Güz günü
Harman yerinde
düven sürer iki delikanlı
Sıcaktan bihaber, öküzlerin ardında/ dön ha dön.
Bir ses ?Ayna, tarak, kâkül yağı, ıncık, boncuk, aktarcııııı?
İkisi birden ?Haaayt, dovvaaah? diye durdururlar öküzleri.
Öküz olacak ne/ bir çuval kemik, bir kara deri.
Çağırırlar çerçiyi, açtırırlar tezgâhı, birer ayna alırlar
Bakarlar ki aynaların ardında güzelce bir kız var.
İri gözlü
Esmer
Alnının ortasında irice bir ben?
Düşer iki gönül
Güzeli seyrederken.
Bir alevsiz ateş düşer sessizce gönüllerine
Bir sızı sarar, düşerken gönül güzelin gözlerine.
Titreyen yürekte peyda olan aşk sessiz ve derin
Geçmesi ne mümkün azap dolu günlerin.
Kalkalım derler, günlerin azabından ırayıp
Bulalım derler, oba oba il il arayıp.
Birer at, pusat ve yolluklar hazırlanır yola
Arkada kalanlar; üzgün, çaresiz, ya uğurlar ola?
O yayla bu ova, bu şehir o kasaba
Gidilen yol sığmaz hesaba
Günleri haftalar, haftayı aylar tüketti
Bir birini yiye yiye yok etti?
Bir köyün altbaşı
Yol kıyında taş oluklu çeşme
Atlar yorgun, susuz; yiğitler aç ve uykusuz.
Ne görsünler!
Çeşme başında sülün gibi iki kız.
Sırıttı biri arsız arsız?
-Bak, şu kızlar aynadakine ne kadar da benziyor
Kaşları, gözleri, esmer teni
-Yapma arkadaş,
Bu kızlar ilgilendirmez beni.
Ben aynadaki güzele gönlümü düşürmüşüm.
-İyice bir bak Allah için, bir ben eksik alnında
Bir küçük bene yol almak da niçin.
Gidelim babasına isteyelim kızları.
Ekmeksizlik amenna, susuz kalmak da neyse
Ya insanda olamayan muhabbetse, sevgiyse
Kıvrılır yol yol başına ermeden
İnsanda insan biter göstermeden görmeden.
Kabul, dedi arkadaş?
Gidelim çeribaşına isteyelim kızı
Ama benim için göklerde, ereceğim can yıldızı.
Akşam olur varırlar, çeribaşı çadırda
Toplanmış tüm aşiret hepsi hazır huzurda.
Arkadaşı söz açar yâd eder Hak emrini
-Kızınızı istiyor arkadaşım, kaptırmış gönlünü.
Çeribaşı dinler hikâyesini bu tutku yolculuğunun
Hoşuna gider bu macera onun.
Döner damat namzedi delikanlıya
-Bak arkadaşın aynadaki güzel için yolu göze alırken
Ne buldun bizim kızda, yolundan oluyorsun sen?
-Kaş kaşına benzer, boy boyuna benzer, eksik olan ne?
Alnındaki küçük bir ben mi bunca yola bahane.
Ben vazgeçtim aynadaki güzelden,
Verin bana kızı, döneyim ben tez elden.?
Çeribaşı öfkelenir, sabrına yüklenirken
Döner diğer yiğide, der ki
? delikanlı sen?
Neden hala uğrunda ayrılmadan gidecek
Bitmez uzun yollarda kendin rüsva edecek
Ve yorulacaksın da, belki bulamadan geri
Dönüp bitireceksin bu çekilmez serüveni.
Sana da verelim bir güzel gözlü has kızı
Doğsun gönlüne artık muhabbetin yıldızı
-Yok efendim sağ olun, ben aynada görmüşüm
Bir şafak yıldızını ona meyil vermişim.
Siz beni yolcu edin arkadaş burda kalsın
Verin güzel gözlüyü ömrünce mutlu olsun.
Çeribaşı kaş çatarak yanındaki yavere
Döner verir emrini
? Durma a be orda bre
Git, bir semender seçip, eyer pusat giydir gel
Döner kız uman gence
- Namertlik büyük engel.
Biz yoldaşı yolunda koyup dönen birine
Kız vermeyiz bunu bil, sen burdan dön evine.
Alnından öptüğü o mert yapılı yiğide
-Atını değiştirdim, yepyeni bir semender
Alır seni inşallah maksuduna tez gider
Merde meydan gerekir bir sevdanın uğruna
Belli ki mert oğul aşk işlemiş mert bağrına
Ama bi daha düşün, aynada olan o kız
Hint diyarında, çok ırak ne güç yeter ne hız
Gözleri ufukta gencin/ dönerek çeribaşına
-Soğolasın bey baba, er aşka bedel öder
Hinteli?nin yolunu göster nereden gider.
Ben çıktığım bu yolda bir güzeli ararım
O güzele fedadır olup olacak varım.
Bahtiyar o kimse ki ülküsünden şaşmaya
Ahdettim dönüşüm yok menzile ulaşmaya?
