KURAKLIK-KITLIK VE SU SAVAŞLARI

Hatırlarsanız; Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar basına yaptığı açıklamada; "Mayıs ayı başında kuraklıktan etkilenen il sayısının 22 olduğunu, Mayıs yağışları yetersiz olunca kuraklıktan etkilenen il sayısının 41'e çıktığını ve Haziran yağışları da yetersiz olursa bu sayının daha da artacağını" belirtmişti.
Evet söylendiği gibi, Nisan ve mayıs ayında aşırı sıcak esen rüzgârın    toprak yüzeyini kurutması neticesinde kuraklıktan etkilenen sayısı il sayısı 22’den 41’e çıkmıştı. Dolayısıyla içinde Kırıkkale’nin de bulunduğu 41 il kuraklık kapsamına girdi.
Uzmanların tespitine göre Güneydoğu Anadolu'nun buğday üretimindeki payı yüzde 14, İç Anadolu'nun üretimdeki payı yüzde 38.
Uzmanlar, Türkiye’nin buğday üretiminin yılda 20 milyon ton olduğunu bu yılki üretimin yaklaşık 15 milyon ton olacağını ve dolayısıyla 5 milyon ton bir ürün kaybının olabileceğini hesaplıyorlar. 
Evet, buğday üretiminin yarısının gerçekleştiği iki bölge kurumuş görünüyor. Dolayısıyla buğday, arpa, mercimek ve nohuttaki bu verim düşüklüğü daha fazla ithalat yapılması mecburiyetini doğuruyor. Adeta küresel bir kuraklığın hüküm sürdüğü günümüzde ithalatta ucuz olmayacağına göre gelsin zamlar… 
Peki çözüm.
Uzmanlar çözüm mevcut su kaynaklarının artık son derece akılcı ve tasarruflu kullanılması diyorlar. Ülkemizde kullanılan suyun çoğunluğunun evde kullanılan sular değil tarımsal üretimde kullanılan sular olduğu belirtiliyor.
Uzmanlar, ülkemizin mevcut su kaynaklarının YÜZDE 77’sinin TARIMDA YÜZDE 16’sının EVLERDE kullanıldığını belirtiyor.
Ve en büyük su tasarruf ununda tarımsal sulamada yapılmasının gerekli olduğunu ve bunun içinde barajlardan tarım arazilerine açık kanallarla su taşındığı zaman suyun YÜZDE ELLİSİNİN BUHARLAŞTIĞINI onun için kapalı ortamlarda suyun taşınmasının önemine dikkat çekiyorlar.
Ayrıca, vahşi sulamanın mutlaka terkedilmesini, damlama sulama, yağmurlama sulama, pivot sulama, tamburlu sulama, yeraltı sulamaları, filtrasyon ve gübreleme sistemleri gibi sulama otomasyonu sistemlerine geçilmesinin artık bir mecburiyet olduğunu ifade ediyorlar.
Aksi takdirde ekmek başta olmak üzere temel gıda fiyatlarının füze gibi fırlayacağı ve dünyada siber savaşların yanı sıra, su savaşları ve gıda savaşlarının başlamasının da artık uzak bir ihtimal olmadığı görünüyor.