olacak? Yani ?silahlarını bırakıp sınır dışına çıksınlar? dediğiniz PKK?lılarla mı olacak? Bin yıldır bu ülkede dil, din, ırk, mezhep çatışması yaşamadan Türklük ağacının gölgesinde bir arada yaşadığımız birbirimizle mi olacak? Oysa biz küs veya dargın değiliz ki. Yoksa birileri bizim birbirimize düşman mı olmamızı istiyor?

 

Evet hangi barış? Çünkü, bir ülkede barışın olması için o ülke de sosyal Demokrasi ve insan haklarının A dan Z ye kadar yerli yerine oturması lazım. Türkiye de var mı böyle bir şey? Demokrasi ve insan hakları denen bir kavram var mı? Var diyenler mutlaka vardır, ben var diyenleri dikkate almıyorum, çünkü onlar kişisel menfaatlerini ön planda tutan, sadece yapılan haksızlıklara nasıl bir kılıf uyduralım da ülkemizde Demokrasi olduğunu halka anlatalım telaşı ve tilkiliği içindeler, bu gibi kişilere insan demek de ne kadar doğrudur bilemiyorum.

 

Şimdi, bir ülkede binlerce asker, polis köy korucusu sıradan vatandaş binlerce insanını öldürenlere ?silahlarını bırakıp sınır dışına çıksınlar? diyeceksin ve bunu masum bir davranış gibi göstermek için bin bir bahane uydurarak ?Analar ağlamasın, gözyaşı dinsin? gibi masumane bir söylem geliştirerek hareketin neye hizmet ettiğini gizleyeceksin, böyle bir ülkede barıştan söz etmek ne kadar doğrudur?

 

Günlük yaşantımızda merak edip Türk Dil kurumunun Türkçe sözlüğünde Savaş ve Barış sözcüklerinin anlamına baktığımızda şu açıklamaları görmekteyiz.

 

Savaş; Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadeledir. Barış ise; Savaşın bitimiyle gelen huzur, sulh, savaşın bitmesiyle yapılan anlaşmanın ardından gelen savaşsız durum olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlara göre biz hangi devletle savaştık, savaşımız ne zaman bitti, ne zaman anlaşma yaptık?

 

Oysa, Türkiye?nin doğu ve güneydoğusu, Irak?ın kuzeyi, Suriye?nin kuzeydoğusu ve İran?ın kuzeybatısını kapsayan bölgede bir devlet kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye sınırları dâhilinde kalan kısmına sahip olabilmek için güvenlik güçleri, Köy korucuları ve sivillere karşı silahlı eylem yapan yasa dışı bir örgüttür.

 

Bu eli kanlı terör örgütü yaklaşık 40 yıllık süreçte 30 binin üzerinde masum halkımızı öldürmüştür.

 

Bugün 2013 yılının Nisan ayının içindeyiz. İdam kararı verilmiş ve mahkemelerimizce suçu sabit görülmüş bir terör örgütü lideri ile analar ağlamasın barış bozulmasın diye görüşmeler yapılmaktadır. Mektuplar götürülüp, mektuplar getirilmektedir

 

Şimdi merak ediyorum kimlerin anası ağlıyor her türlü pisliğe bulaşmış PKK?lıların mı? Yoksa vatan için canının seve, seve veren Mehmetçiklerin analarımı yoksa Yüce Türk Milletinin mi?

 

Yine merak ediyorum Türkiye Büyük Millet meclisine Milletvekili sıfatıyla seçilmiş ve dokunulmazlık zırhı almış bu sözde Milletvekillerinin posta memurluğunu yapan kişiler Türkiye?den ve Türk Milletinden ne istemektedir.

 

Bu insanlar Kürtçe savunma, anadilde eğitim safsatalarıyla toplumu uyuttuklarını gözümüzün içine bakarak söylemektedirler. Bunun adı da özgürlük olmaktadır. Ama biz çıkıp ?Ne Mutlu Türk?üm Diyene? dediğimizde ırkçı ve faşist olmaktayız.

 

Barış süreci, çözüm süreci, PKK?lı tutsakların serbest bırakılması, istekler, talepler ardına sıralanıyor. Bizde survivor yarışması izler gibi izlemeye devam ediyoruz. Sahi PKK hangi ulusun askeri, savaşa girdik kaybettikte müzakereleri mi sürdürüyoruz. Sessiz yığınlar olarak izlemeye devam edelim. Dur bakalım ne olacak?

 

  • Perşembe 25.7 ° / 13.5 ° Güneşli
  • Cuma 23.2 ° / 11.5 ° Güneşli
  • Cumartesi 23.2 ° / 8.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı