En kibar ifade bu olsa gerek...
Niçin mi?
Birazdan okuyacağınız yaşanmış olayları anlatan analizden kendinize bir pay çıkaracağınızı umuyorum.
Hatta ?Haklısın bizde aynını düşünüyoruz? diyenlerin sayısının çok ama çok fazla olacağını düşünüyorum?
İki dönemde AK Parti Kırıkkale Milletvekili. Ankara vekilliğini konuşmanın bir anlamı olmasa gerek.
Kırıkkale kamuoyu o dönemlerde ortaya atılan iddiaları çok tartıştı. Mesela ?Ben Ankara milletvekiliyim? hadisesi?
Mesela Van Milletvekilliği döneminde söylediği Kırıkkalelileri derinden üzen ?Kıytırık Kırıkkale? söylemi
Sonraki iki dönem? Birinci dönem en önemli bakanlık makamında? Son dönem hükümetin ikinci adamı pozisyonu vs.
O dönemleri uzun uzun anlatacak değilim. Daha önceki bir yazımda da benzer konularda bir nebze yazmıştım.
Atalay´ın Milletvekilliği döneminde Kırıkkale adına elle tutulur somut bir hizmet üretmediğini söylemiştim
Partide gruplaşmaların öncülüğünü yaptığı iddialarının geçmişte yaşanan hadiseleri herkes gibi anımsıyorum.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken Van Milletvekili seçildikten sonra da Kırıkkale ve siyasetine müdahale ettiğini herkesin bildiğini sanıyorum.
Son olarak üniversite kampüsüne adının verilmesinde bile hala Kırıkkale siyasetinde söz sahibi olma özlemi çektiği kanısını uyandırıyor
Atalay isminin verilmesinde müdahil oldu mu olmadı mı? Bilmiyorum ama gösterilen tepkiler ve iddialar müdahil olduğunu işaret ediyor.
Şimdilerde ise Rektörlük seçimine müdahil olduğu adaylarından Prof. Dr. Saffet Nezir için kulis yaptığı konusunda konuşulduğunu biliyoruz
Hatta Nezir´in aday olmasını istediği kendisini destekleyeceğini bile söylediği kulaktan kulağa konuşuluyor.
Durum böyle olunca da Beşir Atalay´ın hala Kırıkkale üzerinde bir hesap içinde olduğu tezi güçleniyor.
Tepkilere bakılırsa Atalay´ın Kırıkkale siyasetine ve yönetimine müdahil olması artık parti içinde ve kamuoyunda sıkıntı yaratıyor.
Atalay´ın isminin kampüse verilmesine tepkiler artarken mensubu olduğu partiden herhangi bir açıklama yapılmaması durumu özetliyor.
Kısacası iki dönem Kırıkkale halkının oyunu alarak milletvekili seçilen ve her dönem önemli görevlerde bulunan Atalay´ın karnesi kırıklarla dolu?
Kurduğu ?Güç Birliği? platformu, kurulu, heyeti her neyse hiçbir çalışmaya öncülük etmeden lağvedildi.
Ayda bir çaylı çorbalı, pastalı toplantıların arşivi bile tutulmadı, yani sekretaryası bile çalışmadı.
Genel siyasette ise malum açılım sürecinin mimarı olarak adını yazdırarak tepkilerin odağı oldu.
Gerek içişleri, gerekse devlet bakanlıkları dönemlerinde de pekte akılda kalacak bir proje üretemedi.
Genel siyasette durum böyle iken yerel siyasette de Kırıkkale´ye elle tutulur bir şey vermedi, veremedi.
Yakınımızdaki illere baktığımızda o yörenin Milletvekillerinin temsil ettiği ile yaptıklarına baktığımızda bu daha açık görebiliyoruz.
Yakın komşumuz Yozgat bunun en açık örneği. Çankırı, Çorum, Kırşehir ve diğerleri. Doğu illerini saymaya bile gerek olmadığını düşünüyorum.
Geçtiğimiz gün bir arkadaşın Yozgat´a yapılan yatırım ve hizmetler hakkında anlattıklarına bakılırsa Kırıkkale´ye yapılanların sözü bile edilemez.
Vekillikle ilgili başarılı olduğunu söylemeyeceğimiz Atalay´ın bu seçimle ilgili çabasının da boşa çıkacağını herkes gibi bende düşünüyorum.
Beşir Atalay´ın parti içindeki pozisyonunu, partililere karşı tutumu ve Kırıkkalelerin gözündeki imajını üç aşağı beş yukarı hepimiz biliyoruz.
Olayları uzun uzun anlatmaya gerek var mıdır? Bilmiyorum. Ancak sıkıntının iyi anlaşılması için geçmişin hatırlanmasının yararlı olduğuna inanıyorum. Yazımın da bu çerçevede değerlendirilmesini rica ediyorum.
