OSMAN ÖCAL


Cumhurbaşkanlığı ve Siyaset

Cumhurbaşkanlığı ve Siyaset


Henüz yerel seçim tartışmaları bitmeden ve bazı yerlerde yerel seçimlerin iptal edilip haziran ayında yenilenme durumu varken, Türkiye yeni bir seçim atmosferine girmek üzeredir.

10 Ağustos’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi daha öncekilere göre önemli bir farklılık getirmektedir. Cumhurbaşkanının ilk olarak millet tarafından seçilecek olması Türkiye’yi tamamen yeni bir seçim ve tartışma ortamına sürükleyecektir. Son seçimde görülen şaibelerin ortadan kaldırılamamış olması ise bu seçimde de sınırları zorlayacak gibi. Bu durum cumhurbaşkanı seçildikten sonra bile tartışmalarının zaman zaman devam edeceğinin işaretidir.

Cumhurbaşkanı bir siyasi partinin ve seçmeninin cumhurbaşkanı değil devletin başkanı, milletin cumhurbaşkanı olması gerektiğinden tarafsız olması gerekirken tam aksine mevcut siyasi partilerden bir veya bir kaçının ve seçmeninin cumhurbaşkanı olması konumuna getirilecek ki bu da tarafsızlığın içerisine siyasetin sokulması demektir.

Günümüz siyasetine baktığımızda ise her türlü yanlışın adeta sığınma kapısı haline geldiğini görmek mümkün. Cumhurbaşkanlığı gibi önemli bir makamın içerisine kokuşmuş siyasetin bulaştırılması ise tarafsızlık ilkesini kaybettireceği aşikâr görünmektedir.

Bir diğer önemli husus ise cumhurbaşkanı adaylarının yapacağı seçim propagandalarıdır. Bir ilki yaşayacak olan adaylar nasıl bir propaganda yapacaklar millete ne gibi vaatlerde bulunacaklar, zaten görev alanı kısıtlı olan makamın adayları milletin oyunu alabilmek için ne gibi yollara başvuracaklar, milleti ikna etmek için hangi siyasi konulara girecekler, tarafsızlıklarını koruyabilecekler mi bunları zaman gösterecek.

Siyasetten gelecek olan adayların (gidişat onu gösteriyor) siyasi düşüncelerinden arınmış olması mümkün olacak mı yoksa mensubu bulunduğu partinin siyaset anlayışına göre mi oy isteyecek, kazandığı takdirde yine tarafsız kalabilecek mi kanaatimce pek mümkün görünmüyor.

Bazı siyasilerin konu ile ilgili açıklamalarına özetle baktığımızda bunu anlamak mümkün. Başbakan Erdoğan: ‘‘Bu seçimden sonra sorumluluklar daha da farklı olacak. Protokol cumhurbaşkanı değil, terleyen, koşan, koşturan cumhurbaşkanı.’’

Kemal Kılıçtaroğlu: ‘‘Ben Erdoğan ile Gül arasında yapılan cumhurbaşkanlığı pazarlıklarını doğru bulmuyorum. …‘Erdoğan ile görüşüp söyleyeceğim’ diyorsa zaten tarafsız değildir. ‘Herkesin cumhurbaşkanı değil’ algısını da beslemiş olur``
Bir zamanlar da Mehmet Haberal için böyle demişti: ‘‘Niye olmasın? Bizim partimizde cumhurbaşkanı olacak çok kişi var”

Devlet Bahçeli: ‘‘…İki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz… Siyasi görüşü, fikri aidiyeti mezhebi ve yöresi ne olursa olsun, ister AKP`li, ister MHP `li, ister CHP`li olsun, her vatan evladı Cumhurbaşkanı olabilir, ne var ki Erdoğan olamaz, milletin terazisi bu sıkleti çekmez.’’


Başbakan yardımcısı Beşir Atalay: ‘‘Cumhurbaşkanı artık meydana inecek. Kampanya yürütecek ve millet seçecek. Bu ancak siyasetten gelen birileriyle yürür ve bundan sonra da Cumhurbaşkanları siyasetten gelecek.’’

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: ‘‘Oturup arkadaşlarımla konuşacağım. Başta Başbakanımız olmak üzere. Şahsımla ilgili konularda benim ne söyleyeceğim önemli olacak"

Turgut Özal, Süleyman Demirel gibi Cumhurbaşkanlarının siyasetten gelmiş olmalarıyla beraber meclis tarafından seçilmeleri özellikle milletin siyasi havadan biraz uzakta kalmasını sağlamıştı. Yukarıda alıntıladığım beyanlardan da anlaşılacağı gibi cumhurbaşkanlığı makamı siyasetin ellerine teslim edileceğe benziyor.

  • Perşembe 21.8 ° / 3.4 ° Güneşli
  • Cuma 19.5 ° / 7.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 22 ° / 7.5 ° Güneşli