Zulme boyun eğmeyeceğiz

Zulme boyun eğmeyeceğiz

Eğitimde siyasi kadrolaşma girişimlerine son verilmesi, yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretilmesine dikkat çekmek için Cumhuriyet Meydanında toplanan Eğitim-Sen üyesi emekçilere hitaben konuşan Eğitim Sen Şube Başkanı Yüksel Şahin zulme boyun eğleyecek

AK PARTİ HALKA HESAP VERECEK

Eğitim-Sen Şubesi binası önünde bir araya gelen grup, ellerinde sendika bayraklarıyla Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. `Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek`, `Bilimsel, anadilde eğitim`, `Kurtuluş yok, tek başına, ya hep ya hiç birimiz` sloganları eşliğinde Meydana gelen grup adına Eğitim-Sen Kırıkkale Şube Başkanı Yüksel Şahin basın açıklaması yaptı. AK Parti iktidarı tarafından eğitimde ve yükseköğretimde bugüne kadar yapılan tüm yasal düzenlemelerin, hayata geçirilen fiili uygulamaların sadece eğitim sistemini değil, çocukların ve veliler ile tüm toplumun geleceğini ipotek altına aldığını belirten Şahin, öğrencilerin ve öğretmenlerin AK Parti`nin siyasal-ideolojik hedeflerine kurban edilmek istendiğini kaydetti. Şahin, AK Parti`nin eğitim ve toplumu tek tipleştirme girişimlerine izin vermeyeceklerini söyledi.

 

İÇ VE DIŞ POLİTİKA YANLIŞLARI

Şahin açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi, “Ortadoğu’nun IŞİD gibi çetelerce gerçekleştirilen katliamlarla kan gölüne çevrildiği, Türkiye’yi yönetenlerin iç ve dış politikadaki tutumlarından dolayı sorunların ağırlaştığı, eğitim alanında çok yönlü saldırıların ve dayatmaların arttığı bir dönemde sesimizi duyurmak ve sorunlarımıza kalıcı çözümler üretilmesi için bir kez daha alanlardayız. Toplumun farklı kesimlerinin giderek artan ve acil çözüm bekleyen sorunları sürekli geri plana itilirken, eğitim sistemi üzeriden tüm toplum, iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirilmek istenmektedir. Eğitimde ve yükseköğretim alanında bugüne kadar yapılan bütün yasal düzenlemeler, hayata geçirilen fiili uygulamalar sadece eğitim sistemini değil, çocuklarımızın, velilerimizin ve bütün toplumun geleceğini ipotek altına almaktadır.”

 

 

EĞİTİM TİCARİLEŞTİRİLMEK İSTENİYOR

“Yıllardır eğitim sistemine yönelik olarak atılan her adım, yapılan her yasal düzenleme ve fiili uygulama, okulöncesinden yükseköğretime kadar eğitimin bütün kademelerinde piyasalaştırma ve ticarileştirme uygulamalarını arttırmış, kamu kaynakları özel okullara aktarılırken, devlet okulları kendi kaderine terk edilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı eğitimde yıllardır acil çözüm bekleyen sorunları bir tarafa bırakıp, eğitim sistemi üzerinden toplum içinde yeni ayrışmalar ve kutuplaşmalar yaratacak uygulamaları hayata geçirmeyi sürdürmektedir. Özellikle eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında, eğitime yönelik doğrudan siyasi müdahaleler artmıştır. Eğitim müfredatının içeriğine dini söylem ve ifadelerin yerleştirilmiş, okul dönüşümleri sürecinde imam hatiplere ayrıcalık tanınmış, öğrenciler öğretmen yokluğu gerekçe gösterilerek dini içerikli dersleri seçmeye yönlendirilmiştir.”

