HABİLHAN PEHLİVANLI


Askerin, polisin öleni şehit, kalanı da gazidir!


İslam inancında Allah yolunda savaşanlar, vatanı ve namusunu korumak uğruna gözünü kırpmadan canını feda edenler şehitlik mertebesine ererler.

Bu mertebeye erenlerin, kıyamet gününde Peygamberlerle aynı safta, Peygamberlerle aynı değerde haşr olunacakları, 40 kişiye şefaatçi olacakları müjdelenmiştir. Bunca değerli makamın sahipleri de elbette Allah katında bir o kadar değere sahiptir?

***

İslamiyet´in müjdelediği şehitlik makamı, Türk Milletinin akın akın Müslüman olmasıyla birlikte çok daha farklı anlamlar kazanmış, gaza meydanlarının yiğit Alpleri, korkusuz Kürşatları zaten kutlu gördükleri vatan uğruna, bayrak uğruna, namus uğruna, din ve devlet uğruna daha bir korkusuzca, daha bir şevkle düşman üstüne yürümüş, bu uğurda akan kanlarını cennet ırmaklarının şırıl şırıl akan Kevser Suyu olarak kabul etmişlerdir.

İşte bu yüzdendir Türk gencinin 20´sine geldiğinde koşa koşa asker ocağına, Peygamber Ocağına gitmesi?

Ve bu yüzdendir, vatanı uğruna gözünü kırpmadan canını vermesi?

***

Geçtiğimiz Perşembe günü ne yazık ki iki vatan evladını daha kara toprağın bağıran teslim ettik. İki vatan evladı daha, Anadolu´nun Türk vatanı olduğunu, bunun ilelebet böyle süreceğini kanlarıyla, canlarıyla ispatladılar.

Osman kardeşimiz Diyarbakır´ın Sur ilçesinde meydana gelen çatışmada, Altan kardeşimiz ise Şırnak´ta nöbet sırasında geçirdiği kalp krizi neticesinde sonsuzluk âlemine bizlerden önce merhaba dediler.

***

Kur´an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin Hadis-i Şerifleriyle müjdelenen şehitlik, elbette Yüce Yaratan´ın takdir edeceği bir durumdur. Lakin bizlere müjdelenen şekliyle düşününce ister çatışmada, isterse farklı bir sebeple olsun, vatan savunması sırasında (kendi canına kast edenler hariç) şehittir, öyle farz edilmelidir.

Öte yandan, devletin resmi işlemleri bakımından düşünüldüğünde kanunlar, kurallar kimin şehit sayılıp kimin sayılmayacağını belirlemiştir.

Geçtiğimiz Perşembe günü her iki şehidimizin cenaze namazı birlikte kılındığından, edilen dualar, kafalardaki düşünceler, her iki askerimiz için de ?Şehit? sıfatını kullanmayı gerektirirken, namazı kıldıran İl Müftüsünün ısrarla, bastıra bastıra, uzata uzata Osman kardeşimiz için ?şehit oldu?, Altan kardeşimiz için ise ?vefat etti? tabirlerini kullanması namazın huşu içerisinde kılınmasını engellediği gibi, homurdanmalara da yol açtı. Hatta homurdanmalar zaman zaman yüksek seslere dönüşürken, namaz sonrası sohbet ortamlarının da baş konusu haline geldi.

Daha sonra aldığım mesaj ve telefonlar, birçok kişinin sosyal medya hesaplarından bu yönde yapmış oldukları paylaşımlar, zaten beni de ziyadesiyle rahatsız eden bu durumu kaleme almamı gerektirdi.

***

Başta da ifade ettiğim gibi, kimin şehit olduğuna karar verebilecek tek merci Cenab-ı Allah´tır. Bizler ancak bizlere müjdelenenler doğrultusunda dua eder, temennide bulunuruz. Devletin resmi kanun ve kuralları da bellidir. Buna da sözümüz yok? Lakin bir imamın, hele hele bir İl Müftüsünün, yarım saat ısrarla ?biri şehit oldu, diğeri vefat etti? ifadeleri bizleri derinden yaralamıştır.

Peki, ya Altan kardeşimizin ailesi ve yakınları?

Bu ifadelerle onların çektikleri acıya nasıl tuz, biber olduğunuzun farkında mısınız?

 

Asker askerdir?

Polis polistir?

Askerin, polisin öleni şehit, kalanı da gazidir!

Biz böyle bilir, böyle inanırız!

Gerisini de kimseye değil,

Âlemlerin Rabbine havale ederiz!!!

 

  • Çarşamba 29.4 ° / 15.1 ° false
  • Perşembe 29.3 ° / 13.5 ° false
  • Cuma 27 ° / 10.3 ° Güneşli