Gönül yuyup hizmet veren er kişi,
Dede olsun derviş olsun şıh olsun;
Mazide yanıp ta sönmeyen ışık,
Vuslatî gönlünde padişah olsun.
Geçtiğimiz günlerde Kırıkkale?mizin bazı değerli gazete ve internet sitelerinde yayınlanan bir haberde; bir eğitim kültür derneğinin düzenlediği anma programında Balışeyh Hüseyinbey Obası köyünden Seyyid Hasan Necati Dede, Sulakyurt ilçesinden Şeyh Şami Hazretleri, Büyükyağlı?dan Muhammed Zühtü Efendi(dede), Kırıkkale merkezden Hasan Kıratlı Efendi?nin yâd edildiğinden bahsediyordu.
?Geçmişine sırt dönenler geleceğini tayin edemezler? düsturundan hareketle, geçmişimizde kalan değerli şahsiyetleri anmak, onları gelecek nesillere tanıtmak elbette görevimiz. Bu noktada itirazımız yok.
?Kırıkkale?nin Yetiştirdiği Manevi Şahsiyetler Unutulmadı? gibi benzer başlıklar ile verilen haberin yanında benim okuduğum gazetede ve bir internet sitesinde açılan sayfada resim olarak da Seyyid Hasan Necati Dede?nin, Hasan Kıratlı Efendi?nin yanında Çorum?dan Hüsnü Gülzari ve İbrahim Rüşdi İpek Efendilerin resimleri vardı. Haberin başlığı ile resimleri karşılaştırınca şaşırdım doğrusu. Bir tarikatın yetiştirdiği manevi şahsiyetler konu edilirken ve bu tarikata mensup şeyh halef silsilesine mensup şahsiyetlerin resimlerinin konularak Kırıkkale?nin yetiştirdiği manevi şahsiyetler isminin kullanılması ne kadar doğru olur. Ve ya bir kültür hizmetini bir tarikat hizmetine döndürmüş olmaz mıyız?
Böyle bir başlık altında verilen bir haberi okuyan sormaz mı Kırıkkale?nin manevi şahsiyetleri sadece dört kişi mi diye. Haberi Kırıkkaleli olmayan belki binlerce kişi okuyor. Akıllarına söyle bir soru takılabilir mi: Kırıkkale manevi şahsiyet yönünden bu kadar mı fakir.
Cami, türbe, zaviye adlarından bile yola çıkarak ilimizde daha başka İslam aşığı, Resurullah aşığı, ehlibeyt aşığı manevi şahsiyetlerin bulunduğunu görmek mümkündür: Şeyh Koçi Baba, Şeyh Aydın, Haydar Sultan, Şey Bali, Himmet Dede, Tokuş Baba, Işıklı Baba, Ali Baba, Şeyh Mehmed Bahaeddin gibi. Türk milleti geçmişte bir cami, bir türbe, bir zaviye yaparken çok zaman bir manevi şahsiyet adına yapmıştır. Çorum?da doğmuş Çorum?da yaşamış kişilerin resmini kullanırken Kırıkkaleli diğer manevi şahsiyetler yok sayılmış olunmuyor mu başlık farklı içerik farklı kullanılarak.
Dernek (Doğru bulmamamıza rağmen) sadece mensubu bulunduğu tarikatın önderlerini ilimizin manevi şahsiyeti olarak kabul edebilir. Ya genele hitabeden yayın organları?Kültür ordusunun bir mensubu olarak bu ayıbı çok görmemem mümkün değil.
Denilebilir ki bunlar Kırıkkale?ye sonradan gelmiştir. Öyle de olsa her birinin bu bölgeye maddi manevi azımsanmayacak hizmetleri olmuştur. Örnek bir başka şahsiyetten ben size bahsedeyim kısaca. Osmanlı ordusuna Türkmen oymaklarından asker toplayarak ve bizzat Balkanlara kadar giderek oraların İslamlaşmasına, dergâhında çok sayıda insanın yetişmesine katkıda bulunarak açları doyurup çıplakları giydiren, postunda oturup kalmayarak bizzat kendi hizmetiyle yöre halkına rençperliği öğretip üzüm ve karpuzuyla adımızı yurdun dört bir yanına duyuran, adına yapılmış olan camide hala Kur?an okunan ve tamamen Türkçe şiirleriyle dilimizin yaşamasına vesile olanlardan Hasan Dede acaba Kırıkkale?nin manevi bir şahsiyeti olmuyor mu?
Tam da birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde sahi bu ayrımcılık niye?
Yoksa bu ayıba hiç değinmemeli miydik(?)