 

 

ÖĞRENCİLER MAĞDUR EDİLDİ

 

“Türkiye’nin her yerinde imam hatip okullarına yeterli talep olmamasına rağmen normal ortaokullar içinde imam hatip sınıfları açılmış, bazı okullar tel örgü ve duvarlarla bölünerek öğrenciler mağdur edilmiştir. Doğrudan inanç istismarı şeklinde gündeme getirilen her lisede mescit açılmasının zorunlu hale getirilmesi ve son olarak kılık kıyafet yönetmeliğinde yapılan değişiklikle orta öğretimde başörtüsünün serbest bırakılması, okullarda velileri ve öğrencileri karşı karşıya getirecek uygulamalar olarak dikkat çekmektedir. İktidarın bir sonraki hedefi, karma eğitimi tamamen ortadan kaldırmaktır. Yıllardır toplumda yaratılan kutuplaşmanın bir benzeri okullarda, hatta sınıflarda yaratılmaya çalışılmaktadır. AKP iktidarı, her alanda olduğu gibi, eğitim alanındaki siyasal hedeflerine ulaşmak için halkın dini duygularını istismar etmekten çekinmemektedir” 

 

 

AYRIMCI VE DAYATMACI SİSTEM

“Eğitimde ayrımcı ve dayatmacı olmayan, farklı kimliklerin, dillerin ve inançların yok sayılmadığı bir eğitim sistemi için herkesin eğitim alma hakkına saygı gösterilmesi gerektiği açıktır. Türkiye laik eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusunda da geleneksel reflekslerini sürdürmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, var olan sorunları derinleştiren ve her yıl yeni sorunlar yaratan politika ve uygulamalarıyla attığı her adımda başta eğitim emekçileri olmak üzere, öğrenci ve velileri mağdur etmeyi sürdürmektedir. Öğrencilerin özel liselere, meslek liselerine, imam hatip liselerine ve açık liselere yönlendirilme süreci TEOG ile resmen bir zorunluluğa dönüşmüştür. 134 bin öğrenci meslek liselerine ve imam hatiplere zorla kaydedilirken, bugüne kadar açıklanan boş kontenjan sayısı sadece 52 bin 167’dir. Bugünkü verilere göre 82 bin öğrenci zorunlu olarak meslek lisesine ve imam hatibe devam edecektir.”

 

YÖNETİCİLER ARASINDA AYRIM

“Okullarda siyasi iktidar çizgisinde olmayan tek bir yöneticinin bile görev almaması için düğmeye basılmış ve bütün okullarda tarihin en kapsamlı sendikal-siyasal kadrolaşma ve tasfiye operasyonu gerçekleştirilmiştir. MEB, eğitimde yıllardır farklı kimlik, dil ve kültürleri yok sayan, din ve inanç istismarına dayanan, doğrudan dayatmacı politikalarının okullarda istediği gibi uygulanması için okul müdürlerinin tamamına yakınını kendi siyasal kadroları arasından belirlemiş, Eğitim Sen üyesi okul müdürlerinin yaklaşık yüzde 96’sı görevden alınmıştır.  Bugüne kadar kamu emekçilerinin hakları çıkarılan torba yasalarla sürekli tırpanlanmıştır.  Angarya çalışma, performans değerlendirme, mülakat ya da sözlü sınav uygulamaları ile iş güvencemiz elimizden alınmak istenmektedir. Eğitimde bir taraftan yoğun bir siyasal kadrolaşma yaşanırken, son çıkan torba yasa ile öğretmenlere sürgün anlamına gelen zorunlu rotasyon uygulaması yasal hale getirilmiştir.”

 

ÖĞRETMENLER ROTASYONA TABİ TUTULUYOR


“Türkiye çapında görev yapan yüz binlerce öğretmen kendi istekleri dışında zorla rotasyona tabi tutulacak, tarihin en büyük ve en kitlesel sürgünü hayata geçirilecektir. Zorunlu rotasyon dayatmasıyla birlikte aday öğretmenlere sözlü sınav getirilmesi iş güvencemizin aday öğretmenlik sürecinden başlayarak adım adım kaldırılmak istendiğini göstermektedir.  Öğretmen atamalarında, özür grubu, il içi ve il dışı tayinlerde yaşanan sorunlar sürmektedir. Öğretmen açığının 140 bin olduğu bir dönemde sadece 40 bin öğretmenin atanması yapılmış, yıllardır atama bekleyen işsiz öğretmenler bir kez daha hayal kırıklığına uğratılmıştır. Okullarda yardımcı hizmetli ve memur açıkları ile angarya çalıştırma uygulamaları sürmektedir.  Öğretmen açıkları her yıl olduğu gibi bu yıl da ücretli öğretmenlerle kapatılacak, okul öncesinde ikili eğitime geçildiği için eğitimde güvencesiz istihdam uygulamaları artarak devam edecektir. Eğitimin bütün alanlarında olduğu gibi üniversitelerde yaşanan sorunlar da katlanarak artmaktadır. Üniversitelerde üyelerimize yönelik baskılar, mobbing uygulamaları, soruşturma, sürgün ve görevden almalar devam etmektedir.”

