Hatırlar mısınız, bir Belçika vardı, daha şurada beş on yıl öncesine kadar?
?Ağzına kaşık sığmaz?, öyle her ülkeye de selam sabah vermez, eyvallah etmezdi...
Hani Avrupa?nın başkenti ya, hani her dolap orada dönüyor ya? Kendini şehir zanneder, İstanbul?a Ankara?ya caka satar, Diyarbakır?la oynamaya kalkardı Belçika?nın başkenti Brüksel!..
MED TV, Roj TV denilen PKK artıkları işte bu Brüksel?de televizyonculuk oynar, akıllarınca Türkiye?ye hava atardı?
Dedim ya, bu bir masaldı?
Her masal gibi hayal? Her masal gibi uydurma? Her masal gibi sonu olan; ama mutlu, ama hüzünlü bir masaldı Belçika!
İşi gücü devletleri bölmeye çalışan anarşist ve teröristleri; bölücü ve ayrılıkçıları gözetip kollamak olan Belçika?nın tüm bunları yaparken tek dayanağı vardı: Demokrasi!
Eee? ne demişler? ?Bıldır yediğin hurmalar, bir gün gelir tırmalar!?
Daha kibarı da ?kazdığın kuyuya kendin düşebilirsin.?
Hatta ?Ava giden avlanır!?
***
Önce Hollanda?dan ayrılıp Belçika üniter devletini kurdular.
Ardından Hollanda kökenli, Felemenkçe konuşan Flamanlar ile Fransız kökenli Fransızca konuşan Frankolar ve Valonlar ve Brükselliler adı altında üç ayrı etnik grup olarak ortaya çıkıp ?federasyon? oldular.
Ve geçtiğimiz hafta da Belçika Devletini tamamen lağvetmenin hesaplarını yapıyorlar.
***
Belçika?nın bu hali size bir şeyler hatırlatıyor mu?
Hani Türkiye?yi AB?ye kabul etmenin en önemli koşulu olarak getirdikleri ülkedeki etnik kökenleri tanıma şartını!..
Hatta bununla da doymayıp federasyon önerilerini!..
Bu saatten sonra sizin bunlar çok da önemli değil. Onlar şu anda canının derdine düşmüş tavuk misali gıdaklıyorlar ancak.
Lakin bu mesele? Yani Belçika?nın başına gelenler ve bu süreçte meydana gelen olaylar bizim millî devletimizi, üniter devletimizi; tek bayrak, tek devlet, tek vatan, tek dil prensibine dayalı yönetim biçimimizi değiştirmeye ve bunu da gelişmenin, büyümenin yolu olarak göstermeye çalışanlara ders olsun bence?