 

BASKICI ANLAYIŞ VAR

“Üniversite yönetimlerinin anti-demokratik ve baskıcı uygulamaları artarken, haksız gerekçelerle hakkında soruşturma açılan, akademik faaliyetleri engellenen, hatta işten atılan Eğitim Sen üyeleri ancak yargı kararları ile görevlerine geri dönebilmektedir. 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın sadece son birkaç ay içinde gündeme getirdiği konular, siyasal kadrolaşma girişimleri, yapılan yasa ve yönetmelik değişiklikleri ile attığı tehlikeli adımlar, 2014-2015 eğitim öğretim yılının eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler açısından son derece zorlu ve çetin mücadelelere gebe olduğunu göstermektedir. Bu anlamıyla bugün yaptığımız grev, önümüzdeki dönem eğitim alanında yürüteceğimiz mücadele açısından önemli bir başlangıç olarak değerlendirilmelidir.”

 

 

OYUNLAR MUTLAKA BOZULACAK

“Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı şunu çok iyi bilmelidir ki, eğitim ve bilim emekçileri eğitim üzerinden oynanmak istenen oyunun ve boyunlarına geçirilmek istenen zincirin farkındadır. Eğitim ve bilim emekçileri ne kendilerinin ne de çocuklarımızın, siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerine kurban edilmesine asla izin vermeyecek, siyasi iktidarın eğitimi ve toplumu kendi çıkarları doğrultusunda “tek tip”leştirme yönündeki girişim ve uygulamalarına bütün gücümüzle karşı duracağız.  Eğitim Sen olarak, attığı her adımda tekçi, baskıcı ve dayatmacı uygulamaları ile eğitim ve bilim emekçilerini, öğrencileri ve velileri mağdur eden Milli Eğitim Bakanlığı’nı bir kez daha uyarıyor, taleplerimize kulak verilmesini, eğitimde yaşanan sorunların kalıcı olarak çözülmesini istiyoruz.” dedi. Basın açıklamasının sonununda emekçiler hep birlikte halay çekip slogan atarak dağıldılar. Eylemin tüm okullarda büyük oranda amacına ulaştığını belirten Şahin istekleri yerine gelinceye kadar bu tür eylemlerin aralıksız süreceğini söyledi.

 

 



aylin-ata şengül
26.09.2014 00:51:40
söylemler çok güzelde fotografa dikkatli bakar mısınız chp il başkanı sanki utanıyor gibi bir dönem kırıkkale de chp yüzde kırklarda iken bu partiyi eriten bitiren bir il başkanı ben olsam deği başımı egmeyi halk içine çıkamam nasıl bir hırs ki partiyi yok edip hala halkın içine çıkıyor ve koltukda oturabiliyor... yazık...

1

Uyuşturucu Operasyonunda 1 Kişi Tutuklandı

2

15 Yıllık Mücadelede Mutlu Son

3

Yeni Sanayi Sitesi Şubat Ayında İhaleye Çıkıyor

4

SAYGILI; İLK ÖNCELİĞİMİZ KIRIKKALELİ GENÇLERİMİZ OLACAK

5

SAYGILI"350 KM ALT YAPI YENİLEDİK"

6

Aydın "Kırıkkale'nin Öğretmen Açığı Yok"

7

PEHLİVANLI’DAN KÜLTÜR VE SANAT ZİYAFETİ